Program çekip üzerine para isteyenler var!
Bana bunları anlatan kaynağımı güç durumda bırakmamak için, sofra donattırıp üzerine para isteyen üç TV kanalını şimdilik yazmıyorum.
Üç televizyon kanalının haber yaptığı lokantalardan para talep ettiğini yazan Evin hangi kanallar olduğunu ise şimdilik açıklamadı.
"Antakya'nın ün yapmış lokantaları, televizyoncuları ve gezi-gurme yazarlarını sık sık ağırlıyor. Mesela Vedat Milor'un şehre gelip çektiği program, defalarca (27 kez) NTV'de yeniden yayınlanmış. Mekan sahipleri, doğal olarak bundan gurur duyuyor." diyen Evin, köşesinde şöyle devam etti:
"Ancak ne yazık ki her televizyoncu, Vedat Milor gibi hem mekanı
tanıtıp, hem de hesabı ödeme kuralını yerine getirmiyor. Ohooo!
Neden bahsediyoruz? Bırakın hesap ödemeyi, televizyon
programı için mekan sahiplerinden para isteyenler
varmış!
Rayicini sordum; programda iki dakika yayınlanacak bir çekim için mekan sahiplerinden 1.250 TL istendiğini öğrendim. Anlayacağınız, görsel medyadaki bazı meslektaşlarımız, 'haber' malzemesini doğrudan paraya tahvil ederek bu işi götürüyor."
BUNUN ADI HARAÇTIR
Bunun adı haraçtır. Sponsorlu programlar hariç, basın mensupları hem program çekip hem de 'haber kaynağı'ndan para isteyemez. Sponsor zaten parayı anlaşma karşılığında TV kanalına öder, doğrudan haberciye ödeme yapılmaz.
Bu da yayınlanan programda belirtilir. İzleyici, buna göre
muhakemesini yapar.
Programı sunan kişi, zaten o işi yapmakla mükellef olduğu için
çalıştığı kuruluştan maaş veya telif alır. Bu tip
'gezme-yeme' programları veya yazılarında
olabilecek en maksimum 'alışveriş', ancak mekan
sahibi teklif ederse, çekim için kurulan sofranın hesabının
ödenmemesi olabilir. Ki bu da daha evvel, özellikle yazılı basında
çok tartışılmış bir konuydu: Bir mekanda yiyip içip para
ödemezsen, eleştirme ve haberi doğru yansıtmada sorun yaşarsın.
Ayrıca mekanda, gazeteciye göre farklı muamele yapılması da
kuvvetle muhtemel...
REKLAM DEĞİL PROGRAM
Ancak televizyon çekiminde kimliği gizlemek gibi bir durum
sözkonusu değil. Özellikle şehir dışındaki mekanlarda çekim
yaparken, bu tip pazarlıkların döndüğünden TV kuruluşunun da haberi
olmayabilir. Ne de olsa televizyoncu, doğrudan parayı cebe
indiriyor. Burada televizyon kuruluşunun alabileceği tek önlem,
dürüstlüğünden şüphe duymadığı kişilerle çalışmak.
Mekan sahiplerine de uyarım, bu tip tufalara düşmemeleri. Zaten
işini iyi yapıyorsan, karşılığını bulursun. Reklam yapmak istersen,
fatura alarak istediğin kanala, yayına reklam verebilirsin.
Bana bunları anlatan kaynağımı güç durumda bırakmamak için, sofra
donattırıp üzerine para isteyen üç TV kanalını şimdilik yazmıyorum.
Onlar kendini bilir! Görsel medyanın 'ombudsman'lığı ciddiye
almasının zamanı geldi de geçiyor.