Özkök'ün Şeffaf Oda itirafları!

Güneri Civaoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Şeffaf Oda bugün Ertuğrul Özkök'ü ağırladı. İşte Özkök'ün Hürriyet yıllarında bilinmeyenler...

GAZETECİLER.COM

Kanal D ekranlarında yyınlanan ve Güneri Civaoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Şeffaf Oda bugün Ertuğrul Özkök'ü ağırladı. Özkök'ün Hürriyet yıllarını ve kişisel yıllarını konuşulduğu programa şarkıcı Sertap Erener de katıldı.

Ertuğrul Özkök: Son yıllarda akıl almaz yalanlar, komplo teorileri artık dayanılmaz hale geldi.

Güneri Civaoğlu: Mesleki yamyamlık yani

Ertuğrul Özkök: Evet

Ertuğrul Özkök: 3-4 yıl önce gitmeye hazırdım. Ama Sedat Ergin Milliyet'e geçince benim ayrılışım da ertelenmiş oldu.

1968'DEKİ ÖZGÜRLEŞMEYİ ISKALADIK, BUGÜN YİNE ISKALIYORUZ!

Ertuğrul Özkök: 1968 olayları Amerika’da ve Avrupa’da bir özgürlük hareketi olarak yaşandı. Bizde ise öğrenci hareketinin faturası özgürleşme hareketi değil tam aksineydi. Devrim yapacağız diye totaliter bir zihniyet empoze edildi bizlere. Şimdi gene bireysel özgürlükler yükselirken, Türkiye’deki hâkim söylemi temsil edenlerin çok baskıcı, totaliter anlayışı yüzünden bunu da ıskalayacağız. 1968’de bunu ıskalatanlar, bugün aynı insanlardır. Köşelerinde liberal adı altında özgürleşmeyi ıskalatacaklar Türkiye’ye... Bugün korkum o ki hakim söylemi temsil eden insanların çok baskıcı totaliter aynı özgürleşmeyi Türkiye'ye ıskalatacaklar.

Güneri Civaoğlu: Nuray Mert'in bu konuda enteresan biR değerlendirmesi vardı. Manşetten verilmişti.

[photos]

ÖZKÖK'ÜN BİLEZİĞİNDEKİ FELSEFE: TAKMA KAFANA!

Ertuğrul Özkök: Benim yazılarını ilk farkeden Güneri Bey'dir. Beni arayıp teşfik de etmişti. Bu arada bütün felsefemi bileğimdeki bu bilezikte özetledim. 'Hakuna matata' yazıyor. 'Takma kafa' anlamına geliyor.

Sertap Erener: Ama doğru yolu bulmuşlar. Budur yani!

Güneri Civaoğlu: Tabii 'takma kafana' derken dopru anlamak lazım. Ben Ertuğrul'u tanıyorum. Takma 'takma kafana' deyip sorunu bir yükselme aracı yapar. O sorunu aşıp, üstüne çıkar haliyle kafaya da takmaz.

Ertuğrul Özkök: Bizim Ayşe Arman diyordu. 'Bu kadar adam hakkında yazıp çiziyor. Nasıl dayanıyor? Anladım artık nasıl etkilenmediğini. Okumuyor ki yazılanları...' İlk başlarda etkileniyordum. Sonra bir gün oturdum evde meditasyon yaptım. Bir kere yaptım hayatımda. Kafamın içine manevi olarak cam bir tüp taktım. Bir taraftan giren diğer taraftan çıktı.

ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET KARİYERİNDE İÇİNİ YAKAN HATASI NE?

Ertuğrul Özkök: Siz daha iyi bilirsiniz. Hata yapmadan risk almadan bu işi yapmak mümkün değil.

Güneri Civaoğlu: İçinizi yakan pişman olduğunuz bir şey varmı gazetecilik hayatında.

Ertuğrul Özkök: Var tabii. Ankara temsilciliğimde yaşadığım bir şey vardı. Ankara'da yakalanan İran'lı gençler vardı. Denktaş'a suikast iddiası vardı ve biz habri verdik. Sonra çocukları tanıdığını söyleyen bir kadın geldi. 'O ocukları İran'da rejimden kaçırıyoruz' dedi. Sonra Özal'a gittim, durumu anlattım. Savcıyı aradım, konuştum.Çocuklar 3 ay falan yattı bizim yüzümüzden.

SERDAR TURGUT'U AYŞE ARMAN'I KORUMAK KOLAY DEĞİLDİ!

Güneri Civaoğlu: Amaçok iyi şeyler de yaptın. Ertuğrul zamanında çok önemli yazarlar yetişti Hürriyet'de.

Benim yaptığım şey şu oldu. Siyaset yazmasan yazardan sayılmazdın. Ben siyaset sevmem. Mesela mizah yazarlığı çok önemlidir, zordur. Serdar (Turgut), Yılmaz (Özdil), Selahattin (Duman), Ahmet Hakan gibi az sayıda mizah yazan yazar var. Başta çok baskı gedli bana. Hadi Uluengin'i, Ayşe Arman'ı, Serdar Turgut'u korumak kolay değildi.Yavuz Gökmen'in yeri farklıdır ama. O'nun gibi bir yazar bulamadım daha sonra.

ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'DE GERÇEKLEŞTİREMEDİĞİ HAYALİ NE?

Güneri Civaoğlu: İçinde kalan bir ukte var mı? Eksik kalan bir şey...

Ertuğrul Özkök: İçim şu açıdan çok rahat. Çol parlak bir arkadşa bıraktık Hürriyet'i. Ama içimde ukte kalan bir şey var. onu yapamasım. GAzeteye tavşan kıyafetiyle gelmeyi çok istemiştim. Yapamadım.

Enis yapar belki gelecek sene. Bu da gelenek haline gelir, sen de tavşan kardeş olursun.

Güneri Civaoğlu: Hep derdim kendisine. Ertuğrul sen gazete yönetmiyorsun. Rodeo yapıyorsun.