Osman Necmi Gürmen'in yeni roman Yaban Gülleri raflarda

Cumhuriyet’in ilk yıllarına bambaşka bir açıdan ışık tutan yeni bir Osman Necmi Gürmen romanı okurla buluşuyor.

Cumhuriyet’in ilanından 1 yaş büyük Nesteren Sûfî’nin hikayesini dönemin tüm sarsıcı olaylarıyla içiçe sunan roman, içinde bulunduğumuz zamanın ruhuna da dokunuyor.

Gazeteci ve yazar Osman Necmi Gürmen’in güçlü kaleminden 80 yıl öncesinin İstanbul’unu, en ince detaylarına değin küçük bir kızın gözünden tanırken burukluk duygusundan kaçamayacaksınız.

Ve bugün soramadığımız yüzlerce soruyu Nesteren’in nasıl korkusuzca yönelttiğini, bağnazlığa ve suskunluğa nasıl da kafa tuttuğunu hayranlıkla okuyacaksınız!

İkinci Dünya Savaşı öncesi Şehr-i İstanbul’da başlıyor hikaye. 1930’lar... Memlekette büyük değişim ve gelişim zamanı. Ülkenin bir kısmında eskilikten kurtulma, diğer kısmında eskide kalma mücadelesi. Soyadlarına kavuşur halk. Radyodan klasik müzik notaları gelmektedir. Gâvur işi araç tramvay yapılmıştır. Öz Türkçe furyası da başlamıştır. Her gün yeni kanunlar çıkmakta, yeni kararlar alınmaktadır.

Çiçeği burnunda Cumhuriyet’in ilk döneminde bir yaban gülü açıyor...

Nesteren Sûfî ... Bir ‘küçük hanım’... Yaşadığı dönemin tüm gerçeklerine kafa tutan, sormaktan asla bıkmayan, meraklı ve sıradışı bir genç kız...

Sağlığı nedeniyle mektep yüzü görmeyen Nesteren, hayatı kurcalayan eşsiz bakış açısıyla, keskin zekasıyla ve hayal gücüyle yaşadığı zamanı ve çevreyi keşfetmektedir.

Dönemin tüm badirelerine kendi penceresinden bakan Nesteren, dedesinin ‘yaban gülü’ Nesteren, babasının gözdesi Nesteren henüz buluğ çağına gelmemişken mantık, felsefe ve ilahiyat arasında muazzam bir köprü kurar. Bitmek bilmeyen soruları ve ucu bucağı olmayan merakı sayesinde sürekli öğrenir, anlamaya çalışır. Dinden alamadığı yanıtları ilimden alır. Okur, araştırır, sorgular. Dinde, inançta ise huzuru bulmaya çalışır. Bütün dinlere açar beynini ve yüreğini. O esnada memleketin gündemi ve savaş da dikkatinden kaçmaz.

Bir yanda Dersim, Avrupa’daki kargaşa, isyanlar, diğer tarafta Moda Kulübü’nde çarliston yapmak, Suadiye Plajı’na gitmek, moda mecmuaları okumak... Nesteren, dönemin tüm durumlarını genç kızlık heyecanlarıyla birlikte yaşar.

Cumhuriyet’i, bir ülkenin yeniden varoluş mücadelesini, Mevlâna’yı ve en çok da insanın yaşama tutunma sevdasını Osman Necmi Gürmen’in incelikli, bir o kadar da keskin vurgusuyla Yaban Gülleri’nde bulacaksınız.

OSMAN NECMİ GÜRMEN KİMDİR?

1927 yılında doğdu. Hayatının değişik dönemleri, İstanbul’da, Paris’te, Siverek’te ve Bodrum’da geçti. Uzun yıllar yaşadığı Paris'te Hürriyet gazetesinin temsilciliğini de yaptı.  Fransızca kaleme aldığı ilk romanı L’echarpe d’iris 1976 yılında Paris’te Gallimard tarafından basıldı, 1977 yılında Hürriyet Yayınları tarafından Ebem Kuşağı adıyla yayımlandı. 2003 yılında Menler Yayınları, eseri Delibozuklar Çiftliği adıyla yeniden yayımladı. Gürmen’in Türkçe olarak kaleme aldığı ikinci romanı Kılıç Uykuda Vurulur, 1978’de Hürriyet Yayınlarınca basıldı, 1979’da Fransızcaya çevrilip L’espadon adıyla Gallimard tarafından yayımlandı, 1981’de Norveççeye çevrilerek Oslo’daki Aschehoug Yayınevi tarafından Sverdfisken adıyla basıldı. 2003 yılında Menler Yayınları Kılıç Uykuda Vurulur’un yeni baskısını yaptı. Yapıtlarını iki ayrı dilde kaleme alan nadir yazarlardan olan Osman Necmi Gürmen, uzun bir aradan sonra döndüğü edebiyat dünyasını 2006 yılında Râna ile sarsmıştı... Daha sonra hem Fransızca hem Türkçe kaleme aldığı Mühtedi yayımlandı, bu roman ayrıca Japoncaya da çevrilerek basıldı. 2008 yılında L’Espadon, Ah vre Sevda! adıyla Türkçede yeniden yayımlandı. Osman Necmi Gürmen’in hikâyeleri, 2009 yılında Saint-Michel’in Develeri adı altında basıldı. 2010 yılında Neydi Suçun Zeliha! yayımlandı. Yazar halen Paris’te yaşıyor.