Rasim Ozan Kütahyalı hakkında yakalama kararı çıkarıldı!
Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı hakkında, canlı yayında Boşnaklara hakaret ettiği iddiasıyla açılan dava duruşmalarına katılmadığı ve yargının uzamasına neden olduğu gerekçesiyle yakalama kararı çıkartıldı.
Bir televizyon kanalındaki spor programında sarf ettiği sözlerle Boşnaklara hakaret ettiği iddiasıyla "Halkın bir kesimini sosyal sınıf din mezhep cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama" suçundan yargılanan ve hakkındaki zorla getirme kararına rağmen duruşmaya katılmayan Rasim Ozan Kütahyalı hakkında bugün de duruşmaya katılmaması üzerine yakalama kararı çıkarılmasına karar verildi.
"Kelimenin tam anlamıyla ırkçılık"
Kütahyalı'nın büyük tepki çeken sözlerinin ardından CHP'li İBB Meclis Üyeleri Nadir Ataman ve Hüseyin Sağ suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda Kütahyalı'nın 19 Kasım 2017 tarihinde Beyaz TV'de katıldığı Beyaz Futbol programında kendisine yapılan şakayı "kusturmalı Boşnak s…." olarak nitelediği hatırlatılmıştı. Kütahyalı'nın sarf ettiği bu sözlerin milli ve dini değerlere uymadığı ve kelimenin tam anlamı ile ırkçılık olduğu vurgulanmıştı. Ataman ve Sağ, suç duyurusunda "Bu sözler küçümseyiciliğin, tahrik ediciliğin, terbiyesizliğin ürünüdür ve nefret ile hakaret içeriklidir. Şüpheli hakkında kamu davası açılmasına ve cezalandırılmasının sağlanmasına karar verilmesini talep ederiz" denilmişti.
Ne olmuştu?
Beyaz TV'de 19 Kasım 2017 tarihinde yayımlanan programda Boşnaklarla ilgili küfür içeren sözleri büyük tepki çeken Rasim Ozan Kütahyalı hakkında ceza davası açılmıştı. İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması 1 Şubat 2019 günü görülmüştü. Davada 54 kişi şikayetçi olarak yer alırken, şikayetçiler arasında CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, MHP Milletvekili Saffet Sancaklı CHP'li İBB Meclis Üyesi Nadir Ataman, eski CHP'li meclis üyesi Hüseyin Sağ, Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı, Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Kütahya Barosu da yer almıştı. Kütahyalı'nın TCK216/2 maddesine yer alan "Halkın bir kesimini sosyal, sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılanma" hükmü kapsamında yargılanması istenmişti.