Özkök, hiç geçmeyecek mi sanmıştı ne?..
Önümüzdeki günlerde, belki de adı bile anılmayacak olan eski muktediri yani...
ADNAN BERK OKAN
Mustafa Kemal (henüz "Atatürk" değildi) , Polatlı'dan geçip Afyon'a gidecek...
Yanına Salih Bozok'u da alıp üstü açık bir jiple yola çıkar...
Kara Harp Okulu o yıllarda Polatlı'dadır.
Cumhurreisinin geçeceğini duyan genç teğmen adayları Harp Okulu'nun önündeki yola dizilirler...
Paşa'yı taşıyan jip önlerinden geçerken büyük sevgi tezahüründe bulunurlar...
Atatürk de sevecen bir el sallamayla genç teğmen adaylarını selâmlar...
Biraz sonra Mustafa Kemal Salih Bozok'a şöyle der hiç değiştirmediği Makedon şivesiyle:
"Bak çocuk, bu genç teğmen namzetlerine iyi bak... Bana nasıl da iltifat ediyorlar... Biz Afyon'dan dönerken şartlar değişir ve iktidar bizim muarızlarımızın eline geçerse aynı gençler beni asarlar"...
Kaddafi'nin son günlerinde hep yanında olan Mansur İbrahim, katledilen liderinin ruh haletini şöyle anlatmış:
"O son ana kadar halkının kendisini seveceğine inanıyordu. Halkı ve Libya için sayısız iyi şeyler yaptığını düşünüyordu. Ayrıca dostları gibi görünen Tony Blair'in ve Silvio Berlusconi'nin kendisine ihanet ettiklerini düşünüyordu."
Ve bir şiirle tamamlayayım girişi...
Ne yazık ki hiç ünlenememiş ama iyi şairlerimizden biri olan Ömer Çetinkaya "Kibirlenme" isimli şiirinin birinde şöyle diyor:
Hükümran olmaya kalkma aleme,
Vurup indirirler mahcup olursun.
Sen kendini sayıyorsun Âllame,
Sorup indirirler mahcup olursun.
Yine aynı şirinin bir başka yerinde ise şunları söylüyor Çetinkaya:
Enkazını yakıp küle katarlar,
Pahana bakmazlar ucuz satarlar,
Kabir denen bir çukura atarlar,
Sarıp indirirler mahcup olursun.
Kibir kumkumaları
İlk iki örneği, "Lider" ve "Devlet Başkanı" arasındaki farkı anlatabilmek için hatırlattım...
Şiiri ise "kibir kumkumalarının" nasıl da büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlatabilmek için...
Süleyman Demirel ise öyle lâflar etti ki geçmişte; bazıları asla hükümsüz kalmayacak...
Bunlardan en bilineni şöyle:
"Keser döner sap döner gün gelir hesap döner"...
Demirel'i 6 defa iktidardan düştüğü halde 7 kere "iktidar" eden itici güç işte bu atasözünde yatıyor...
Ancak...
Unutulmaması gereken nokta, Demirel bu sözü sadece "şartlar her zaman değişir" demek için söylemedi...
Asıl amacı, iktidardan düşürüldüğünde kendisine zulmedenlere, "Ey bugünün zalimleri, unutmayasınız ki gün gelecek zulümlerinizin cezasını çekeceksiniz" demekti...
Peki...
Demirel, kendisini demokrasi dışı askeri darbe ya da hilelerle (Meselâ Ecevit'in güneş Motel Hükümeti) iktidardan düşürenlerden, intikam aldı mı; yeniden hükümet kurduğunda?..
Hayır...
Çünkü "kin gütmeme" gibi gerçekten çok erdemli bir karakteri vardır Süleyman Bey'in...
Efendim...
Sözü günümüze getireceğim...
Bundan 9 yıl önce "Keser döndü sap döndü gün geldi hesap döndü"...
Yıllarca "zulüm gören" İslâm Demokratlar, tek başlarına hükümet kurdular...
Eskinin zalimleri ilk başlarda her iktidara yaptıkları gibi Ak Parti Hükümeti'ne de yaklaşıp sıcak ilişki kurmak istediler...
Başardılar da...
Ama...
Hükümet, o sıcak ilişkileri "paraya çevirmek" istediklerini anlayınca bunlara "hayır!" dedi...
Ve ey güzel insanlar!..
Zalimlerin zulüm yapma alışkanlıkları yeniden hortladı...
Saldırdıkça saldırdılar Ak Parti Hükümeti ve Başbakan Erdoğan'a...
Ne var ki metroya binen Erdoğan, deniz altından Üsküdar'a geçebileceği yolu bile yapacak kadar güçlenince eskinin zalimleri son günlerde "en güçsüz" dönemlerini yaşıyorlar...
Alkış bitti, akış verelim...
Bunlardan biri Uğur Dündar...
Ekran ekran dolaşıp Erdoğan'ın kendisini kovdurduğunu anlatmaya çalışıyor...
Fakat dinleyen kim?..
Kısa bir süre sonra telefonu bile günde ancak birkaç kere çalacak...
Çünkü artık elinde medya gücü yok...
Çünkü artık o gücü kullanıp kimseyi karalayamaz...
Çünkü artık muktedir değil...
Diğeriyse Ertuğrul Özkök...
O henüz kovulmadığı için Hükümeti şikâyet etmiyor, hatta yeniden yanlarına sokulmaya çalışıyor...
Ama...
Belli ki kör bir eşeğin bile aynı çukura iki kere düşmediğini halen öğrenememiş...
Yani...
Önümüzdeki günlerde, belki de adı bile anılmayacak olan eski muktedirlerden biri de Özkök olacak...
Uğur Dündar'ın yanına yollanacak yani...
adnanberkokan@gmail.com
Mustafa Kemal (henüz "Atatürk" değildi) , Polatlı'dan geçip Afyon'a gidecek...
Yanına Salih Bozok'u da alıp üstü açık bir jiple yola çıkar...
Kara Harp Okulu o yıllarda Polatlı'dadır.
Cumhurreisinin geçeceğini duyan genç teğmen adayları Harp Okulu'nun önündeki yola dizilirler...
Paşa'yı taşıyan jip önlerinden geçerken büyük sevgi tezahüründe bulunurlar...
Atatürk de sevecen bir el sallamayla genç teğmen adaylarını selâmlar...
Biraz sonra Mustafa Kemal Salih Bozok'a şöyle der hiç değiştirmediği Makedon şivesiyle:
"Bak çocuk, bu genç teğmen namzetlerine iyi bak... Bana nasıl da iltifat ediyorlar... Biz Afyon'dan dönerken şartlar değişir ve iktidar bizim muarızlarımızın eline geçerse aynı gençler beni asarlar"...
Kaddafi'nin son günlerinde hep yanında olan Mansur İbrahim, katledilen liderinin ruh haletini şöyle anlatmış:
"O son ana kadar halkının kendisini seveceğine inanıyordu. Halkı ve Libya için sayısız iyi şeyler yaptığını düşünüyordu. Ayrıca dostları gibi görünen Tony Blair'in ve Silvio Berlusconi'nin kendisine ihanet ettiklerini düşünüyordu."
Ve bir şiirle tamamlayayım girişi...
Ne yazık ki hiç ünlenememiş ama iyi şairlerimizden biri olan Ömer Çetinkaya "Kibirlenme" isimli şiirinin birinde şöyle diyor:
Hükümran olmaya kalkma aleme,
Vurup indirirler mahcup olursun.
Sen kendini sayıyorsun Âllame,
Sorup indirirler mahcup olursun.
Yine aynı şirinin bir başka yerinde ise şunları söylüyor Çetinkaya:
Enkazını yakıp küle katarlar,
Pahana bakmazlar ucuz satarlar,
Kabir denen bir çukura atarlar,
Sarıp indirirler mahcup olursun.
Kibir kumkumaları
İlk iki örneği, "Lider" ve "Devlet Başkanı" arasındaki farkı anlatabilmek için hatırlattım...
Şiiri ise "kibir kumkumalarının" nasıl da büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlatabilmek için...
Süleyman Demirel ise öyle lâflar etti ki geçmişte; bazıları asla hükümsüz kalmayacak...
Bunlardan en bilineni şöyle:
"Keser döner sap döner gün gelir hesap döner"...
Demirel'i 6 defa iktidardan düştüğü halde 7 kere "iktidar" eden itici güç işte bu atasözünde yatıyor...
Ancak...
Unutulmaması gereken nokta, Demirel bu sözü sadece "şartlar her zaman değişir" demek için söylemedi...
Asıl amacı, iktidardan düşürüldüğünde kendisine zulmedenlere, "Ey bugünün zalimleri, unutmayasınız ki gün gelecek zulümlerinizin cezasını çekeceksiniz" demekti...
Peki...
Demirel, kendisini demokrasi dışı askeri darbe ya da hilelerle (Meselâ Ecevit'in güneş Motel Hükümeti) iktidardan düşürenlerden, intikam aldı mı; yeniden hükümet kurduğunda?..
Hayır...
Çünkü "kin gütmeme" gibi gerçekten çok erdemli bir karakteri vardır Süleyman Bey'in...
Efendim...
Sözü günümüze getireceğim...
Bundan 9 yıl önce "Keser döndü sap döndü gün geldi hesap döndü"...
Yıllarca "zulüm gören" İslâm Demokratlar, tek başlarına hükümet kurdular...
Eskinin zalimleri ilk başlarda her iktidara yaptıkları gibi Ak Parti Hükümeti'ne de yaklaşıp sıcak ilişki kurmak istediler...
Başardılar da...
Ama...
Hükümet, o sıcak ilişkileri "paraya çevirmek" istediklerini anlayınca bunlara "hayır!" dedi...
Ve ey güzel insanlar!..
Zalimlerin zulüm yapma alışkanlıkları yeniden hortladı...
Saldırdıkça saldırdılar Ak Parti Hükümeti ve Başbakan Erdoğan'a...
Ne var ki metroya binen Erdoğan, deniz altından Üsküdar'a geçebileceği yolu bile yapacak kadar güçlenince eskinin zalimleri son günlerde "en güçsüz" dönemlerini yaşıyorlar...
Alkış bitti, akış verelim...
Bunlardan biri Uğur Dündar...
Ekran ekran dolaşıp Erdoğan'ın kendisini kovdurduğunu anlatmaya çalışıyor...
Fakat dinleyen kim?..
Kısa bir süre sonra telefonu bile günde ancak birkaç kere çalacak...
Çünkü artık elinde medya gücü yok...
Çünkü artık o gücü kullanıp kimseyi karalayamaz...
Çünkü artık muktedir değil...
Diğeriyse Ertuğrul Özkök...
O henüz kovulmadığı için Hükümeti şikâyet etmiyor, hatta yeniden yanlarına sokulmaya çalışıyor...
Ama...
Belli ki kör bir eşeğin bile aynı çukura iki kere düşmediğini halen öğrenememiş...
Yani...
Önümüzdeki günlerde, belki de adı bile anılmayacak olan eski muktedirlerden biri de Özkök olacak...
Uğur Dündar'ın yanına yollanacak yani...
adnanberkokan@gmail.com