Partizan Medya fazla mı abartıyor?

Baykal, kızını istemeye gelen fukara damada tepeden bakan valıklı kız babası gibi dimdik dururken, Kılıçdaroğlu ise

ADNAN BERK OKAN
Medyamızda, daha doğrusu yeni tabiriyle "Partizan Medya"da Kılıçdaroğlu'yla ilgili "abartılı" habercilik devam ediyor.
Bu arada asıl konuya girmeden çok büyük bir hatayı hatırlatayım.
Kılıçdaroğlu'nun, Gandi ile özdeşleştirilmesi.
Çünkü Gandi, İngilizler tarafından büyük Hindistan'ı parçalamak ve kontrol altında, kadere boyun eğdirmekle görevlendirilmişti.
Eğer Kılıçdaroğlu gerçekten de Gandi olacaksa; üniter devletin parçalanacağını, bu arada aynen Hindistan parçalanırken olduğu gibi kanlı bir iç savaş yaşayacağımızı, yüzbinlerce yurttaaşımızın öleceğini daha şimdiden kabul etmeliyiz ki ağzımızdan yel alsın...
Şimdi artık Kılıçdaroğlu'nun Baykal'ı evinde ziyaret edişinin analizine geçebilirim.

Kılıçdaroğlu'nun, müstafi genel başkan Baykal'ı evinde ziyaretin Partizan medya geniş yer verdi, televizyonlar dönüp, dönüp gösterdi.
Ve aynı medyanın gazeteleri şöyle manşet attılar:
"Genel Başkanım emrinizdeyim."
Oysa haberin içeriğini okuduğumuzda Baykal'ın öyle bir şey demediğini "Partimin emrindeyim" dediğini gördük.

Ve bir şey fazla dikkatimi çekti.
Deniz Baykal yaşadığı müddetçe, Kemal Kılıçdaroğlu CHP'ye Genel Başkan olamaz...
Haliyle "CHP'de Yeni Lider" bekleyenler çok yakın bir zamanda hayal kırıklığına uğrayacaklar.

Aşağıdaki fotoğrafa bakarsanız bu durum çok net anlaşılıyor.
Baykal, kızını istemeye gelen fukara damada tepeden bakan varlıklı kız babası gibi dimdik dururken, Kılıçdaroğlu ise varlıklı adamın kızını istemeye hakkı olmadığına kendini inandırmış ama "sevdim seni bir kere" pişmanlığına tutsak olmuş fukara genç gibi mahcup, ezik.

Ecevit merhum kibardı ama vakurdu.
"Eğilmez başın gibi dağlar bulutlu efem" türküsüne model niyetine durur ve bakardı muhatabının gözlerinin içine.
Kılıçdaroğlu'nun "Recep Bey" demesinden de "Etro" gömlek giymesinden de daha önemli olan işte bu ezikliği...

Baykal, insan yaşamında korkulacak tek korkunun "korku" olduğunu felsefe edinmiştir.
Ceberrut bir medya ve "bir türlü tatmin olmayan bir parti içi muhalefete" rağmen hep dik durdu...
Mehmet Ali Birand'a konuk olduğunda bunu bir kez daha gördük.
Ne kadar güvenli ve kararlıydı.
En son başına örülen çorabı yırtıp atarken de "Mücadelem sürecek" demekten çekinmedi...
Kılıçdaroğlu'ysa, İngilizlerin "Cruise Control" olarak görevlendirdikleri Gandi gibi "sadece korkudan korkmam" der gibi davranıyor...
Mezarlıkta ıslık çalanlardan yani...