Özkök'ten 'dinden imandan' soğutacak yazı
Belli ki İslam dini ile hiç ilgisi yok Özkök’ün…Umre’ye de “inanç” gereği değil, “mesleği icabı” gitmiş…
GAZETECİLER.COM
Ertuğrul
Özkök, Allah’a “şart”
koşuyor…
Nedir bu
“şart!”…
“Affetme” şartı…
Yani,
“Allah’ım beni affet!” diye değil de “affetmelisin” diye dua
ediyor…
Belli ki İslam
dini ile hiç ilgisi yok Özkök’ün…
Umre’ye de
“inanç” gereği değil, “mesleği icabı” gitmiş…
Bir de Allah’a
neden “siz” yerine “sen” diyormuşuz?..
Kibarlık “siz”
dememizi gerektirmez miymiş?..
Ve sonra da
işi ”şehvet” duygularının yoğunluğuna
getiriyor…
Bakın neler
yazıyor o konuda…
Allah’ım beni affetmelisin
DİKKAT edin, “Allah’ım beni affet” demedim.
“Affetmelisin” dedim.
Neden
mi?
Çünkü beni O yarattı.
Şimdi bu da nereden çıktı
diyeceksiniz.
Anlatacağım, ama önce
bugüne kadar hiç düşünmediğim bir soruyu
soracağım.
Belki cevabını birlikte
verebiliriz.
Biz, dua ederken Allah’a
neden “Siz” diye değil de,
“Sen” diye hitap
ediyoruz?
Eğer en büyük oysa ve en
fazla saygıyı ona göstermemiz gerekiyorsa,
“Siz” diye seslenmek daha doğru olmaz
mı?
Eminim bunun bir makul
cevabı vardır ama benim cehaletim bu soruya cevap veremez.
(...)
(...)
Hiç
aklınıza, beyin tomografisi çekilmekte olan bir insana porno
film
seyrettirmek gibi sapık bir fikir geldi
mi?
Hem
sapık gibi görünüyor hem de çok zor.
Sevgili
Ertuğrul;
Allah’a
“affetmelisin” diye şart koşmana gerek yok...
Tövbe
etsen de etmesen de o zaten herkes
gibi seni de affedecek…
Korkma!...
Cehennem
hayatı kalıcı
değil…
Sonunda sana ve
senin gibilere bile “cennet” var…
Ve
fakat…
Hayatın boyunca hiç
mi kelime-i şahadet getirmedin birader?..
Allah’ın bir
ve eşsiz, benzersiz olduğunu birilerinden de mi
duymadın?..
Haliyle O’na “siz”
yerine “sen” demenin İslâm felsefesinin bir gereği olduğunu bu
yaşına geldin hala öğrenemedin mi?.
Sen o kadar
kibarsan, Mustafa Kemal Atatürk’ten söz ederken, “sen” demek yerine
“siz” de bundan böyle olmaz mı?..
7 ölümcül günahın
İslâm'a değil, Hıristiyanlığa ait olduğu konusunda Ahmet Hakan’dan bilgi sahibi
olmayı deneyebilirdin…
A.B.O.
|
Bir
kere film göstermeniz için kullanacağınız dijital aletin yaydığı
dalgalar tomografiyi bozar.
İki,
tomografinin çekilebilmesi için, insanın hareketsiz durması
lazım.
Porno
film seyrettirilen bir insanın hareketsiz durması o kadar kolay
değil.
Hele
erkekse.
Ama
ABD’nin Illinois eyaletindeki Northwestern Üniversitesi, aynalı bir
projektör sayesinde, porno filmi seyretmekte olan bir insanın
tomografisini çekmeyi başarmış.
Çekilen tomografi açıkça ortaya koymuş ki, zevk
aldığı bir şeyi seyrettiği zaman, hem erkeğin hem kadının beyninde
çok karmaşık değişimler meydana geliyormuş.
* *
*
Bu
yolla, çeşitli ülkelerin “günahkârlık” katsayıları
çıkarılmış.
Şehvet düşkünlüğünü ortaya çıkarmak için
kullanılan matematiksel yöntem ise acayip mi acayip.
Porno
endüstrisinde dönen paradan fert başına düşen miktar, büyük bir
hamburger fiyatına bölünerek bir katsayı elde edilmiş.
Böylece “yedi temel günah” için ayrı ayrı
katsayılar hesaplanmış.
Yedi
temel günah neydi bir hatırlayalım.
“Şehvet düşkünlüğü, cimrilik, açgözlülük,
kıskançlık, öfke, kibir ve tembellik.”
Şimdi
gelelim en heyecanlı bölüme.
Dünyanın en günahkâr ülkeleri
hangisi?
İlk
10 şöyle:
1.
Avustralya 2. Amerika Birleşik Devletleri 3. Kanada 4. Finlandiya
5. İspanya 6. İngiltere 7. Japonya 8. Güney Kore 9. Meksika 10.
Güney Afrika.
Ya
Türkiye?
İlk
35 arasında yokuz.
Ee
normal değil mi.
Bizde
şehvet düşkünlüğü var mı? Zerresi yok.
Açgözlülük desen o hiç yok.
Kibir
mi? Hâşâ, hele hele şu dönemde “kibir” kelimesini ağza almak bile
abes.
Keza
“öfke”...
Belagat dahil, semtimize bile
uğramaz.
“Kıskançlık” deseniz, bakın o konuda dünyanın
sicili en temiz ülkesiyiz.
Yani
Dünyada 500 devlet bile olsa, arasına giremeyiz.
Özkök’ün
“absürt” dahi denilemeyecek kadar “inanç” yoksunu yazısının
tamamını