Özkök bu sefer neyin peşinde?

"Kapının yanında da dört nurani kimse durmaktadır. Kapıyı vuran şahsın elinde ise padişahın ak sancağı bulunmaktadır."

GAZETECİLER.COM - 20 yıl süren Genel Yayın Yönetmenliği görevini bıraktıktan sonra defalarca günah çıkartan ve 7 Büyük Günah isimli bir kitap yazan, yaşadıklarını, deneyimlerini aktarmak yerine Tuhaf isimli bir öykü kitabı kaleme alan Ertuğrul Özkök, geçtiğimiz senelerde Umre'ye gidip kutsal topraklardaki deneyimlerini de yazmıştı.

Özkök, yaklaşan Ramazan öncesinde Hürriyet Pazar eki için bu sefer de Kutsal Emanetler'in peşine düştü.

İşte rüyalar, gizemler, bilnmezler, yazılmayan hikaylerle süslü köşesinde Özkök'ün Kutsal Emanet Avcısı rolüne soyunduğu yazısından bir bölüm:

“Gecenin bir vakti sarayın kapısı çalınır, kalabalık halde gelenler Arap elbiseli, Arap simalı nurani şahıslardır. Silah kuşanmışlar, ellerine silah almışlardır.
Kapının yanında da dört nurani kimse durmaktadır. Kapıyı vuran şahsın elinde ise padişahın ak sancağı bulunmaktadır.

Hasan Ağa’ya der ki; ‘Bu gördüğün Resûl’ün (s.a.s) Ashabıdır. Bizi Resûl gönderip selam etti ve buyurdu ki; Kalkub gelsün! Haremeyn hizmeti ona verildi. Bu gördüğün dört kimseden bu Ebü Sıddık; bu Ömerü’l Faruk, bu Osman-ı Zinnureyn’dir. Seninle konuşan ben ise Ali bin Ebu Talib’im. Var Selim Han’a selam söyle.”

Padişah daha o sabah kararını vermiştir. Hazreti Muhammed’in (s.a.s) rüyadaki emri yerine getirilecektir. Hazırlıklar tamamlanır ve Mısır Seferi’ne çıkılır.

Özkök'ün Topkapı Sarayı’nın şimdiki Kutsal Emanetler uzmanı Ağca'nın "Yavuz Sultan Selim gitti ve bütün emanetleri alıp getirdi diye bir şey yok." şeklindeki uyarısına rağmen anlattığı hikaye işte böyle başlıyor.

Devamını merak ediyorsanız, buyrun
Özkök'ün Hürriyet'teki alalım sizi...