Özgür Mumcu o soruya yanıt aradı: Bizim SYRİZA'mız kim?
Özgür Mumcu, "Bizim SYRİZA'mız Kim?" sorusuna köşesinden yanıt aradı. "CHP, HDP, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi? Hepsi ve hiçbiri" yazdı.
Acaba bizden de bir SYRİZA çıkar mı sorusunun hızla gündemden
düşüp, Türkiye'nin SYRİZA'sı kim sorusunun tartışıldığı bir haftayı
geçirdikten sonra Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu, "Bizim SYRİZA'mız
Kim?" sorusuna köşesinden yanıt aradı.
"CHP, HDP, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi? Hepsi ve
hiçbiri" diyen Mumcu, ardıdna tüm bu parti ve hareketleri
tek tek analiz etti. Ardından da "Ancak asıl sorun
Türkiye'de SYRİZA'yı başarıya taşıyan koşulların olup
olmadığı." yorumunu yaptı. İşte Özgür Mumcu'nun köşesinden
Türkiye'deki SYRİZA olması mümkün olan ve olmayan partiler:
CHP daha çok artık SYRİZA'nın yükselişiyle
neredeyse tarihe karışmış Pasok'a benzetiliyor. Bir yanıyla doğru.
Sosyal demokrat eğilimli ulusalcı unsurlar da barındıran iki parti.
Bir yanıyla yanlış. Pasok bu çizgisinden çok senelerce iktidarda
olduğu için kaybolmaya yüz tuttu. Yunanistan'ın iflasından sorunlu
tutulan eski müesses nizamın temsilcisi olarak görüldü. CHP'nin
Pasok gibi iktidarda bulunma tecrübesi bulunmuyor.
HDP, eş genel başkanının imajı ve kimi sol
söylemleri ve sosyalist bileşenleri sebebiyle SYRİZA'ya
benzetilebilir. Ancak HDP'yi asıl var eden Kürt siyasi hareketi.
Her ne kadar Türkiyelileşme iddiası olsa da partinin asıl mevzuu
Kürt meselesi. En azından şimdilik.
ÖDP'nin zamanında Demirel'in "GAP'ı gaptırmam"
dediği üzere SYRİZA'yı kaptırmam demesi beklenebilir. İdeolojik
olarak yakın. SYRİZA'nın başkanı Çipras'ın genel başkanı olduğu ve
SYRİZA ittifakının ana gövdesini oluşturan Synaspismos'la çok
evvelden yakın ilişkileri olan bir parti.Ancak ÖDP, zamanında
Synaspismos'un aldığı oy oranına yakın bir seçim performansı
gösteremedi.
Birleşik Haziran Hareketi henüz çok yeni. Bir
bakımdan İspanya'nın SYRİZA'sı olarak gösterilen Podemos'u
andırıyor. Podemos, 2011-2012'de Indignados adı verilen sokak
gösterilerinden gücünü alıyor. Haziran Hareketi de isminden de
anlaşılacağı üzere Gezi isyanıyla ilişkili. Birçok sol partinin,
bireylerin, sivil toplum örgütlerinin ve bazı CHP'li
milletvekillerinin de katılımıyla kuruldu. Siyasi çizgisi SYRİZA'ya
yakın. Ancak yeni kuruldu ve bileşenlerin beraber nereye kadar
hareket edebileceği şüpheli.
Adaylarımız böyle görünüyor. Ancak asıl sorun Türkiye'de
SYRİZA'yı başarıya taşıyan koşulların olup olmadığı. Yunanistan ve
İspanya'da ekonomik kriz ve AB'nin buna bulduğu çözümler başarının
en göze çarpan koşullarını oluşturuyor.
Eski siyasi kasttan usanma ve yeni bir kuşağın söz hakkına sahip
çıkması da göz ardı edilmemesi gereken bir başka koşul.
Türkiye diğer iki ülke gibi refahtan ani bir düşüş yaşamadı. Aksine
büyük bir sosyal eşitsizlikle yürüse de görece bir refah artışı
yaşadı. Ancak genç kuşağın söz hakkı olma arzusu burada da
geçerli.
Elbette Yunanistan ya da İspanya'dakine benzer sert bir krizin
yaşanmaması Türkiye'nin sol siyasete ihtiyacı olmadığı anlamına
gelmiyor. Aksine bu geçirilen dönemden sonra AKP'nin yarattığı
sosyal tahribatın giderilmesi gerekecek. Gayet dindar bir toplum
olan Yunanistan toplumunun açıkça ateist olduğunu söyleyen bir
liderin partisine sol politikaları sebebiyle oy vermesi de öğretici
olmalı.
Siyasette somut, umut vaat eden sol projeler yaşam tarzı
tartışmalarını aşabilme ihtimaline sahip.