Özkök, kayığı küçük olanlara ne dedi?..

Türkiye'nin en büyük(!) gazetesinin genel yayın yönetmeninin gazetecilik anlayışı da buysa; medyamızın geleceği çok karanlık...

GAZETECİLER.COM - Yok yok: "Siz de bizim gibi devasa yatlar alın" demedi elbette...
Ama küçük kayıklılara seslenmeden önce yine Maliye Bakanlığı'na çattı.
Köşesini "babasının malı gibi" kullandı yani.
Maliye Bakanlığı dediğiniz yer bürokrasi...
Çalışanların ellerinde ne gazeteleri var, ne televizyonları ne de radyoları...
Siz onları neyle suçlarsanız suçlayın susuyorlar...
Kendinizi bir an için görevini yapan bürokratın yerine koyun.
Sabahları Hürriyet’i veya bir başka doğan gazetesini elinize alıyorsunuz ve sürekli suçlandığınızı okuyorsunuz.
Cevap verme imkânınız da yok…
Ne yaparsınız?..
Özkök de şöyle diyor:
"Gazete bir yandan gruba kesilen akıl almaz vergi cezaları ile mücadele ediyor."
Bu demektir ki Maliye Bakanlığı bürokrasisi vicdansız, adaletsiz, kanunsuz...
Çok fena...
Hem de çok fena...
Türkiye'nin en büyük(!) gazetesinin genel yayın yönetmeninin gazetecilik anlayışı da buysa; medyamızın geleceği çok karanlık...
Neyse...
Önce Fatih Çekirge'yi ve Hürriyet'in web sayfasını öven Özkök, bakın ne diyor:
 
 
Hürriyet sitcom’u yeni sezon
  
ÖNCEKİ gün yazı işleri toplantısı yaparken, Fatih Çekirge geldi.
Elinde bir Flip vardı.
Flip, cep telefonu ile kamera karışımı bir şey.
Çektiğiniz görüntüyü, anında bir USP cihazı ile laptopunuza bağlıyor ve oradan direkt yayına sokuyorsunuz.
Yazı işleri toplantımızda bizi çekmeye başladı.
Sonra odama gelip, masamın başında beni görüntüledi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşma hakkındaki düşüncelerimi sordu.
Az sonra hem Fatih’in hem de benim bu konudaki yorumlarımız Hürriyet Web TV’deydi.
Dün öğle saatlerinde baktım, bu görüntülü yorumlar haber televizyonları kadar izlenmiş.
 
* * *
 
Hürriyet Web TV, yani internet televizyonu, yayınına başladı.
Daha önce, gazete üzerine bir barkod koyarak “TigTag” hizmetini devreye sokmuştuk.
Yani cep telefonunuzun kamerasına bu barkodu okutup, indirdiğiniz bir program üzerinden, o haberle ilgili fotoğraf ve görüntüleri izleyebiliyorsunuz.
Bütün bunlar bizim “Hürriyet dünyası” dediğimiz yeni bir âlemin parçaları.
Hürriyet’in asıl gücü buradan geliyor.
Gazete bir yandan gruba kesilen akıl almaz vergi cezaları ile mücadele ediyor.
Böylesine dramatik, moral bozması gereken ve stresli bir dönemde bile, yeni ve yaratıcı ürünler çıkarıyor, yeni hizmetleri devreye sokuyor.
Hürriyet’i yapan insanların yenilik azmi hiçbir zaman eksilmiyor.
Bunları düşündüm ve kendi kendime sordum.
Acaba üzerimize çektiğimiz bunca kıskançlık ve hasedin asıl nedeni bu mu?
Yani, mesleki alanda yenemediğin, bırakın arayı kapatmayı, tam aksine açılmasını önleyemediğin bir rakibi kalleş yollardan, pusu kurarak, arkadan hançerleyerek halletmek mi?
Mesleğimizin tarihi, ilerde bu kalleşlikler dönemini herhalde yazacak.
 
* * *
 
Fatih’i elinde Flip’le görünce aklıma bir başka gazeteci dostum geldi.
Bild’in genel yayın yönetmeni Kai Diekmann, bir süredir cebinde hep bu aletle geziyor.
Ne zaman bir araya gelsek, benimle konuşma yapıyor ve görüntüye alıyor.
Bu gazetecilik tutkusu beni gerçekten çok etkiliyor.
Fatih Çekirge’yi, İzmir’de genç bir polis muhabiriyken tanımıştım.
Ece Ayhan okuyan heyecanlı bir genç adamdı.
Heyecanını hiçbir zaman kaybetmedi.
Ona Hürriyet’in internet sitesinin yayın yönetmenliğini teklif ettiğimiz zaman tereddütlüydü.
Ona, çok heyecan verici bir gelecek açtığımı söyledim.
Hürriyet’in web sitesine çok büyük yenilikler getirdi.
Ama getirdiği asıl şey, müthiş bir gazetecilik heyecanı oldu.
O heyecanı getirmekle kalmadı, her gün hepimize, herkese bulaştırdı.
Bugün Hürriyet internet sitesini her gün 2 milyon ayrı insan ziyaret ediyor, 40 milyondan fazla sayfa görüntülemesi alınıyor.
Bunu dışarda hangi gazeteciye söylesem şaşırıyor.
Ayrıca her ay yeni birkaç ürün geliştiriyor.
 
Daha sonra Vuslat Doğan Sabancı'yı da överek "patroniçemiz hiç bir yere gitmiyor" mesajını veren Özkök'ün Maliye'ye yaptığı haksız ve acımasız suçlamaları