Özkök Ergenekon'a nasıl girdi?
Ergenekon şemasında ismi geçen Hürriyet'in tepe ismi Ertuğrul Özkök Eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'a sorularını birbir sıraladı...
Ergenekon şemasında Ertuğrul Özkök'ün de adının geçtiğini bilmeyeniniz yok sanırım. Hani şu Fethullah Gülen'in sağ kolunun da içinde olduğu şema..
Özkök sonunda Eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'nda saçma bulduğu bu şemaya nasıl girdiğini çözdü. "Bu iş bu kadar basit mi?" diyen Özkök, eğer Şenkal Atasagun'la karşı karşıya gelseydi neler soracağını da birbir yazdı...
- (...)
İşte o belgenin sefaleti yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun önceki gün Mehmet Ali Birand ve
Fatih Altaylı'ya konuşmuş.
Bakın Ergenekon Savcısı'nın dosyasına giren o şema için neler
diyor:
"Devlet kurumlarının bir işleyişi vardır. O şema da o işleyişin
sonucu olarak çıkmıştır. Bir istihbarat gelmiştir. Bu istihbarat,
gelen birim tarafından değerlendirilmiştir. Sonra kademe kademe
incelenmiştir. En sonunda da bana gelmiştir. Benim hazırladığım bir
şema değildir."
* * *
Şimdi geliyorum işin çıldırtan tarafına.
Altaylı soruyor:
"Ama siz şemayı gördünüz."
Müsteşar bu şemayı görmüş ve ne yapmış, buyurun cevabı:
"Tabii ki gördüm. Gördüm ve güldüm. Bana göre saçma bir
şemaydı."
Siz hayatınızda böyle bir şey işittiniz mi?
Ülkemizin güvenliğini emanet ettiğimiz en önemli kurumlarımızdan
biri, birtakım insanlar hakkındaki "darbecilik" iddialarını içeren
bir şemayı, "saçma" bulduğu halde, ülkenin başbakanına ve
genelkurmayına iletiyor.
Merak ediyorum, acaba altında "Bu belge saçmadır" diye bir ifade
var mıydı?
Olması mümkün mü?
Öyle bir ifade koysanız, adama "Kardeşim madem saçmaydı, bunu bana
niye gönderdiniz?" demezler mi?
Bakın sizin o "saçma" dediğiniz belge bugün Ergenekon Savcısı'nın
dosyasında duruyor ve kendini "demokrat" ilan etmiş birtakım
gazetelerin manşetlerine "Sıra medya yöneticilerinde" diye
çıkıyor.
Üstelik güya ismimizi vermeden bütün koordinatlarımızla.
"Büyük bir gazetenin genel yayın yönetmeni" ve "Büyük bir gazetenin
Ankara temsilcisi."
Yani ben ve Enis Berberoğlu...
Böylece adımızın hanesine "Darbeci" diye yazılıveriyor.
Ama Allah'ın işine bakın ki, aynı gün bir başka gazetecinin tuttuğu
notlarda bu defa "askerin hiç sevmediği" hatta nefret ettiği tipler
olarak gösteriliyoruz.
Bu iş bu kadar basit mi?
İnsanların böyle "saçma" denilen belgelerle etiketlenmesi, bu
belgeler üzerinden yargılanması doğru mu?
* * *
Atasagun'la karşı karşıya gelseydim şunu soracaktım.
Oturup, sizin veya Başbakan'ın hakkında deli saçması iddialarla
dolu imzasız bir ihbar mektubu yazsaydım, sonra bir şema
hazırlayıp, adınızı en başına yazsaydım, bu belgeyi de böyle
"servise koyacak" mıydınız?
Benim bildiğim MİT'in önüne her gün böyle tonlarca ihbar, bilgi
gelir.
Bunların kaçı böyle, saçma sapan olduğu bilindiği halde "servise
konuyor?"
Açıkça söylüyorum.
Bu bir skandaldır.
Normal bir demokratik ülkede böyle bir işlem yapılsaydı, bunun
hesabı mutlaka sorulurdu.
Bir sözüm de "Andıç" konusunda durmadan bize yüklenen
arkadaşlarımıza.
Elinizi vicdanınıza koyun.
Bu da devlet eliyle hazırlanmış bir andıç değil mi?
Biraz insafınız varsa söyleyin...