Pakize Suda neden Altaylı'yla ters düştü?..

Haliyle Pakize Suda’nın aynasındakiler, Fatih Altaylı’nın aynasında görünenlere benzemez…

Pakize Suda, “evlilikler bitmeye mahkûmdur” diyor…

Fatih Altaylı ise tam tersini savunuyor…

Suda, evliliklerde aldatmayı da kaçınılmaz olarak görüyor nedense…

Bunun adına “Genelleme” denir…

Tekil olaylardan hareketle benzer tüm olaylarda aynı sonuca ulaşılacağını iddia etmek gibi artık hiç kullanılmayan bir önerme…

Fatih Altaylı ise bazı yaşdönümü erkeklerinin ya da parayı sonradan bulmuş, gençliği kadınsız geçmiş kimi adamların evliliklerini yürütemediklerini ama sonradan kafalarını vurduklarını ve ilk eşlerini aradıklarını söylüyor…

Tartışılan aynı kurum: Evlilik…

Ama iki farklı görüş…

Neden?..

Çünkü evlilik, bir insanın aynaya baktığında gördüklerini anlatması gibi bir şeydir…

Herkes aynada kendi gördüklerini anlatır…

Haliyle Pakize Suda’nın aynasındakiler, Fatih Altaylı’nın aynasında görünenlere benzemez…

Suda, evlilik denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmış, ihaneti görmüş, (kendi ifadesine göre hiç ihanet etmemiş) bir hanımefendidir…

Fatih Altaylı ise mutlu bir evlilik sürdürmektedir…

Cebinde parası olmadığı dönemlerle, çok para kazandığı son yıllar onun evliliği üzerine gölge düşürmemiş, Ataylı eşini ve kızını bir gün öncesinden daha çok sevmiştir…

Pakize evlilik kurumunun pamuk ipliği ile bağlı olduğunu iddia ederken Altaylı ise aksini söylemektedir…

François Sales, “Biz başkalarının kusurlarını görmek hususunda kartallara, kendi kusurlarımızı görmek bakımından ise köstebeklere benzeriz” demişti...

Evlilikte bunun tersini başaran çiftlerin mutluluğu kesintisiz ve sonsuz olur…

François Sales’i haklı çıkarmak isteyen adamlarla evlenen veya kendisi François Sales’i doğrulamak için büyük çaba gösteren Pakize Hanım ile François Sales’in düşüncesinin yanlış olduğunu kanıtlayan (Gazetecilikle değil sadece evlilikle ilgili) Altaylı, evlilik konusunda aynı şeyleri yazacak değillerdi…