Önce fıkra anlattı, sonra SABAH’a çaktı!
“Evren, gazetecinin davetine hücumbot ile gitmiş!” başlığı altında yayımlanan makalesinde SABAH’a......
GAZETECİLER.COM
Mehmet Y.
Yılmaz, bulduğu ilk fırsatta;
ya SABAH’a çakıyor, ya Gazete HT’ye.
Bugün, “Evren, gazetecinin davetine
hücumbot ile gitmiş!” başlığı altında yayımlanan makalesinde
SABAH’a ve Başyazarı Mehmet Barlas’ı hedef
almış…
Bakın
nasıl…
BİRAZ
uzun olacak ama sıkılmayacağınıza garanti veriyorum. Bir
fıkra
Böyle durumlarda; “Boklu sidikliye mana bulmuş”
derdi rahmetli babaanneciğim…
Yakup’un ki
de o hasep…
SABAH güce
taparmış…
İyi de sevgili kardeşim sen neye
tapıyorsun?..
Karıncaya mı?..
İlahi Yakup…
Sabah sabah nasıl da güldürdün
beni…
A.B.O.
|
anlatarak başlayacağım bugün.
Olay
“1968 Prag Baharı”nın bastırılması sırasında geçiyor.
Varşova Paktı tankları Prag’ın varoşlarından
kente giriyor. En önde Doğu Alman Tank Birliği var ve birinci
tankın üzeninde de General Otto, tankçı kepini yamuk takmış, bir
Romalı muzaffer komutan edasıyla çevreyi süzüyor.
Bizim
Ataköy’deki bloklara benzeyen binalardan birinin en üst katındaki
balkondan bir kadın aşağıya sesleniyor: “Herr Otto, Herr
Otto!”
General şaşırıyor: “Bana mı sesleniyorsun” diye
soruyor.
Kadın: “Evet, sen Herr Otto değil
misin?”
General: “Evet benim ama beni nereden
tanıyorsun?”
Kadın: “1941’de de tankla gelen sen değil
miydin?”
General: “Evet ama o tarihte gencecik bir
teğmendim. Beni nasıl hatırlayabildin?”
Kadın: “O zaman da arka cebinde Cumhuriyet
Gazetesi vardı!”
“Türk
basın tarihini” iyi bilmeyen okuyucular için söyleyeyim.
Cumhuriyet, 2. Dünya Savaşı’nın hemen başında Almanya’yı destekler
nitelikte yayın yapıyordu. 1968 Prag Baharı’nın bastırılması
sırasında da Cumhuriyet’in yayınlarının “komünistlerden yana”
olduğu iddia edilmişti.
Bu
fıkra o günlerde Cumhuriyet karşıtı çevrelerce
uydurulmuştu.
Kurthan Fişek’ten dinlediğim bu fıkrayı
hatırlamama neden olan şey Sabah Gazetesi’nin son günlerdeki
tutumuyla, 28 Şubat’taki tutumu arasında benzerlikler bulmuş
olmam.
Gazete o tarihte de “güce tapıyordu”, bu tarihte
de “güce tapıyor”!
“Post
modern askeri darbenin” gereklerini yerine getirmişti, şimdi de
“post modern sivil darbe”nin zeminini hazırlıyor.
Geçen
gün Sabah’ın eski sahibi Dinç Bilgin ile yapılmış bir röportaj
okudum. Söyleşi Star Gazetesi’nde Fadime Özkan tarafından
gerçekleştirildi.
Bilgin, o dönem ile ilgili bir özeleştiri
yaptıktan sonra Mehmet Barlas’taki değişime dikkat çekiyor. Şöyle
diyor:
“Demek istediğim evet, hepimizin dolabında
iskeletler var. (NTV’de) Yorum Farkı’nı izliyorum, çok zaman
Mehmet’ten (Barlas) yana oluyorum, öbürüne göre daha demokrat. Ama
12 Eylül döneminde en yakın arkadaşı Evren’di. Askeri hücumbotla
Boğaz’da yalısına gelmişti Evren. Biz de davetliydik. Türkiye o
zaman öyleydi, hepimiz şartlanmıştık.”
Türk
basınının tarihini ileride yazacak olanlar, bugünleri
değerlendirirken güçlü rüzgârların önünde savrulanları, kırılmamak
için boyun eğenleri daha iyi değerlendirecekler.