Özyılmazel: Yaptığınız dedikodu lan, dedikodu!
"Bugünün bir kutucuk yazısı, bir atımlık haberi için belki de ömürlük dostlarını, arkadaşlarını ağızlarının suyu aka aka satıverirler"
ADNAN BERK
OKAN
Pakize Düşükçene Ayşe özyılmazel'in bugünkü yazısını "fena şekilde Leman!" eden bir mail gönderdi "yayımlayayım" diye...
Okudum...
Dedim ya...
"Fena halde Leman!"
Tazminat konusu olur...
Ayşe davayı kazanır...
Pakize Hanım tatmin olacak diye olan sitemize olur...
Ama...
Pakize Hanımefendi'nin çok da haklı olduğu yerler vardı makalesinde...
O halde ben, hakaret etmeden sadece hatırlatma yaparak eleştireyim Ayşe kızımı...
Sevgili Ayşe...
Unutma ki bugün gazetecilikte bulunduğun yeri "Hıncalım" dediğin ustana borçlusun...
Sana önce kendi köşesinde yer verdi...
Sonra da her zaman etkin olduğu patronlarına rica etti ve SABAH'ın ekinde yazmaya başladın...
Sonra da (mutlaka hak ederek) haftanın iki günü SABAH'a yayımlandı yazıların, yayımlanıyor...
Ve fakat Ayşe; çok kötü bir huyun var...
Kendini "Çok iyi bir insan zannetmen"...
Aslında olgunlaşamamış her insanın öyle kötü bir huyu vardır...
Olgunlaşamamış herkes kendini peygamber, başkalarını Ebu Cehil zanneder...
Öyle görür...
Diyeceksin ki:
"Tamam; diyeyim olgunlaşmadım ama Hıncal'ıma vurduğumu nereden çıkardın?"...
Bak işte şu yazdıklarından:
"Bugünün bir kutucuk yazısı, bir atımlık haberi için belki de ömürlük dostlarını, arkadaşlarını ağızlarının suyu aka aka satıverirler.
Sonra da kalkıp bunu aziz ve kutsal gazetecilik uğruna yaptıklarını bahane edeler. "
Çünkü bu tarifin uyduğu tek kişi var medya dünyamızda: Hıncal Uluç..
İstersen onun "Yaşayan Dostlar Mezarlığı"nı sayayım sana..
Özhan Canaydın ("Beni Hıncal'ın yazdıkları kanser etti" diyecek kadar kırgındı en yakın dostu Hıncal Uluç'a)...
Mustafa Denizli...
Fatih Terim, ("en yakın dostlarımdan biri" dediği fatih Terim'in üzerine yapışıp kalan "Kıro" sıfatının telif hakkı Uluç'a aittir)
Alp Yalman...
Adnan Polat...
Fath Altaylı (bugün için kavgalı değiller ama Fatih'e yönelik en ağır, en kırıcı eleştirileri Hıncal ağabeyi yaptı)...
Ahmet Hakan (gerçi şimdi dostlar ama Ahmet için yazdıklarını benim için yazsaydı kahrolurdum)...
Ayşe Arman...
Ve hatta sen Ayşe...
Seni nasıl da aşağıladığını unutmuş değilsin ki Hıncal'ına (adını vermeden) fena çakmışsın...
Hâsılı Ayşe...
"Bugünün bir kutucuk yazısı, bir atımlık haberi için belki de ömürlük dostlarını, arkadaşlarını ağızlarının suyu aka aka satıverirler" yazının uyduğu tek kişi var bugün medyamızda: Hıncal Uluç...
Yukarıda adı geçen ve hepsi için de "En Yakın Dostumdur" dediği bu kişileri "bir atımlık köşe yazısı" için nasıl da bilmem neyin neresine sokup çıkardığını hatırla...
Yani Ayşe...
adnanberkokan@gmail.com
Pakize Düşükçene Ayşe özyılmazel'in bugünkü yazısını "fena şekilde Leman!" eden bir mail gönderdi "yayımlayayım" diye...
Okudum...
Dedim ya...
"Fena halde Leman!"
Tazminat konusu olur...
Ayşe davayı kazanır...
Pakize Hanım tatmin olacak diye olan sitemize olur...
Ama...
Pakize Hanımefendi'nin çok da haklı olduğu yerler vardı makalesinde...
O halde ben, hakaret etmeden sadece hatırlatma yaparak eleştireyim Ayşe kızımı...
Sevgili Ayşe...
Unutma ki bugün gazetecilikte bulunduğun yeri "Hıncalım" dediğin ustana borçlusun...
Sana önce kendi köşesinde yer verdi...
Sonra da her zaman etkin olduğu patronlarına rica etti ve SABAH'ın ekinde yazmaya başladın...
Sonra da (mutlaka hak ederek) haftanın iki günü SABAH'a yayımlandı yazıların, yayımlanıyor...
Ve fakat Ayşe; çok kötü bir huyun var...
Kendini "Çok iyi bir insan zannetmen"...
Aslında olgunlaşamamış her insanın öyle kötü bir huyu vardır...
Olgunlaşamamış herkes kendini peygamber, başkalarını Ebu Cehil zanneder...
Öyle görür...
Diyeceksin ki:
"Tamam; diyeyim olgunlaşmadım ama Hıncal'ıma vurduğumu nereden çıkardın?"...
Bak işte şu yazdıklarından:
"Bugünün bir kutucuk yazısı, bir atımlık haberi için belki de ömürlük dostlarını, arkadaşlarını ağızlarının suyu aka aka satıverirler.
Sonra da kalkıp bunu aziz ve kutsal gazetecilik uğruna yaptıklarını bahane edeler. "
Çünkü bu tarifin uyduğu tek kişi var medya dünyamızda: Hıncal Uluç..
İstersen onun "Yaşayan Dostlar Mezarlığı"nı sayayım sana..
Özhan Canaydın ("Beni Hıncal'ın yazdıkları kanser etti" diyecek kadar kırgındı en yakın dostu Hıncal Uluç'a)...
Mustafa Denizli...
Fatih Terim, ("en yakın dostlarımdan biri" dediği fatih Terim'in üzerine yapışıp kalan "Kıro" sıfatının telif hakkı Uluç'a aittir)
Alp Yalman...
Adnan Polat...
Fath Altaylı (bugün için kavgalı değiller ama Fatih'e yönelik en ağır, en kırıcı eleştirileri Hıncal ağabeyi yaptı)...
Ahmet Hakan (gerçi şimdi dostlar ama Ahmet için yazdıklarını benim için yazsaydı kahrolurdum)...
Ayşe Arman...
Ve hatta sen Ayşe...
Seni nasıl da aşağıladığını unutmuş değilsin ki Hıncal'ına (adını vermeden) fena çakmışsın...
Hâsılı Ayşe...
"Bugünün bir kutucuk yazısı, bir atımlık haberi için belki de ömürlük dostlarını, arkadaşlarını ağızlarının suyu aka aka satıverirler" yazının uyduğu tek kişi var bugün medyamızda: Hıncal Uluç...
Yukarıda adı geçen ve hepsi için de "En Yakın Dostumdur" dediği bu kişileri "bir atımlık köşe yazısı" için nasıl da bilmem neyin neresine sokup çıkardığını hatırla...
Yani Ayşe...
adnanberkokan@gmail.com