Özkök, nehir kenarından ayrılamıyor
Anayasa değişikliğinde, eksik üç-beş oy için BDP ile bir şeyler konuşuluyor. Oy vermeyeceğiz diyenler birden oy veriyor.
GAZETECİLER.COM
Ertuğrul Özkök, nehir kenarında oturdu kaldı. Hayır havalara da pek güven olmuyor. Üşütecek falan...
Efendim Salih Tuna, duyamadık ne dediğinizi..
"Zaten evel ezel üşütmüş" müydü?..
İlâhi Salih Bey...
Diyelim ve nehir kenarında oturmuş geleni geçeni izleyen Özkök'ün yazısının son paragrafını aktaralım. Geri kalanını da artık
Ertuğrul Özkök, nehir kenarında oturdu kaldı. Hayır havalara da pek güven olmuyor. Üşütecek falan...
Efendim Salih Tuna, duyamadık ne dediğinizi..
"Zaten evel ezel üşütmüş" müydü?..
İlâhi Salih Bey...
Diyelim ve nehir kenarında oturmuş geleni geçeni izleyen Özkök'ün yazısının son paragrafını aktaralım. Geri kalanını da artık
Şimdi üçüncü meçhule doğru bir gemi kalkıyor aynı limandan.
Anayasa değişikliğinde, eksik üç-beş oy için BDP ile bir şeyler
konuşuluyor.
Oy vermeyeceğiz diyenler birden oy veriyor.
Ne konuşuluyor, bir şey vaat ediliyor mu, vaat ediliyorsa ne vaat
ediliyor, edilmiyorsa, ötekiler neden fikir değiştiriyor onu da
bilmiyoruz.
Belki de hiç bilemeyeceğiz.
Çünkü nehir kenarından gelen sorular, haydan gelip suya
gidiyor.
Öteki desen merak edip sormuyor.
Daha doğrusu merak etmeye bile cesaret edemiyor.
O nedenle, Türk siyasetinin bu dönemi üç bilinmeyenli bir
denklemdir.
O söylemedi, öteki sormadı, biz ise işitmedik.