Özkök'ün istediği lider kim?
Hürriyet'in eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, CHP kurultayı öncesi Türkiye için istediği ve istemediği liderleri açıkladı.
Hürriyet'in eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, CHP
kurultayı öncesi Türkiye için istediği ve istemediği liderleri
açıkladı. Bugün köşesinde "İstemediğim lideri açıklıyorum" başlıklı
bir yazı yazan Özkök, önce özelliklerini sıralayarak kendisini
tanımladı. Ardından da Türkiye için istemediği ve istediği
liderlerin özelliklerini sıraladı.
Özkök kendisini tanımlarken "Ben, 8 Nisan 1947 doğumlu.
Üniversite mezunu. Evli, bir çocuk, iki torun sahibi. Hali vakti
yerinde. Gazeteci Ertuğrul Özkök olarak ne
istiyorum?" cümlelerini kurdu ve şöyle devam
etti:
"...Ne istiyorum? Kılıçdaroğlu'nu iktidarda mı görmek?
İstesem ne yazar. Halk seçerse seçer, seçmezse seçmez. Tayyip
Erdoğan'ın iktidardan düşmesini mi görmek istiyorum? İstesem ne
yazar, istemesem ne...
Halk isterse indirir, isterse tutar, isterse daha da yukarı
çıkarır.
Kılıçdardoğlu'nun beğendiğim yanları da var, eksik bulduğum yanları
da.
Tayyip Erdoğan'ın çok beğendiğim yanları da var, beğenmediğim,
hatta korktuğum yanları da.
Öyleyse ben ne istiyorum?"
Özkök yazısının devamında ilginç bir lider portresi
çiziyor:
"Şimdi size bir lider profili çizeceğim.
2000'li yılların ikinci yarısında yapılan seçimlerde oyların yüzde
63'ünü aldı.
Bunu, "Halkın kendisine verdiği mutlak yetki" olarak kabul etti ve
siyasetlerini iyice radikalleştirdi.
Önce ülkede yargının kontrolünü ele geçirdi. Yasama, yürütme ve
yargı erkleri arasındaki ayrılık prensibini ortadan kaldırdı.
Ülkenin devlet yapısında "cezalandırıcı" kurumlar oluşturdu.
İki önemli generalini, "yolsuzluk" yaptı diye hapse attırdı.
Özel sektörü savunan bir işadamı saatlerce sorguya çekildi.
Ülkenin en büyük üniversitesinin rektörü, başında bulunduğu kurumun
bir yılda 20 kere saldırıya uğradığını açıkladı.
Ülkenin önde gelen gazete ve televizyonlarının sahipleri
cezalandırıldı. Gazeteciler taciz edildi.
2008 yılında yapılan yerel seçimlerden önce muhalefet sıralarından
seçime girmek isteyen 260 kişinin adaylığı iptal edildi. Ama
iktidar partisinin aldığı oylar geriledi, ülkenin birçok şehrinin
belediye başkanlıklarını kaybetti.
Onun verdiği hızla Anayasa'da değişiklikler yapmaya gitti.
Referandumu kaybetti. Bunun üzerine ikinci bir anayasa referandumu
yaparak, başkanların görev süresi üzerindeki limiti kaldırttı.
Bütün bunları yapıyordu, çünkü ülkede güçlü bir muhalefet
yoktu."
Ardından da bu çizdiği portrenin kim olduğunu
açıkladı:
"Bu yazıyı, Economist Dergisi'nin 15 Mayıs 2010 tarihli
nüshasında okudum.
Anlatılan kişi, Venezüella Cumhurbaşkanı Chavez'di.
"Chavez'in kurduğu otoriter rejim" böyle anlatılıyordu. Economist'e
konuşan bir gazete editörü şöyle diyordu:
"Bu klasik bir diktatörlük değil".
Yani postmodern bir otoriter rejim."
Özkök "Elbette Türkiye böyle bir ülke olmaz.
Olmamalı." diyor ve devam ediyor:
(...) Yarınki CHP Kurultayı'na gitmiyorum ama dikkatle
izliyorum.
Oradan çıkacak iradenin, ülkemdeki çoğunlukçu anlayışı, çoğulculuğa
çevirecek gelişmelere vesile olmasını diliyorum.
CHP Kurultayı'nın beni ilgilendiren tek yanı budur.
Gerisi siyasettir ve beni zırnık kadar ilgilendirmez"
Yazısını "Ben ülkemde bir Chavez istemiyorum." cümleleri ile bitiren Özkök'ün bugünkü köşesinin tamamını okuyabilirsiniz.