Özdil okurları ne sanıyor?..
Ben bu fıkrayı anlatanların, halkı “salak” yerine koyduklarını düşünürüm… Çünkü pireler de diğer hayvanlar gibi....
GAZETECİLER.COM
Yılmaz
Özdil, medyada çeşitli yazarlar tarafından
bugüne kadar yaklaşık 44444 defa anlatılan bir fıkrayı
hatırlatmış…
Ünlü “Cam Fanus”
fıkrasını…
Dün, 10 Kasım’dı bildiğiniz
gibi…
Büyük Önderimizi, yitirdiğimizin
71. yıl dönümü…
Özdil,
törenlerden çıkmış yola…
Özdil’in yazısında anlattığı fıkra
aşağıda; yazısının devamı ise Hürriyet’te…
Elbette “Mini Yorum” da var Özdil
için…
Pire
Pireleri 20 santim derinliğinde
fanusun içine koyarlar, alttan ısıtırlar... Pireler rahatsız olur,
o ortamdan kurtulmak için zıplar, dışarı çıkar.
*
Sonra?
Pireleri 20 santim derinliğinde
fanusun içine koyarlar, fanusun üstünü cam ile örterler, alttan
ısıtırlar... Pireler rahatsız olur, zıplar, tınk diye cama vurup,
geri düşerler. Tekrar zıplarlar, nafile, gene çarparlar... Engel
şeffaf olduğu için, kendilerini neyin engellediğini bir türlü
anlayamazlar. Böylece, çarpa çarpa, zihinlerinde “özgürlük sınırı”
oluşur.
*
Sonra?
Tavandaki camı kaldırırlar,
pireleri gene aynı fanusun içine koyup, alttan ısıtırlar... Görülür
ki, pireler en fazla 20 santim zıplıyor! Engel yoktur, daha yükseğe
sıçramaları, özgür olma imkânları vardır ama, kafayı çarpmamak
için, buna cesaret edemezler. Çünkü artık “görünmez engel”
zihinlerindedir... “Yapamayız, boşuna denemeyelim” diye
düşünürler.
Mini Yorum
Ben bu fıkrayı anlatanların, halkı
“salak” yerine koyduklarını düşünürüm…
Çünkü pireler de diğer hayvanlar
gibi “içgüdüleriyle” hareket ederler…
İnsan ise, “aklı”
ile…
Pire gibi içgüdüleriyle hareket
eden bir canlı, "İnsan" olamaz...
Buna rağmen
"insan" gibi görünüyorsa, "aklı -
idraki" olamaz...
Özdil,
insan ile hayvan arasındaki bu farkı bilmediği
için biraz "felsefe" yapmak istemiş olabilir
ama…
Çokça da “gözdağı”
vermiş…
A.B.O.