Özkök hangi tür gazeteciliği kırdı?
"İpekçi cinayetinin üzerindeki otuz yıllık karanlık ve kafa karışıklığında bizim, yani medyanın payı nedir?"
GAZETECİLER.COM
Haşmet
Babaoğlu, önemli bir konuyu
gündeme taşıyor bugün.
Önce; “İpekçi
cinayeti ve medyanın ah vah halleri!” diyor…
Ağca'nın
tahliyesinin medya için “kritik dönemeç” olduğuna
dikkat çekiyor…
Ama…
“İş ‘Bu katili
kahraman olarak göstermem’ demekle bitmiyor” diyerek Ağca’nın tahliyesini
sözümüz ona görmezden geldiklerini iddia edenleri
uyarıyor…
"İpekçi
cinayetinin üzerindeki otuz yıllık karanlık ve kafa karışıklığında
bizim, yani medyanın payı nedir?" diye düşünmeye, yazmaya, haber yapmaya başlamamız
gerektiğinin altını çiziyor...
Sonra da sözü,
yazılarından birinde, "bir devrim yapmak için Babıali'ye geldim.
Yeni insanlar bulmak, gazeteciliğin rol modelleri üzerindeki Abdi
İpekçi-Uğur Mumcu tekelini kırmak istiyordum" diyen Ertuğrul
Özkök’e getiriyor…
Bakın
nasıl…
Hürriyet'e yirmi yıl hükmeden Ertuğrul Özkök daha
geçenlerde "bir devrim yapmak için Babıali'ye geldim. Yeni insanlar
bulmak, gazeteciliğin rol modelleri üzerindeki Abdi İpekçi-Uğur
Mumcu tekelini kırmak istiyordum" diye yazmıştı.
Şimdi
o koca yirmi yıla bakıyorum da...
Özkök'ün bu tavrı İpekçi cinayetini ve
benzerlerini aydınlatmayı amaçlayan gazetecilik aşkını da kırmış,
yerle bir etmiş!
Tamam! Abdi İpekçi gazeteciliği elbette gün
gelecek, eskiyecekti!
Ama
Abdi İpekçi cinayeti üzerindeki karanlık eskimiyor! Üç yıl önce
Hrant'ı vuran da o karanlıktı!
Sahi... zaten...
Hrant
Dink hakkında hukuksal gerekçesi olmayan davalar açılmasına çanak
tutan, onu "hain" gibi gösteren manşetler atmakta bir yanlış
görmeyen de Hürriyet değil miydi?
Babaoğlu’nun
konu işle ilgili yazısının tamamını okumak için