Onlar isterler ki sadece...
Kesinlikle tarih daima gerçekler üzerine bina edilmelidir…
Elbette ki birileri dünyaya
yalan söylediyse, ifşa olunmalıdır.
Tabii ki suçlular en sert biçimde
cezalandırılmalıdır…
Sahtekârların çanına ot
tıkanmalı…
Failler yakalanmalı…
Devletimiz peşlerinde olmalıdır filan fıstık...
*
Ve kesinlikle tarih daima
gerçekler üzerine bina edilmelidir…
Ama…
Şartlar buna izin
vermeyecekse…
Bizler en yalın haliyle “gerçeğe”
asla
ulaşamayacaksak…
Ve…
Onu
daima “ait olduğumuz tarafın” bize sunduğu haliyle kabullenmeye mecbur
bırakılacak isek…
Bugünün gerçeklerini doğru yorumlamak
ve…
Yarının gerçekleri üzerinde etki yaratmaktan
başka pek bir seçeneğimiz kalmıyor geriye...
*
Doğal olarak, kimileri bu
yaklaşımı oportünist / fırsatçı bularak eleştirecektir. Bunlar, ya bir tarafın
gerçeklerini tamamen doğru bulurlar, ya da diğer tarafın...
Ve…
Bütün eylemlerini, bütün
fikirlerini, hayatta attıkları bütün adımları o tarafa göre
belirlerler.
*
Bu gibilerin hayattaki en büyük
kazancı, en büyük gücü de, bağlı oldukları taraf; ait oldukları
kutuptur.
Bütün yaşamlarını o kutbun
tercih ve yönlendirmelerine göre şekillendirirler.
*
Kapalı çevrelerine uyum, onlar
için dünyaya ve küresel koşullara uyumdan çok daha
önemlidir…
Zirâ…
Onların dünyaları, tutundukları dal
kadardır.
O dünyaya borçlu ve ondan alacaklı
kaldıkları ölçüde “var”dırlar.
*
Bunların çoğu için, dâhil
oldukları grubun gerçeklerini, diğerlerinin gerçeklerine hâkim
kılmak, en önemli itibar kaynaklarından biridir.
Dünya veya ülke veya bölge veya insanlık, onlar
için sadece ikincil ve “nasıl olsa ulaşılmaz” hedeflerdir.
*
Toplumsal refah, kitlesel
sağduyu, barış ve benzeri küresel değerler de öyle...
Sadece kendilerinin
özgür oldukları bir demokrasi isterler…
Sadece kendilerinin kazanacakları bir kapitalizmi desteklerler…
Sadece kendilerine eşitlik sağlayacak bir sosyalizmi
savunurlar…
Sadece kendilerini cennete götürecek inançlar peşinde
koşarlar...
*
En önemlisi
de…
Bu tavır yukarıdaki cevap gruplarının her biri
için geçerlidir.
Doğululara veya Batılılara
özel değil, her iki kutupta da gani gani mevcuttur.
*
En büyük ortak sorun ise…
Bu tavrın bugünden sonra kime zafer, kime
hezimet getireceği veya kimin bu tavırdan vazgeçip, kimin
vazgeçmeyeceğidir...
Çünkü…
Pragmatizmle oportünizmin;
yani faydacılıkla fırsatçılığın
birbirine karıştığı bu en tehlikeli dönemeç, bütün dünyanın ve
insanlığın gideceği nihaî yönü de belirleyecektir.