Papparizi teröründe asıl suçlu kim?
Hıncal uluç gündemdeki magazin gazeteciliği tartışmasına katılmış bugün. Hem de referans niteliğindeki bir yazıyla...
GAZETECİLER.COM - Hıncal Uluç bugün önemli ve değerli bir yazıyla gündemimizde. Oyuncu Timuçin Esen'in Papparizi terörüne maruz kalmasıyla başlayan tartışmaya usta gazeteci de dahil olmuş. Tabii 'usta' olmanın gerektirdiği şekilde dahil olmuş.
Hıncal Uluç magazin gazeteciliği tartışmasında eleştirilerin yönelmesi gereken doğru adresi ilan etmiş bugün. Ne yerlerde süründürülen Esen, ne polis, hatta ne de o muhabirler. Uluç'a göre asıl suçlu o muhabirlerin yöneticisi olan medyanın taşıyıcı aktörleri. Uluç'un bu tartışmada referans olacak nitelikteki yazısını bizce...
"Asıl suçlu kim?.
Günlerdir tartışılıyor.. Çok da iyi oluyor..Timuçin Esen'in
kelepçe vurulup yerlerde sürüklenmesi ile patlayan magazin
haberciliği ve muhabirliği günün konusu.. Hemen her köşe yazarı
konuya girdi. Hemen her köşe başında bu konuşuluyor..
Antalya Festivali'nde de gündem oydu. Bir yanda protesto eden
sanatçılar.. Öte yanda herkesi sorgulayan magazin muhabirleri..
Soru hep ayni..
Suçlu kim?..
Bana da sordular, Festivalin açılış gecesi.. Etrafımda yığınla
kamera, önümde yığınla mikrofon..
Düşündüklerimi söyledim.. Yazayım da..
İşler böylesine çığırından çıkıp, böylesine çirkinleştikten sonra,
suçlu aramak boş.. Aslında tartışılan taraflardan hiç biri "Asıl"
suçlu değil.. Ne Timuçin Esen, ne de onu çeken magazin kameraları..
Asıl suçlu o çocukların yöneticileri.. TV'leri ve gazeteleri
yönetenler.. Onlar öyle görüntüler istiyor çünkü..
Özellikle günümüzde iş bulmak ve işi korumak çok zor.. Bu çocuklar
her gece böylesi görüntüler götürmedikleri takdirde işlerini
kaybedeceklerini düşünüyorlar. O görüntüyü arıyor, bulamazlarsa
tahrik edip yaratıyorlar.
O zaman dengeyi yitiriyoruz. Denge bozulduktan sonra, artık her şey
olur..
Timuçin Esen'in Beyoğlu'na gidip içki içmek hakkı. Kaçırıp sarhoş
da olabilir..
O çocukların da Beyoğlu sokaklarında o görüntüleri çekme hakları
var.. Çünkü bu ülkede bunu yasaklayan kural yok. Ve de bu ülkede
de, dünyanın her yerinde olduğu gibi, ünlülerin özel yaşamları
haber..
Şimdi bakın.. "Kural yok" dedim.. Ne demek bu?..
Yıllar önce Monaco'da Büyük Otel lobisinde oturuyorum. atv
kameramanı geldi. "Hıncal Ağbi akşamki maç için görüşlerini alalım,
ana haberde yayınlamak için" dedi..
Kapının önüne çıktık. Daha iki laf etmedim, iki polis.. "Burada
çekim yapmak için izniniz var mı" dedi..
Öğrendik ki, Monaco sokaklarında çekim yapmak, arkamızdan,
yanımızdan gelen geçenlerin özel yaşamlarının teşhiri anlamına
geldiği için yasakmış.. Tekrar içeri girdik. Bu defa otel
güvenlikleri koştu.. "Lobide çekim için Otel Müdürlüğü'nün izni
gerek" diye.. Ayni sebeple..
Yani, Fransa gibi özgürlükler ülkesinde, dünyada özgürlükleri
"İhtilal" le başlatan ülkede, özgürlüğün sınırının, başkalarının
özgürlüğünün başladığı yere kadar olduğunu öğrendik.
Bizde böyle bir sınır yok..
Sınır olmayınca, hele bir de ihtiraslı yöneticiler ille de böyle
görüntüler isteyince, rezillik doğuyor..
Çocuklar içkili Timuçin'i çekiyor. Timuçin'in arkadaşları tekme
sille önlemeye kalkıyor. Timuçin dağıtıyor.. Polis.. Polise
direnme.. Pislik.. Utanç.. Rezillik..
Ahmet Hakan "Asıl suçlu, Timuçin Esen'e 'Ne zaman adam oldun lan'
falan diye saldıran magazin muhabirleri değildir... Herhangi bir
kalite kontrolü falan yapmadan onları sahada görevlendirenlerdir"
diyor.. Haklı ama eksik.. Asıl mesele magazin muhabirlerinin değil,
onları görevlendirenlerin kalitesi çünkü..
O iğrenç magazin programlarını hatırlayın.. "Dan" diye gong
sesleri.. "Az sonra" çığlıkları, ekranın yarısını dolduran yazılar
arasında yüz kere anons, bin kere tekrarla yayınlanan o iğrenç
görüntüleri hatırlayın.. Hepsi sipariş onların.. Ya çekersin, ya
gidersin.. Ne yapacak magazin muhabiri..
atv, Kanal D, Show Tv bu tür programları yayından kaldırdı. Ama
Cengiz Semercioğlu altını çizmiş.. Star ve Fox Tv devam ediyor ne
yazık ki.. Ve de hemen bütün gazetelerin editörleri böylesi
fotoğrafları hem de birinci sayfadan yayınlamaya bayılıyorlar..
O zaman bu tür iğrenç gazetecilik de devam ediyor..
Yerlerde sürünen Timuçin Esen değil, bizim mesleğimiz!.."