'Özgür Gazetecilik' mi dediniz?.. O halde buyurun...

ADNAN BERK OKAN

Aynı yayın gurubu içinde farklı görüşlere sahip yazarların, düzeyi düşürmeden tartışmaları "Özgür Gazetecilik"tir...
Yazarlarına bu imkânı veren genel yayın yönetmenleri "Özgür Düşünceli" gazete yöneticileridir...
Aynı bordrodan maaş alan yazarlarının birbirleriyle yaptıkları "fikir tartışmalarını" hoşgörüyle ve tatlı bir gülümseyişle izleyen medya patronları "Çağdaş Demokrat" patronlardır...
Sözü, Aydın Doğan Medya Gurubu'na getireceğim...
Hiç kimse lütfen başka bahaneler bulmasın...
Türkiye'nin "En Özgür" medya gurubudur...
Herkes istediğini yazabiliyor...
Ahmet Hakan, Akif Beki'yi eleştiriyor "Akif de ki" diye başlayıp, "Başbakan'dan icazetli yazdığını" ima ederek...
Akif de Ahmet'i hicvediyor, "fena yakaladın beni zeki çocuk" diyerek...
M. Ali Birand, Reha Muhtar'la tartışmaya girişiyor...
Muhtar durur mu?..
Hemen yetiştiriveriyor cevabını...
Ezgi Başaran, Akif Beki'ye  yöneltebiliyor eleştirilerini...
Hakkı (Devrim) amca torunu yaşındaki Cüneyt Özdemir'e takabiliyor kafayı...
Özdemir de Hakkı amcasını incitmeden ama sözünü de sakınmadan yazıyor yazacaklarını...
Ama...
Bütün bu tartışmalar sırasında ne genel yayın yönetmenleri giriyor devreye...
Ne de patronlar genel yayın yönetmenlerine telefon edip, "kessinler şu tartışmayı kardeşim... Ben  medya gurubumda böyle tartışmalar istemiyorum" diyor...

Nereden mi aklıma geldi?..
Yok canııımmm...
Benimle ilgisi yok...
Bana "arkadaşlarımızdan biriyle tartışmaya girme" diyen de yok...
Olur mu hiç öyle şey...
Ben Akif Beki'nin bugünkü (11.05.2011) Radikal'de başlığı altında yayımlanan makalesini okudum da...
Alıma geldi işte...
İnsan beyni bu...
Hiç boş durur mu?..

Evet...
Beki'nin, Ahmet Hakan'ı hicveden makalesi nefisti...
Ve...
Yüksek düzeyli idi ki...
Gıpta ettim...
"Keşke aynı özgürlüğü yaşayabileceğim bir çalışma arkadaşım olsa" diye geçirdim içimden...
Keşke...
Ve...
Okurlarımız, "göstermelik" değil de "gerçek demokrat" olduğumuzu bizzat yaşayarak öğrenseler...

adnanberkokan@gmail.com