Oray Eğin, kimin ölmesini istiyor?..
Yazısının sonlarına doğru “öl de arkandan iyi bir şeyler yazılsın” demeye gelen tiksinti verici sözler ediyor…
GAZETECİLER.COM - Efendim…
Biliyoruz… “Şu oğlanı görmek istemiyoruz” diye bize posta
koyuyorsunuz ama malzeme güzel... Malzeme güzel olunca ne yapalım?..
Kullanmayalım mı?...
Bakın bugün isim vermeden(!) kime
çatmış?...
“İsim
vermeden” diyoruz ama o lâfın
gelişi…
Öyle bir tarif etmiş ki; doğum
tarihi, ana-baba adı, doğum yeri hariç…
Yine haset…
Yine düzeysiz…
Yine AKŞAM’ı kirleten bir şeyler
karalamış her zaman olduğu gibi…
Düşünüyoruz da…
Şakir
Süter yaşıyor olsaydı şu Oray Eğin için yan
sayfada kim bilir neler yazardı?..
Örneğin, “Yan sayfalardan birinde
çamur deryası olduğu için her sabah benim köşeye de sıçramış mı
diye bakıyorum ama bereket henüz buraya kadar ulaşamamış” der miydi
acaba?..
Bakın neler yazmış
yine…
Domates güzelinin
öfkesi
Dün, Habertürk gazetesinin polemik
sayfasında Fatih Altaylı'nın bir yazarla ilgili görüşünü okuyunca
kafamda ampul yandı... İşte bu dedim... Fatih Altaylı diyor ki 'Ben
onu artık okumuyorum, hidayete erdiğinden beri.'
Kastettiği medyada 'domates
güzeli' olarak bilinen bir köşe yazarı...
Son zamanlarda ağzından köpükler
saçıyor, ona buna saldırarak kendinden söz ettirmeye
çalışıyor...
Bu ne şiddet ne celal, diye
düşünüyordum bir süredir... Bu öfkeyi çözmeye
çalışıyordum.
Yakın zamanda bir televizyon
kanalınca kapıya konmasının ve başka teklif gelmemesinin etkisi
olduğunu biliyorum bu öfkede. Polemikle kendinden söz ettirmeye ve
teklif kapmaya çalışıyor...
Dolayısıyla bu sataşmalar planlı
bir öfke...
Ama anladığım kadarıyla bir yandan
da gerçekten canı sıkkın, gerçekten öfkeli... Zaten kamu sağlığına
zararlı bir tarafı var; tam bir şehir magandası olduğu kayıtlarda
sabit...
Sinirleri gergin...
Çünkü sadece Fatih Altaylı değil,
hiç kimse okumuyor... Hiç kimse merak etmiyor onu...
Artık yüzükleri ve masalları genç
kızları bile kesmiyor; ne zamandır çok daha şöhretlilere tercih
ediliyor...
E artık beyazlamış saçları ve
belinden geçirdiği zincirlerle Kemancı'da, Aqua'da 'genç yaşıyorum'
numarası da yapamayacak kadar yaşlandı... İşin kötüsü kaliteli de
yaşlanamadı; demode, bitik, zavallı, huysuz bir ihtiyara
dönüştü...
Okudunuz…
Pes yani…
Saldırdığı meslektaşı için “Huysuz
ihtiyara dönüştü” diyor…
Ne kadar ayıp…
Ne kadar sığ…
Eleştiri yapacak zekâsı olmayınca
nasıl da hakarete yöneliyor hemen…
Ve…
Sanıyor ki kendisi hep böyle
parlak kalacak…
Sanıyor ki onun saçı hiç
beyazlamayacak…
Sanıyor ki bugün yüzüne bakan
adamlar yarın bir gün “kartlaştın artık, seni istemiyorum”
demeyecek…
Daha da fenası…
Yazısının sonlarına doğru
“öl de arkandan iyi bir şeyler yazılsın” demeye
gelen tiksinti verici sözler ediyor…
Neyse…
Biz işimize bakalım…