Özkök "malum yatak sorusu"na ne yanıt verdi?
Ertuğrul Özkök'e bu soruyu kim sordu. Peki Özkök bu soruya nasıl yanıt verdi? İşte malum yatak sorusuna Özkök'ün cevabı.
Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök bugün
köşesinde medya sektöründe çok tartışılan bir soruya yanıt
vermeye çalışıyor. İşte bir eski gazete yöneticisi olan
Özkök'ün "GENÇ BİR KIZ GAZETECİ OLMAK VE MESLEĞİNDE
YÜKSELMEK İSTERSE BİR ERKEK YÖNETİCİYLE İLİŞKİYE GİRMEK Mİ
ZORUNDA?’’ sorusuna yanıt verdiği başlıklı yazısı.
AMFİNİN ortalarındaki genç elini kaldırıyor.
Yakışıklı, modern, kendinden emin bir genç.
Mikrofonu alıp bana biraz üstü örtülü üslupla soruyor.
Hürriyet Gazetesi’nin yazarına ve eski yöneticisine.
“Genç bir kız gazeteci olmak ve mesleğinde yükselmek isterse, bir
erkek yöneticiyle özel bir ilişkiye girmek zorunda mıdır?”
Salonda bir sessizlik.
Kimsenin beklemediği, sürpriz ötesi bir soru.
Soruya soruyla karşılık veriyorum:
“Yani, ‘Bu meslekte başarının yolu yönetmenin yatağından geçer’ mi
demek istiyorsun?”
* * *
Karadeniz Teknik Üniversitesi, “İşletme ve Ekonomi Kulübü”nün
düzenlediği sohbetteyiz.
Amfi tıklım tıklım dolu.
Yarıdan fazlası kız öğrenci ve karşımda böyle bir soru.
Ama sürpriz bitmiyor, yakışıklı delikanlı devam ediyor:
“Evet bunu soruyorum. Neden sorduğumu da bilmek ister misiniz?”
Merakla “Tabii ki” diyorum.
“Benim bir kız arkadaşım var ve gazeteci olmak istiyor. Böyle bir
şeyle karşılaşabilir mi bilmek istiyorum.”
Cevaba şöyle başlıyorum:
“Bir; böyle bir soruyu sormaya cesaret ettiğin için seni
kutluyorum. İki; bu soruyu kız arkadaşın için sorma cesaretini
gösterdiğin için daha da kutluyorum”.
Karşımda cıvıl cıvıl, güzel, canlı, dinamik, itiraz eden, gülen,
espriden anlayan, sorgulayan bir öğrenci grubu oturuyor.
* * *
Geçmişte bazı arkadaşlarımızın, başarılı kadın gazeteciler için
yarattıkları haksız imajın önüme koyduğu hazin soruya cevap
veriyorum:
“Bak delikanlı, sana şöyle cevap vereyim. İddia ediyorum ki, 10 yıl
içinde, tam orada, senin oturduğun koltukta oturan bir genç kız,
karşısında oturan Hürriyet’in eski kadın yöneticisine şu soruyu
soracak: ‘Genç bir erkek gazetecinin yükselmesi için, kadın
yöneticisi ile çok özel bir ilişki kurması gerekli midir?’
O da sana şu soruyu soracak:
‘Yani bu meslekte yükselmenin yolu yataktan mı geçer?’
O da şimdi benim verdiğim cevabı verecek:
‘Hayır yükselmenin yolu yataktan geçmez’.”
Öğrencilerin çoğu hafif bir gülümsemeyle diyaloğu izliyor.
“Çok kesin bir dille iddia ediyorum. Çünkü, medya giderek
kadınların hâkim olduğu bir sektör haline geliyor. Kadınlar bu
sektörde çok başarılı. Daha şimdiden neredeyse bütün dergilerin
başında kadınlar var. Gazetelerde ve televizyonlarda, internet
sitelerinde, eğlence sektöründe kadınlar gittikçe daha hızla
yükseliyor. O nedenle yakın bir gelecekte bu soruların muhatabı
kadınlar olacak.”
Ön sıradan bir erkek öğrenci soruyor:
“Peki bizim durumumuz ne olacak?”
“Merak etme size de yapacak işler var. Madenlerde, tarlalarda iş
bulabilirsiniz.”
Bu son söylediğimin espri olduğunu herkes anlıyor ve birlikte
gülüyoruz.
* * *
Son bir ay içinde 3 üniversitede kalabalık genç öğrenci gruplarının
önünde konuşuyorum. Önümüzdeki hafta İzmir’de üç gün üst üste üç
ayrı üniversitede konuşacağım.
Bana büyük umutlar veren genç insanlarla tanışıyorum. Son yıllarda
televizyonlara yansıyan bazı görüntüler nedeniyle içimde
üniversiteler hakkında negatif duygularım birikmişti.
Hayır başka bir üniversite gençliği var.
Geçen hafta Eskişehir Anadolu Üniversitesi’ndeydim.
Ön sıradan bir genç sordu:
“Arkanıza Hürriyet gibi bir gücü almış, konuşuyorsunuz. Bize
gençliğinizdeki solculuğunuzu anlatmayın, bir güç temsilcisi olarak
karşımıza çıkmaya utanmıyor musunuz?”
“Utanıyorum” dedim.
Ama utansam da anlatmaya, konuşmaya devam edeceğim.
O gence şunu söyledim:
“Bir zamanlar ben de senin söylediklerini söyledim. Ama şimdi
dijital çağda yaşıyoruz. Bakın her şey kaydediliyor ve yıllar sonra
insanın önüne konuyor. Bugün bana sorduğun soru, 20-30 yıl sonra
sana da sorulabilir. Bana söz ver: Öyle olursa sen de ‘Utanıyorum’
cevabını vereceksin.”
* * *
İstanbul Üniversitesi’ndeki konuşmamda cıvıl cıvıl öğrenciler
gördüm.
Anadolu Üniversitesi’nde de.
Önceki gün Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde de.
Bütün Anadolu üniversitelerini gezip genç insanlarla konuşacağım.
Dinleyeceğim, sabırla dinleyeceğim.
Çünkü konuştukça, dinledikçe, cesur sorulara muhatap oldukça ve bu
medeni diyaloğu yaşadıkça ülkeme ve geleceğine olan inancım giderek
büyüyor.