Özkök, Serdar Turgut’la neden barıştı?
"Bırakın birbirinizle kavgayı da gazetecilik yapın" derken boşuna mı klavye eskitiyoruz yani?..
GAZETECİLER.COM – Hakim,
Temel’e sormuş:
“Adın ne?”
“Temel ama içinde yumuşak g
yok”…
“Evlâdım… Temel’in içinde yumuşak
g olmadığını biz de biliyoruz…”
“Ne kizaysun da… Ben ne
dedum?”…
Özkök bugünkü makalesinin başlığını şöyle atmış:
“Gazeteciye bırakılmayacak ciddi
iş”
Yahu Özkök…
GAZETECİLER.COM
olarak biz aylardır ne diyoruz?..
İşte bunu söylüyoruz
ya…
Ve “bırakın birbirinizle kavgayı
da gazetecilik yapın” derken boşuna mı klavye eskitiyoruz
yani?..
Bak işte…
Serdar Turgut’la da barışmış ve hatta yemek yemişsiniz…
Çok da iyi
yapmışsınız…
Hatta Serdar’ın artık Hürriyet’e
dönüş zamanının geldiğine bile inanıyoruz...
Aydın Bey de unutsun Serdar’ın kendisiyle ilgili
yazdıklarını…
Dedikten sonra dönelim Özkök'ün
bugünkü makalesine...
Sevgili dostlar, bakın Özkök neler
yazmış:
NE zaman içimde biriken sıkıntıyı
yazı haline getirsem aynı tepkiyle karşılaşıyorum.
"Mesaj mı vermek
istiyorsun?"
Hayır mesaj falan vermek
istemiyorum.
Sadece üzerime yüklenen, boğazımı
sıkan siyasi iklimin, sosyal iklimin bende yarattığı stresi
boşaltmaya çalışıyorum.
Bunları öyle şahsi hezeyanlar
olarak falan da yazmıyorum.
Biliyorum ki, bu kadar bunalan tek
insan ben değilim.
Etrafım o kadar tenha değil, tam
aksine bayağı kalabalık.
Biliyorum, herkes bir tarafından
kuşatılmış durumda.
Giderek daha fazla insandan
aldığım izlenim şu.
İnsanlar, Ergenekon davasının
topluma yaydığı negatif havadan bunalmış durumda.
Bu da, daha önceleri askeri
dönemlerde tanık olduğumuz gibi, siyasi haberlerden kaçışı
başlattı.
Buna "yaz etkisi" de eklenince,
gazetelerin işi zorlaşıyor.
Yani bir tarafta, "medya
mahallesinin" konuştuğu konular var.
Öteki tarafta toplumun başka
mahallelerinin konuştuğu konular.
Böyle zamanlar gazeteciliği de
tartışma zamanıdır.
Geldiğimiz noktada, gazetecilik,
klasik gazetecilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir
diyeceğim.
Biliyorum, gereksiz bir polemik
başlayacak, onun için ifademi biraz yumuşatacağım.
"Gazetecilik artık, klasik
gazetecilere bırakılmayacak kadar farklı bir yaklaşım
bekliyor."
Yukarıdaki satırlardan anlıyoruz
ki Özkök bize destek veriyor…
“Klasik gazeteciler gazeteciliği
bıraksınlar” gibi bir şey bu
yazdıkları…
Umarız Serdar da artık günümüz
gazeteciğinin, “penis yazmak”tan geçmediğini
anlamıştır…
Ve devam ediyor
Özkök:
Serdar Turgut bir süredir, modern
gazetecilik üzerine çok ilginç şeyler yazıyor.
Bunları okuyunca geçenlerde onunla
bir yemekte buluşup, sohbet ettim.
Benim açımdan çok yararlı
oldu.
Serdar, dünyada olup biteni en iyi
takip eden Türk gazetecilerin başında geliyor.
Onun adını tam koyamadığı, ya da
yeterince cesur ifadelerle koyamadığı bir şey var.
Artık gazeteleri taşıyan temel
fonksiyon, "haber" değil.
Ya da sadece haber
değil.
Ondan daha çok, hayatın bütün
alanlarını kapsayan bir gazetecilik anlayışı
gelişiyor.
Nedir bunlar?
İzninizle bundan sonrasını
alıntılamayalım…