“Postal” gitti, “Beyefendi” geldi...
Mehmet Baransu'dan hükümet için çok ağır sözler... İktidarı baskıcı ilan etti ve hatta...
GAZETECİLER.COM -
"Postal" gitti, "Beyefendi"
geldi...
Taraf yazarı Mehmet Baransu'nun bu
sözleri Başbakan Erdoğan için...
Yazısının finaline koyduğu parağrafta hükümeti 28 Şubat
döneminden bile daha baskıcı olmakla itham ediyor.
Şu ağır satırlara imza koyuyor;
"Stratfor gerçeğini görünce, aslında
medya üzerinde 28 Şubat sürecine benzer hatta daha ağır bir
yaptırım olduğunu net bir şekilde görmeye başladık. Dün askerin
korkusuyla yazı yazamayanlar, bugün hükümet korkusuyla yazı
yazamamaya, eleştiri yapamamaya başladılar. Öyle ki Taraf dışında
“eleştiri” yapacak, gerçekleri ortaya koyacak bir medya organı
bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. “Postal” gitti, “Beyefendi”
geldi..."
YANAŞMA YAZARLAR
Stratfor belgelerinde ismi geçen
Başdanışman İbrahim Kalın ile ilgili medyanın suskun kalmasını da
eleştiren Baransu, iktidara yakın kalemlere çakıyor.
Diyor ki;
"Yeryüzünde hiçbir kuruluşun elinde olmayan “erişim olanağı”
Başbakan’ın başdanışmanı İbrahim Kalın, işte bu kuruluşa
“kaynaklık” yapan isimlerden biri.
MİT-KCK ilişkisini eleştiren yazarlara, MOSSAD ajanlığı
suçlamasını yapan dünün Milli Görüş’çüsü, bugün gömlek değiştirip
AK Parti’ye yanaşan “yanaşma kalemleri” ise bu gerçekler
karşısında nedense sessizliğe bürünmeyi tercih ettiler. Bir
başdanışmanın “Gölge CIA” olarak adlandırılan bir kuruluşla
ilişkisini normal karşılıyorlar. Oysa görünen ve ortaya çıkan
belgeler tam tersini söylüyor. Normal bir ülkede casuslukla
suçlanacak fiiller, şu sıralar hem hükümet kanadında hem de
medyanın yeni yanaşma kalemleri tarafından normal
karşılanıyor.
BİR DE MÜSLÜMAN
OLACAKLAR...
Bu yanaşmaların birçoğunun “Müslüman” ve de “milliyetçi” olarak kendilerini tanımladıkları notunu da ekleyeyim. Müslümanlar ama Allah’tan korkmuyorlar. Müslümanlar ama “düzenin” yeni güçleri kendilerini Allah’tan daha fazla korkutuyor. Milliyetçiler ama bir danışmanın istihbarî bir kuruluşa bilgi vermesini normal karşılıyorlar.
Tüm bunları ne uğruna mı yapıyorlar? Bulundukları kurumdaki köşelerini, işlerini kaybetmeme adına. Birkaç televizyon programı yapıp, üç beş kuruş fazla para kazanma adına.