Özkök’ün nikâh şahidi kimdi?

1972 yılında partisinin kurultayında, demokratik bir seçim yaptırıp kaybettikten sonra, kazanan genç liderin önünde

GAZETECİLER.COM

Türk siyasetçileri çok yakında Bilge Kağan üzerinden kavga etmeye başlarlarsa hiç şaşırmayın. Şimdilik İsmet İnönü var gündemde. Konu kalmadıkça eskilere doğru gidilecektir.

Ertuğrul Özkök bugünkü yazısında, Başbakan Erdoğan'ın; kemiklerini sızlatacak ve bir Müslüman'a hiç yakışmayacak şekilde tartışmaya açtığı rahmetli İsmet İnönü'yü anlatırken bu arada nikâh şahidi olduğunu hatırlatıyor.

Bakın nasıl.

Evimin başköşesindeki fotoğraf

Gördüğünüz bu iki fotoğraf 1970 yılında Ankara'da Marmara Oteli'nde çekildi.

 Hz. Muhammed (s.a.v) "ölülerinizi hayırla yad edin" buyurur.
İyi Müslüman, Peygamberinin buyruklarına uyandır.
Kötü Müslüman ise o buyrukları yıkıp geçendir.
İsmet İnönü, Hakk'ın rahmetine kavuşalı 37 yıl olduğuna göre, merhumla ilgili kötü söz söyleyenlerin nasıl bir Müslüman olduklarına siz karar verin...

Adnan Berk Okan

Eşim Tansu'yla nişan yüzüklerimizi büyük Türk siyasetçisi İsmet İnönü taktı.

Kayınpederim rahmetli Hüdai Oral CHP milletvekiliydi.

İnönü nişan törenimize frak giyerek geldi.

Yüzüğü taktıktan sonra ikimizi de yanaklarımızdan öptü.

Bu iki fotoğraf, evimizin başköşesinde durmaktadır.

* * *

Ben Demokrat Partili bir ailede doğdum.

Babam Menderes'çiydi ve İnönü'yü pek sevmezdi.

Ama oğlunun nişan töreninde tanıdıktan ve elini sıktıktan sonra, o fotoğraf bir övünç kaynağı olarak evinin başköşesine kondu.

İsmet İnönü, Türk Kurtuluş Savaşı'nın kahraman komutanıydı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin büyük siyasetçisiydi.

Evet, tek parti döneminin "Milli Şef'iydi".

Ama tek parti rejiminden çokpartili hayata geçişin hem mimarı hem uygulayıcısıydı.

İsmet İnönü, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmemesi için elinden gelen her şeyi yapan insandı.

"Kuyudan adam çıkaran siyasetçiydi."

Celal Bayar'ı 80'li yaşlarında yattığı cezaevinden çıkarmak için, en büyük çabayı o harcamıştı.

Askeri darbe yapmak isteyenlerin karşısına çıkıp, "Önce beni öldürmeniz gerekir" diyen siyasetçiydi.

O, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idama göndermek için Meclis sıralarında "Üçe üç" diye sloganlar atılır, 276 el idama kalkarken, "Hayır" diyen insandı.

* * *

Ama o, asıl kimdi biliyor musunuz?

1972 yılında partisinin kurultayında, demokratik bir seçim yaptırıp kaybettikten sonra, kazanan genç liderin önünde ceketinin düğmelerini ilikleyip selamlayan 88 yaşındaki siyasetçiydi.

Söyleyin Türk siyasi hayatında böyle bir sahneyi hatırlayan var mı?

Özkök'ün yazısının tamamını