Oray Eğin: Babıali puştlar tarlası…

Oray Eğin, Babıali’nin nasıl bir “puştlar tarlası” olduğunu anlatıyor bugün… İyi ama sadece puştlar tarlası mı?..

GAZETECİLER.COM

Oray Eğin, Babıali’nin nasıl bir “puştlar tarlası” olduğunu anlatıyor bugün…
İyi ama sadece puştlar tarlası mı?..
Başka hiçbir tür yetişmiyor mu o tarlada?..
Tarla bu…
Gül de yetişir, ayrık otu da…
Ot da düşer toprağına, .ok da…
Neyse…
Biz Oray Eğin’in yazısına geçelim…
Tuna Kiremitçi ile dertleşirken bakın gazete mutfaklarının hangi çürümüşlüğü çıkmış ortaya…
O gazeteciler ki bir ara dönemin Başbakan’ı Yıldırım Akbulut’un taşralılığı ile dalga geçmek için Kuğu Gölü Balesi’ne mayolarını alıp da gittiklerini yazarlardı…

Bu medya sit-com’u yayından kalkmasın

 Ferdi Özbeğen’in o “sihirli” parmaklarının tuşlarla buluşmasını izlemek için toplandığımız cumartesi gecesi... Romantik şarkılardan “eller havaya”ya geçişler. Gece yarısını biraz geçe sahneden indiğinde hepimizde “daha fazla, daha fazla” arzusu oluşmuşken...

Dostlar masasında tam karşımda Tuna Kiremitçi oturuyor...

Ortalık sessizliğe büründükten sonra... Tabii ki kendimi engelleyemiyorum... Tabii ki sohbeti o “malum” konuya getiriyorum...

“Neden istifa ettin?” diye soruveriyorum...

Malum, eski eşi İclal Aydın, onun hayatta olmayan dünyaca ünlü Çellist Jacqueline Du Pre’yle aşk yaşadığını düşünüp “Bütün sevgililerini aynı aşk sözcükleriyle kandırıyorsun” gibisinden -bence haksız da olmayan- bir çıkış yapınca Tuna Kiremitçi de beraber yazdıkları Vatan’dan istifa etmişti.

“En çok gazeteye kırıldım” diyor, “Giderek gazeteyle iletişimimiz zayıflamıştı son bir yıldır, bu yazı da üzerine tuz biber ekti. En azından bir editörün benim yazımı okuyunca, ortada bir ironi olduğunu anlamasını, gerekli insanları uyarmasını beklerdim.”

Jacqueline’i tanıyan editörü kim kaybetti de o bulacak! Gazetelerin mutfağında çıta öylesine düştü ki karşılıklı okuma yapacak, iki yazıyı okuyup gazetesinin yazarını uyaracak kadar konusuna hakim kimse de kalmadı... Bu gazeteleri, yazı işlerini, editörlük müesseselerini falan fazla abartmamak gerek...

Gazetenin İclal Aydın’ın yazısını taraf tutmak için kullandığına da inanmıyorum. Daha kısa süre önce Aydın, köşesinde Vatan yönetimine kendisini hastalığında bile ne kadar yalnız bıraktıklarına dair haklı olarak sitem ediyordu...

“Keşke yanıt verseydin, dalga geçseydin ya da görmezden gelseydin” dedim...

“İclal’e yanıt veremem ben, onunla dalga da geçemem, onunla geçmişimiz buna engel olur, ama konu görmezden gelinecek noktayı da geçmişti, herkes bu yazılardan bahsediyordu...”

Ona göre tek seçenek kalmış...

(...)

O an Tuna’nın aslında gazetelerin iç işleyişine ne kadar yabancı olduğunu düşündüm... Babıali’nin nasıl bir “puştlar tarlası” olduğundan habersiz, hâlâ kendi ahlaki değerlerini korumaya çalıştığını gördüm. Bu masumiyeti hoşuma da gitti aslında...


Oray Eğin’in yazısının tamamını