Rasim Ozan Kütahyalı kazandı

Rasim Ozan Kütahyalı dünkü ve bugünkü SABAH’ta çok doğru, çok umut verici ve hatta halkın genelinin temennilerini temsil eden yazılar yazıyor…
Ancak…
Ak Parti içinde “Sadettin Bilgiç'ler” olduğunu ve o milletvekillerinin; "ama şimdi de üzerimizde Erdoğan vesayeti var" dediklerini savunan genç kardeşime bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim.

*

Süleyman Demirel’in Saadettin Bilgiç ve diğer 40 AP milletvekilini ciddiye almaması sadece AP ve Demirel’i değil; bütün Türkiye’nin geleceğini perişan eti.
Önce bütçede (1970 Bütçesi) kendi hükümetini düşüren 41’ler, daha sonraki politikalarıyla da 12 Mart 1971 ara rejimine giden cehennem yollarının taşlarını döşediler.

*

1997’de bizzat görüştüğüm Demirel bana; çok az siyasi hata yaptığını ve onlardan birinin ise 41’lere karşı “müsamahasız davranmak” olduğunu söyledi.

*

Siyasette sürekli ayakta kalabilmenin yolu tahammül, uzlaşma ve gerektiği kadar (En fazla ne az) taviz vermekten geçer.
Dünyanın gelmiş geçmiş en zeki ve “başarılı” politikacısı olarak kabul edilen Talleyrand’ın en büyük özelliği; tahammül derecesinin yüksekliği, uzlaşmacılığı ve taviz verebilme ve taviz koparabilme yeteneğiydi.

*

Hasılı…
Rasim’in dediği gibi; “Türkiye halkının çoğunluğu tüm bilimsel araştırmalara göre her geçen gün daha çok hukuk ve daha çok özgürlük talep ediyor. Herkes bu iki şeyi istiyor: Hürce düşünmek, hürce konuşmak ve adalete güvenmek.”...

*

Rasim de biliyor ki bunlar şu an eksik olan değerler…
Ve genç kardeşime göre…
“Önümüzdeki dönemde yapılacak hukuk ve özgürlükler devrimini Erdoğan değil de şu adam yapar diyen varsa beri gelsin.”...

*

Rasim, ülkemizde en çok hukuk ve daha çok özgürlük istendiği yönündeki tespiti ne kadar doğruysa…
(Her şeye rağmen) Eğer bu güzellikler verilecekse bunu da yine Erdoğan’dan başkasının gerçekleştiremeyeceğine olan inancı da o kadar doğru…

*

Rasim Ozan, cesaretli, entelektüel ve samimi temenni ve tespitleriyle kazanıyor…