Özal'ın dersinde kopya çeken gazeteci
Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde matematik derslerine girer. Öğrencileri arasında yıllar sonra gazeteci olacak biri vardır.
İşte kitaptan Emin Çölaşan'ın koypa hikayeleri:
"Merhum Turgut Özal askerlik yaptığı yıllarda Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde matematik derslerine girer. Öğrencileri arasında yıllar sonra gazeteci olacak biri vardır.
Onun kim olduğuna dair şöyle bir ipucu verebilirim:
Melih Gökçek'in açtığı tazminat davalarını kaybeden, bu sayede
Ankaralılara döner ziyafeti çektiren vatandaş...
Kendisi anlatıyor:
-Turgut Özal'ı medyada en çok eleştiren, kendisiyle en çok mahkemelik olan, kendisi tarafından en çok mahkemeye verilen gazeteci, hiç kuşkusuz bendim. Onunla ilişkimiz bizim çok daha gerilere gidiyordu. Ama bir gazeteci-siyasetçi ilişkisi olarak değil, bir öğrenci hoca ilişkisi olarak.
1960 yılında ben ODTÜ'ye girdim, İdari İlimler Fakültesi'ne ve hemen girer girmez çiçeği burnunda bir matematik hocamız oldu. Onun adı Turgut Özal'dı. O sırada ODTÜ Meclis'in arka bahçesinde, barakalarda eğitim veriyordu. Yeni kurulmuş bir üniversiteydi.
Turgut Özal da hemen onun yanında yine Meclis binasında görev yapan Devlet Planlama Teşkilatı'nda yedek subaylığını yapıyordu. Bizim matematik derslerimize kaputuyla gelirdi ve biz ona küçük asker derdik sınıfta.
Kopya çekerdik. Matematikten anlamazdım ben şahsen, sınıfımızdaki başka arkadaşlarımız gibi. Matematik hocamız bizi yakalardı, yakalamaya çalışırdı, olmazdı... Uzun hikâyelerdir. En sonunda biz C aldık. Yani geçer not aldık.
Dışarıya soruları atardık. Mühendislikte okuyan matematik bilen arkadaşlar da bize cevapları verirlerdi, barakaların pencerelerinden. Biz onları koynumuza sokup götürüp hocaya verirdik. En sonunda uyandı Turgut Bey.
1965 yılında Devlet Planlama Teşkilatı'na girdim. 1967'de Turgut
Özal DTP müsteşarı oldu. Yani benim en büyük amirim... DTP
koridorlarında beni ilk gördüğü gün şu soruyu sordu:
-"Bana doğru söyle kopya çekiyor muydun, yoksa çekmiyor
muydun?" Çünkü biz hep inkâr ediyorduk kopya çektiğimizi
"Hocam vallahi çekmiyordum" dedim. Birkaç kez daha
sordu böyle. Hatta benim sınıf arkadaşlarımı görünce soruyormuş,
"Emin kopya çekiyor muydu?" diye. Demek ki onun
kafasında hep bir kuşku vardı. 1969 yılında ben askere gittim
geldim, iki yıl. Turgut Özal beni DTP'den kovdu.