Özkök'ün magazincilere söyleyecekleri var!

Ertuğrul Özkök bugün gecikmeli de olsa tartışma konusu olan bir medya olayını eğerlendirmiş. Papparizi terörü hakkında Özkök ne düşünüyor?

GAZETECİLER.COM - Ertuğrul Özkök bugün gecikmeli de olsa tartışma konusu olan bir medya olayını değerlendirmiş. Oyuncu Timuçin Esen ve magazin muhabirleri arasında yaşanan olaylardan sonra gündeme gelen konuda Özkök'ün de söyleyecek söz var... Bizce de dinlenmeye değer şeyler Özkök...

"Kimse bana şunu sormadı

GÜNLERDİR bir gazetecinin çıkıp bana şu soruyu sormasını bekliyorum.
“Siz Magazin Gazetecileri Derneği üyesisiniz. Bu son olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Hayrettir, kimse çıkıp sormadı.

Akıllarına mı gelmedi, yoksa “Sorsak ulaşamayız” diye mi düşündüler bilmiyorum.

Önemli değil.

Onlar sormadı ben düşüncemi söyleyeyim.

(...)

¡   ¡   ¡

Bu meslekte magazin gazetecilerine en fazla anlayışla yaklaşan insanlardan biri benim.

Son günlerde, gazetecilik anlayışımı eleştiren birçok yazı okuyorum.

“Sitcom” gazeteciliği kavramı eleştiriliyor.

Hiç itirazım yok.

Herkesin fikri kendine.

Ama ben artık bütün dünyada, tek tip gazetecilik anlayışının yıkıldığına inanıyorum.

İnandığım bir başka şey de magazin dediğimiz şeyin, hayatımızı renklendirmedeki etkisinin giderek artması.

Ben kendi payıma sadece Türkiye’dekileri değil, yurtdışındaki önemli magazin dergilerini de takip ediyorum.

Amerika’dan gelen her arkadaşım bana, “People”, “US” gibi dergilerin ABD baskılarını getiriyor.

Sabahları yürüme bandında yürürken bu dergilere bakıyorum.

Evet, magazin, hayatın en renkli taraflarından biri.

“Celebrity”, yani ünlülerin hayatı hepimizin ilgisini çekiyor.

Onların hikâyeleri, bizim hayatımızın renkleri haline geliyor.

Dernekteki arkadaşlarımdan ve öteki magazincilerden, şimdi yazacaklarımı, bu duygularımın ışığında okumalarını diliyorum.

¡   ¡   ¡

Geçen hafta yaşanan olaylar hiç hoş değildi.

Hatta “hoş” kelimesi çok masum kalır.

Bu kelimeyle yetinmek, yapılan işlere suç ortağı olmak anlamına gelir diye düşünüyorum.

Magazin gazeteciliği, insanların haklarına tecavüz etmek değildir.

İnsanları tuzağa düşürmek, onları zor durumda bırakarak perişan hallerini sergilemek değildir.

Magazin gazeteciliği, “aktif” bir eylem değil, “pasif” bir takip işidir.

Bu olaylarla ilgili görüntüleri izledim.

Ben, o sanatçıların tarafındayım.

Uğur Yücel gibi bir sanatçıya bunu reva gören bir gazetecilik anlayışının yanında olamam.

¡   ¡   ¡

Bu olaylar bize şunu gösteriyor.

Artık magazin gazeteciliğini çok ciddi biçimde tartışmalıyız.

Bu sözlerimden sakın, magazini, sıkıcı siyasi haberler düzeyine indirelim, resmi devlet ajansçılığı yapalım anlamını çıkarmayın.

Sadece, insanlara zarar vermeyen, kamuoyu önünde bizi haksız çıkarmayacak bir gazetecilik davranış biçimi bulalım diyorum.

Sonsöz:

Hâlâ Magazin Gazetecileri Derneği kartımı taşıyorum."