Özkök'ün yayın yönetmeni olarak son yazısı
"Bugün genel yayın yönetmeni olarak son yazımı yazıyorum." Ertuğrul Özkök Hürriyet'in tepesindeki son yazısını yazdı.
Ertuğrul Özkök Genel Yayın Yönetmeni olarak kaleme aldığı son
yazısında nelere yer verdi? İşte Ertuğrul Özkök Hürriyet'in
tepesindeki son yazısını yazdı.
20 YILDA KİMDEN NE
ÖĞRENDİM?
BUGÜN genel yayın yönetmeni olarak son yazımı yazıyorum.
Dün 11’inci kattaki odamda oturup geriye gittim.
Gazetecilik ve genel yayın yönetmenliği görevinde kimden ne öğrendim.
DOLDURUŞA GELMEME DERSİ
22 Mart 1990 günü Hürriyet künyesinde adım genel yayın yönetmeni olarak çıktığında, beni bekleyen ilk tehlikeyi de öğrendim.
İşim bitmiş çıkıyordum. Gazetenin kapısında fotoğraf editörlüğü
yapan arkadaşımız duruyordu. “Taksim tarafına gidiyorsan seni
bırakayım” dedim.
Oraya gidiyormuş. Yolda bana şunu söyledi:
“Ertuğrul Bey, çok üzüldük, siz gidiyormuşsunuz, yerinize Güneri
Civaoğlu geliyormuş.”
Dakika bir, ders bir:
Dolduruşa gelme.
GYY
GİBİ DURMA DERSİ
Birçok defalar yazdım. Biz gazetecilerin en iyi sendika başkanı
Güneri Civaoğlu’dur.
Hepimize, gazetecilerin iyi yaşayabileceğini öğreten en iyi rol modelimiz odur ve henüz kimse onu geçemedi.
Genel yayın yönetmeni gibi durmayı ondan öğrendim.
TABU YIKMA DERSİ
Banko Turgut Özal’dan öğrendim. Yerleşik tutumları sorgulama,
sarsma, cüretkâr olma dersini ondan aldım.
ŞİMDİKİ ZAMAN DERSİ
Ankara temsilciliğim sırasında biri bana, “Hürriyet’in mi yoksa
Cumhuriyet’in mi Ankara temsilcisi olmayı isterdin” diye
sordu.
Hiç düşünmeden “Cumhuriyet’in” cevabını verirdim.
Yakın çevremdeki herkes o günlerde Cumhuriyet okuyordu.
Bilinçaltım, kendime en büyük rakibin Cumhuriyet Ankara Temsilcisi
Yalçın Doğan olduğunu söylüyordu.
“Gidiyor, geliyor” gibi şimdiki zaman kipiyle
yazı yazmayı, onu taklit ederek öğrendim.
HAYATA AÇILMA DERSİ
Hiç şüphesiz, kuşağımın bütün gazetecileri gibi, hayatın bütün
renklerini yaşamayı ve yaşadıklarını yazmayı, en önemlisi de
bunları, klasik gazetecileri çatlatacak şekilde en cüretkâr şekilde
yazmayı Hıncal Uluç’tan öğrendim.
Türk basınına renk getiren herkeste onun etkisi vardır.
SORU
SORMA DERSİ
Gazetecilikte en önemli şeylerden biri en cüretkâr soruları
sorabilmektir.
Soru sormayı Ayşe Arman’dan öğrendim.
Daha doğrusu, en heyecan verici bilgileri ortaya çıkaran
tekniği.
Yani, en çocukça soruları, en çocukça ifadelerle sormayı ondan
öğrendim.
PUZZLE
KURMA DERSİ
Herkesin gözü önünde bulunan, başka gazetelerde, dergilerde çıkmış
unsurları birleştirip, bunlardan bir senaryo çıkarmayı Yankı
Dergisi’nde çalışırken Mehmet Ali Kışlalı’dan öğrendim.
GELENEK
KURMA DERSİ
Her şeyi kırıp dökmeye mütemayil bir devrimperver olarak,
gazetecilikte geleneğin de ne kadar önemli olduğunu Oktay Ekşi’den
öğrendim. Bunun stajını da onunla ilişkilerimde yaptım.
GELENEK
KIRMA DERSİ
İçimde zaten vardı ama içimdeki o mücevheri Serdar Turgut
çıkardı.
O dersi de ondan aldım.
GAZETE
YAPMA DERSİ
18 yıl boyunca mükemmel bir gazeteci ile çalıştım.
Sayfaların hazırlanması, gazetenin formatlarının değiştirilmesi,
magazinin harika bir büyücülükle işlenmesini Fikret Ercan’dan
öğrendim.
DAYAK
YEME DERSİ
Hürriyet’in genel yayın yönetmeni
hep dayaklık bir insan olmuştur.
Benim gibi biraz da fazla cüretkâr olup, haddinizi aşmaya
çalışırsanız, size gönüllü dayak atacak çok hocanız
olur.
Ben de bu dersi, sayısız meslektaşımdan fazlasıyla
aldım.
ÖFKEYLE
KALKMAMA DERSİ
Dolduruşun spor haline geldiği bir meslekte, İsmet İnönü gibi 24
saat beklemeyi, “Ama bak, olayın bir de bu tarafı var” diyerek, en
tehlikeli psikolojik anı savuşturmayı Doğan Hızlan’dan
öğrendim.
Bir de zarafeti.
AYRINTIYA DİKKAT DERSİ
Bu konuda çok şanslıydım, mükemmel bir hocam vardı. Haberde
ayrıntıyı, kelimelerin anlamını Sedat Ergin’den
öğrendim.
GERÇEKTEN
KAÇMAMA DERSİ
En aleyhime durumlarda bile gerçekten kaçmamayı, mücadele etmeyi,
başarının sürdürülmesi için onu her gün yeniden hak etmek
gerektiğini Aydın Doğan’dan öğrendim.
PAZARLAMA
DERSİ
Gazetenin bir ürün olduğunu ve bu ürünün mutlaka iyi pazarlanması gerektiğini, Zafer Mutlu’dan...
TEVAZU
DERSİ
20 yıllık görev sürem boyunca bir kere dahi “Ben Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün eşiyim” demeyen Tansu’dan.
İDARE
ETME DERSİ
Peki bugün Hürriyet’in yılbaşı ekinde gördüğünüz Hokkabaz
afişindeki gibi, “Türkiye yönetilmez, idare edilir” dersini kimden
öğrendim? Tabii ki çok sevdiğim, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel’den.
Ama itiraf edeyim ki, aldığım en kuvvetli ders buydu ve bende de
bayağı istidat varmış.
* * *
Sevgili okurlarım.
Ben biraz maymunumdur.
Hiç çekinmem, gocunmam, iyi şeyi çok iyi taklit ederim.
Bunları bana öğreten herkese şükran borcum var.
Hepinize iyi, mutlu, sağlıklı, eğlenceli bir yıl
diliyorum.
Ne yazık ki karalar basmış bir ülkemiz var.
Tek çare, kendi kendimize eğlence yaratmak.
Ben bu yıl bunu bol bol yaratacağım.
Sizleri de bu eğlenceye davet edeceğim.