Öneriyoruz! TRT ana haberi bugün Mesut Mertcan sunsun!

Ana haber spikeri Seval Çöpür, yerini bu akşam Mesut Mertcan'a bıraksın! Tıpkı 12 Eylül 1980'de olduğu gibi TRT bültene Mertcan'ın unutulmaz sesiyle başlasın. Ve ünlü spiker bu kez halkın bildirisini okusun;

12 Eylül 1980...
TRT o sabah alışılmışın dışında yayına sabah saat 04.00'te başladı.
İstiklal Marşı normaldi de ardından gelen Harbiye Marşı neyin nesiydi...
Tanıdık gelen bir tek dönemin ünlü spikeri Mesut Mertcan'ın davudi sesi oldu.
Ancak bu kez söyledikleri tanıdık değildi;
-"MGK devlet yönetimine doğrudan el koymuştur"...

*****

32 yıl sonrası...
TRT ana haberi izliyorum...
12 Eylül darbe davasını çok özel görüntülerle haberleştirmişler...
Kimsenin elinde olmayan görüntüler.
Düşünüyorum...
Bu görüntüler o vakit TRT'de yayınlabilmiş miydi diye...
Ne gezer?
Darbeyle TRT de emir komuta zincirine dahil olmuştu. Hasan Mutlucan türküleriyle kendi ülkesini fetheden orduya övgüler dizmek zorunda kalmıştı.

*****

Bugün Türkiye için tarihi bir gün...
TRT için de öyle...
32 yıl öncenin rövanşını alıyor bu halk!
TRT'ye de işte bu minvalde bir önerimiz var...

Diyoruz ki;
Ana haber spikeri Seval Çöpür yerini bu akşam, Mesut Mertcan'a bıraksın!
Tıpkı 12 Eylül 1980'de olduğu gibi TRT bültene Mertcan'ın unutulmaz sesiyle başlasın.
Ve ünlü spiker bu kez halkın bildirisini okusun;
-"Eğemenlik kayıtsız şartsız halkındır" desin.
Desin ki...
Bu halkın 32 yıldır beyninde travma yaratan o bildiri zihinlerden, kulaklardan silinip gitsin.
Desin ki...
32 yıldır Mesut Mertcan'ın (hiç haketmediği halde) omuzlarında taşıdığı "darbe spikeri" apoletleri sökülüp atılabilsin...

Mesut Mertcan tarihi davanın doğal müdahilidir bize göre... Sesini verdiği o bildiri onun tüm kariyerini lekeledi, binbir zahmetle elde ettiği mesleki statüsünü yok etti.
Bildiriyi okuduğunda saçları simsiyahtı, televizyonlar siyah-beyaz...
Şimdi televizyonlar renkli Mesut Mertcan'ın saçları bembeyaz...
32 yılın ve "darbe spikeri" karalamasının beyazlattığı saçlar onlar...

TRT'nin eski spikerine bir vefa borcu var diyoruz...
"Ciğeri yanarak" okuduğu o bildirinin verdiği zararı telafi etme, gönül alma ve en önemlisi iade-i itibarda bulunma...
Ne güzel olur...
Ne kadar şık durur!

Hacer Alkan
hacer@internethaber.com