Orhan Pamuk'tan Erdoğan'a Nobel cevabı
Dünyaca ünlü yazar Orhan Pamuk, Erdoğan'ın Nobel ödülünün objektif olmadığını iddia ettiği açıklamasına, düşünce özgürlüğüyle cevap verdi.
Nobelli yazarı Orhan Pamuk hürriyet'ten Çınar Oskay'a verdiği röportajda yeni kitabının yanısıra ülke gündemine dair çarpıcı yorumlarda buldundu.
Pamuk 9 Aralık'ta YKY Yayınlarından çıkacak olan son romanı "Kafamda Bir Tuhaflık"ın perde arkasını anlattığı röportajda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kadın-erkek eşitliği açıklamasından Gezi'ye, yolsuzluktan Türkiye'de düşünce özgürlüğüne kadar bir çok konUda eleştirel değerlendirmeler yaptı. "Türkiye’de düşünce özgürlüğü ne yazık ki çok kötü vaziyette. “Yerlerde sürünüyor” demeyeyim de ne diyeyim?" diye soran Pamuk, Erdoğan'ın Nobel ödülünün objektif olmadığını iddi ettiği “Nobel, kararlarını objektif mi veriyor? Asla! Bunları gördük, görüyoruz” açıklamasın" açıklamasına da yanıt verdi: Bence Sayın Başbakan benim Nobel aldığımı duymuş olmalı...
İşte Hürriyet'in Orhan Pamuk röporajının çaprıcı bölümleri:
Kitap pek çok toplumsal olaya değiniyor. 6-7 Eylül,
askeri darbeler, Madımak... Ama Gezi yok. Hikâyenin önüne
geçmesinden mi çekindiniz?
Böyle bir soru bekliyordum. 12 Eylül oldu, romanları yazıldı. Ben
istemedim. Çok sıcak olduğu için. Ama 12 Eylül romanlarında
anlatılan siyasi, tarihi gelişmeleri 12 Eylül’den bahsetmeden
yazdım.
Gezi’yi benim için saygın ve cazip kılan, laik orta sınıfların
sokağa çıkıp “Arkadaş, laik dünyama, hayat tarzıma ilişme”
demeleriydi. Sokağa çıkıp, fikirlerini ifade etmeleriydi. Benim
ilgimi çekti ama düşünce özgürlüğünü anlatabilmek için romanıma
Gezi’yi koymama gerek yok. Türkiye’de düşünce özgürlüğü ne yazık ki
çok kötü vaziyette. “Yerlerde sürünüyor” demeyeyim de ne diyeyim?
Pek çok dostum “Şu, şu gazeteden atılmış. Bu, bu gazeteden atılmış”
diye anlatıyor. Artık iktidara en yakın gazeteciler bile takır
takır! Bu kadar çok gazeteci atılan bir yer görmedim. Bu
bir...
İkincisi ve en kötüsü, bir korku var. Herkes korkuyor, onu
görüyorum. Hem bir şeyler söylemek istiyor hem işinden atılmaktan
korkuyor. Normal değil. Baskı, cesaretli laf söyleyeni önemli
kılıyor. Yaratıcı düşünce değil, cesaret öne çıkıyor. Freedom
House gibi dünyadaki önemli kurumlar söylüyor ama ben de
söylüyorum: Türkiye’de düşünce özgürlüğü yerlerde sürünüyor.
Yolsuzluklara nasıl bakıyorsunuz?
17 Aralık’tan sonra YouTube’da ve başka yerlerde gördüklerim beni
rahatsız etti. Toplumdan, devletten, sistemden içimi rahatlatan bir
yanıt alamadım. Bunların üstünün kabaca örtülmesi toplumun önemli
bir sorunu, utancı.
Neden böyle?
İletişim sorunu ve muhalefetin başarısızlığı. Muhalefet
partilerinin eski bürokratik, aşağılayıcı, Mevlut’a yaptıkları gibi
“Gel bakayım buraya” dediği insanların öfkesi de var.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Nobel, kararlarını
objektif mi veriyor? Asla! Bunları gördük, görüyoruz” açıklamasını
nasıl karşıladınız?
Bence Sayın Başbakan benim Nobel aldığımı duymuş olmalı! Çünkü
kendisi telefon edip beni çok nazik şekilde tebrik etmişti o zaman.
Başbakan diyorum, Cumhurbaşkanı! (Gülüyor)
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN