Perihan Mağden'den bomba yazı
Günün yazısı Taraf'ın arka sayfasını kaplıyor. İmza da Perihan Mağden'e ait... Özkök, Akinan, Nuray Mert ve Oray Eğin'e saydırıyor...
GAZETECİLER.COM -
Taraf'ın arka sayfasını kaplayan yazı bomba!
İmza Perihan Mağden'e ait...
Bir süredir "köşelerden" uzak olan Perihan Mağden, Taraf'taki yeni yerinde "hasımları" ile adeta toptan hesap görmüş...
Neler dememiş ki:
Ertuğrul Özkök'e "medyanın yelloz kalemi" demiş...
Serdar Akinan'a "ajan prodüktör" adını takmış...
Oray Eğin'in gözlerine yansıyan acıya "O-HA" çekmiş.
Nuray Mert'e "N.Mert" diyerek inceden çakmış...
İşte yazısından önemli başlıklar:
ERTUĞRUL ÖZKÖK: "YELLOZ"
"Merkez medyanın en kurnaz, en tahripkar, en yelloz kalemi gitmiş Ahmet Kaya'nın mezarı önünde melül mahzun dikilmiş, bol bol fotoğraflatmış kendini: bir de alt metin düzenlemiş feci aklınca: Efendim, aralarına bir manşet tatsızlığı girmiş olan ve "Saza niye gelmedin" şarkısına bayıldığı Ahmet Kaya'yla helalleşmiş.
Bu "kalan" gidip kendi hakkını mı helal ediyor dolaylı yoldan da olsa ölümüne neden olduğu Ahmet Kaya'ya, ne halt ediyor uhrevi olarak: onu çıkartamıyoruz. Çıkartmamızı istediği ne kadar uzlaşmacı, kutupsuz, uhrevi, zart zurt...
SERDAR AKİNAN : AJAN PRODüKTÜR
Ertuğrul Özkök bildiğiniz gibi TRT için yapılan bir belgesel çekimi dolayısıyla Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret etmişti. O belgeseli yapan Serdar Akinan'ın kardeşi Serhat Akinan... Bu bilgiden yola çıkan Perihan Mağden bu kez Serdar Akinan'ı kalemine doluyor ve ona saydırıyor:
"Aa! Olusa bu kadar olur: DJ Dobi'nin erkek kardeşi demek TRT'ye bu programı yapıp satan prodüktör! DJ Dobi ki daha yakın zamandan gastesi Akşam adına mıdır, en azından ordan manşet manşet Murat Karayılan'la görümesiyle gündemi sarsalamıştı. (...) Şimdi Kandil belgeseli çekmekle meşgul oralarda. Medyalamamızın nasyonalist figürleri "pro-PKK" kesildiler bir nevi başımıza. (...) Bu nedenle Paris Kabir Ziyareti nedeniyle kendisine "ajan prodüktör" lakabını vermeme izin veriniz rica ederim. "
ORAY EĞİN : "O-HA"
2 Kanka Berlin'de buluşuyorlar. (O.Eğin ta Amerikalar'dan kalkıp bir kaç günlüğüne geliyor) ve gözlerindeki acı, Hürriyet manşetleriyle bir nevi sürgünde ölümüne neden olduğu adamın gözlerindeki (farazi benzer) acıyı hatırlatıyor Eski Genel Yayın Kaptanına!
O-HA!
(...) Hoş kankası Oray Eğin'e neden bir köşe ihsan etmedi tüm Hürriyet partilerinde "dışardan" tek insan olarak ağırlandığı halde orası meçhul! E tabii konsere gitmek, onun gözlerinde o acıyı görmek ayrı, köşe ihsan etmek ayrı.
NURAY MERT : N.MERT
O akademisyen doçent doktor N.Mert'tir ki: "Sivil dikta kavramını yurda ben armağan ettim" diye müdavimi olduğu manazara programlarında yırtınmaktan perişan oldu. Oysa mahalle baskısından sonra tedavülde en uzun süre kalan o kalp paranın, pardon kavramın patentinin Soner Yalçın'a ait olduğu: "Bu kavramı dolaşıma saklalıyız" vs tarzı notlarından evi basıldığında ortaya çıkmıştı.
YANDAŞ MEDYADA DAHİ...
Perihan Mağden, Ertuğrul Özkök'ten yola çıkarak onun çevresindeki bütün isimleri de haşladığı yazısının finalini şöyle yapıyor:
"Cürmünden çok fazla yer (nefes alıp verebileceğimiz: orman) yakan bu ideolojiden, medyadaki temsilinin vahim ağırlığında (yandaş medyada dahi onların meşrebi egemen) bu aktörler aktristler arasındaki müthiş dayanışmadan, paslaşmadan daha tehlikeli bir şey de görmem mümkün değil naçar demokrasimiz için. Demokrasimiz adına."
İmza Perihan Mağden'e ait...
Bir süredir "köşelerden" uzak olan Perihan Mağden, Taraf'taki yeni yerinde "hasımları" ile adeta toptan hesap görmüş...
Neler dememiş ki:
Ertuğrul Özkök'e "medyanın yelloz kalemi" demiş...
Serdar Akinan'a "ajan prodüktör" adını takmış...
Oray Eğin'in gözlerine yansıyan acıya "O-HA" çekmiş.
Nuray Mert'e "N.Mert" diyerek inceden çakmış...
İşte yazısından önemli başlıklar:
ERTUĞRUL ÖZKÖK: "YELLOZ"
"Merkez medyanın en kurnaz, en tahripkar, en yelloz kalemi gitmiş Ahmet Kaya'nın mezarı önünde melül mahzun dikilmiş, bol bol fotoğraflatmış kendini: bir de alt metin düzenlemiş feci aklınca: Efendim, aralarına bir manşet tatsızlığı girmiş olan ve "Saza niye gelmedin" şarkısına bayıldığı Ahmet Kaya'yla helalleşmiş.
Bu "kalan" gidip kendi hakkını mı helal ediyor dolaylı yoldan da olsa ölümüne neden olduğu Ahmet Kaya'ya, ne halt ediyor uhrevi olarak: onu çıkartamıyoruz. Çıkartmamızı istediği ne kadar uzlaşmacı, kutupsuz, uhrevi, zart zurt...
SERDAR AKİNAN : AJAN PRODüKTÜR
Ertuğrul Özkök bildiğiniz gibi TRT için yapılan bir belgesel çekimi dolayısıyla Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret etmişti. O belgeseli yapan Serdar Akinan'ın kardeşi Serhat Akinan... Bu bilgiden yola çıkan Perihan Mağden bu kez Serdar Akinan'ı kalemine doluyor ve ona saydırıyor:
"Aa! Olusa bu kadar olur: DJ Dobi'nin erkek kardeşi demek TRT'ye bu programı yapıp satan prodüktör! DJ Dobi ki daha yakın zamandan gastesi Akşam adına mıdır, en azından ordan manşet manşet Murat Karayılan'la görümesiyle gündemi sarsalamıştı. (...) Şimdi Kandil belgeseli çekmekle meşgul oralarda. Medyalamamızın nasyonalist figürleri "pro-PKK" kesildiler bir nevi başımıza. (...) Bu nedenle Paris Kabir Ziyareti nedeniyle kendisine "ajan prodüktör" lakabını vermeme izin veriniz rica ederim. "
ORAY EĞİN : "O-HA"
2 Kanka Berlin'de buluşuyorlar. (O.Eğin ta Amerikalar'dan kalkıp bir kaç günlüğüne geliyor) ve gözlerindeki acı, Hürriyet manşetleriyle bir nevi sürgünde ölümüne neden olduğu adamın gözlerindeki (farazi benzer) acıyı hatırlatıyor Eski Genel Yayın Kaptanına!
O-HA!
(...) Hoş kankası Oray Eğin'e neden bir köşe ihsan etmedi tüm Hürriyet partilerinde "dışardan" tek insan olarak ağırlandığı halde orası meçhul! E tabii konsere gitmek, onun gözlerinde o acıyı görmek ayrı, köşe ihsan etmek ayrı.
NURAY MERT : N.MERT
O akademisyen doçent doktor N.Mert'tir ki: "Sivil dikta kavramını yurda ben armağan ettim" diye müdavimi olduğu manazara programlarında yırtınmaktan perişan oldu. Oysa mahalle baskısından sonra tedavülde en uzun süre kalan o kalp paranın, pardon kavramın patentinin Soner Yalçın'a ait olduğu: "Bu kavramı dolaşıma saklalıyız" vs tarzı notlarından evi basıldığında ortaya çıkmıştı.
YANDAŞ MEDYADA DAHİ...
Perihan Mağden, Ertuğrul Özkök'ten yola çıkarak onun çevresindeki bütün isimleri de haşladığı yazısının finalini şöyle yapıyor:
"Cürmünden çok fazla yer (nefes alıp verebileceğimiz: orman) yakan bu ideolojiden, medyadaki temsilinin vahim ağırlığında (yandaş medyada dahi onların meşrebi egemen) bu aktörler aktristler arasındaki müthiş dayanışmadan, paslaşmadan daha tehlikeli bir şey de görmem mümkün değil naçar demokrasimiz için. Demokrasimiz adına."