Özkök, Kenan Evren'den özür dilemeye çağırdı!

Kuran’a el basılacak. Tek ayak havaya kaldırılmayacak. Takiye yapılmayacak.” Merak ediyorum.

GAZETECİLER.COM - Yok efendim bildiğiniz enkaz değil. Yani, ne 1999 depreminde deniz kumuyla yapıldığı için çöken inşaatlar bunlar ne de Konya'da insanları yutan apartmanın enkazı...
Ertuğrul Özkök'ün eğilip seslendiği enkaz "şahsiyet enkazı"...
Yani çevrenizde, çevremizde hiçbir zaman eksik olmayan ve giderek daha da fazlalaşan enkazlar...
Ve işte o enkazların altında, 1982 anayasasına "Hayır" oyu verdiğine Kur'an üzerine yemin edebilecek bir şahsiyet arıyor Özkök...
Bakın nasıl...


Ortaya bir Kuran-ı Kerim koysak

Çok merak ediyorum.
Ortaya bir Kuran-ı Kerim koysak.
Milli Görüş’ün, İslami kanadın yaşı tutan, hâlâ ortada gezen simalarına bir çağrı yapsak.
Kıvırtmadan, eğmeden bükmeden sorsak:
“1982 Anayasası için yapılan referandumda ne oy kullanmıştınız?”
Şöyle bir hafıza tazelesek ve desek ki: “Öyle karnından konuşmak yok.
Kuran’a el basılacak. Tek ayak havaya kaldırılmayacak. Takiye yapılmayacak.”
Merak ediyorum.
O soruyu sorsak ve samimi cevabını alsak; acaba bu gözyaşları dindiğinde arkada nasıl bir şahsiyetler enkazı kalırdı.
¡ ¡ ¡
? Bir de merak etmediklerim var.
Çünkü biliyorum, biliyoruz.
Mesela bir 28 Mayıs sabahı yazılanlar.
13 Eylül sabahı iştahla, iştiyakla kaleme alınmaya başlanan başyazılar.
Kraldan fazla darbeci döktürmeler. O, çat kapı hücumbot ev ziyaretleri.
Evren’in “Gücüm ve param olsaydı da, yeniden bastırabilseydim” dediği kitabın başköşesindeki 12 Eylül güzellemeleri.
Ve şimdi medyada dökülen timsah gözyaşları.
O yazılar bir bir yeniden ortaya dökülse.
Acaba bu şahsiyet enkazının altından kaç kişi sağ çıkabilirdi.
Biri enkazın altına eğilip, “Orda kimse var mı” diye bağırsa “Var” diye cılız bir ses gelir miydi?
Hayır gelmezdi, gelemezdi.
Çünkü o enkazın altından gelse gelse, utancın derin sessizliği gelirdi.

Özkök'ün yazısının tamamını okumak için tıklayın.
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları