Özkök’ten, ‘İki Darbe Arasında’ övgüsü

Nehrin başında oturan insanlar bazen ilginç tesadüflerle karşılaşır. Hatta bunlara ilginç değil, “İlahi tesadüfler” bile denilebilir.

GAZETECİLER.COM
Ertuğrul Özkök bugün, genel yayın yönetmenliği döneminde yazmadığı ama “keşke o dönemlerde yazsaydı” denilecek bir yazı kaleme almış...
Bir minik öykü tadındaki makalesinde, emekli (ya da ihraç) subaylarımızdan İskender Pala’nın yazdığı, “İki Darbe Arasında” isimli kitabından küçük bir alıntı yapıyor...
Bakın nasıl…
 
 
Nehrin başında oturan insanlar bazen ilginç tesadüflerle karşılaşır.
İnsan hayatı ne (yazık ki ) “keşkeler” ile doludur…
“Keşke”; geri döndürülmesi, düzeltilmesi mümkün olmayan hatalarımızın, kusurlarımızın ifadesidir…
Camları silmek değil, kirli camlara dönüp bakmaktır...
Önemli olan sonradan “keşke” diyeceğimiz o hataları yapmamak, suçları işlememektir…
Yani, oku yaydan bırakmadan önce nişan almalıyız…
Hadi ben de aynı ağzı kullanayım…
“Keşke” Ertuğrul da  20 sene süren genel yayın yönetmenliği için kendi adına “keşke” diyebilseymiş…
 
A.B.O.
Hatta bunlara ilginç değil, “İlahi tesadüfler” bile denilebilir.
Önceki akşam, Hürriyet’in taşra baskısı geldiğinde, elimde yukardaki kitap vardı.
Hürriyet’in manşeti, “Keşke yaşanmasaydı...” diyordu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Başbakan’ın eşinin GATA’ya alınmaması ile ilgili duygusunu bu cümleyle dile getiriyordu.
Kitabın kapağını açtım, girişindeki ilk cümle şuydu:
“Keşke yaşanmasaydı...”
28 Şubat döneminde ordudan uzaklaştırılan bir asker ile onu uzaklaştıran ordunun şimdi başında olan komutan, aşağı yukarı aynı gün, “Keşke yaşanmasaydı” diyordu.
Bugün olup bitenlere, Ergenekon davası adı altında bazı kişilere yapılan haksızlıklara baktığımda, ilerde bazı insanların ağzından, bu cümleyi daha epey işiteceğimizi hissediyorum.
Ama bir ülkede, bir dönemin mağduru ile bir dönemin mağruru, “Keşke yaşanmasaydı” cümlesini aynı gün telaffuz ediyorsa, bu cümle umut verici bir slogana dönüşebilir.
Yaşadığımız son yıllar bize şunu gösterdi.
“Mağrurluk” ve “mağdurluk”; “mezalim” ile “zulüm” bazen 5-6 yıl içinde yer değiştirebiliyor.
Her ikisinin de olmaması için böyle kitapları okumak lazım.
İskender Pala; “İki Darbe Arasında”, Kapı Yayınları, 2010 (İlginç not: İskender Pala’nın ordudan atılmasındaki YAŞ kararında imzası bulunan Oramiral Güven Erkaya, emekli olduktan sonra Boğaz’daki uyarı sistemlerinin kurulmasıyla görevlendirilmişti. O sırada İskender Pala’ya iş teklif etmiş. Ama o kabul etmemiş.)  
 
Özkök’ün yazısının tamamını