Ömer Altan için...

Algılarınız daha güçleniyor, filmi bir kez daha ve Ömer Altan’ın algılarıyla izlemek için can atıyorsunuz…

Eminiz ki soyadıyla, babasıyla, dedesiyle, amcasıyla onur duyuyor...

Ve...

Yüksek yazı yeteneğinde, kelimelerle dans etme becerisinde soyadının ve genetiğin rolü üst düzeyde...

Zira...

Mükemmel bir ifade kabiliyeti ve kelime zenginliğine sahip...

Kim mi?..

Ömer Altan...

Peki bu girişi yapmak nereden icap etti?..

Gecikerek de olsa "İşaret Fişeği" isimli kitabını okuduk ta ondan...

Gerçekten de mükemmel...

Harika...

Nefis...

Hem bilgi dolu, hem okurun hayata bakış açısında köklü bir sistem oluşturacak kadar etkili...

Meselâ, yaşadığı sürece sadece 7 şiiri yayımlanan öldükten sonra yayımlananların sayısı ise 2.000'i geçen Elizabeth Emily Dickinson'u kısacık anlatımıyla daha iyi tanıyor, daha iyi anlıyorsunuz...

"Eğer algı kapılarını temizlersek, her şey insana sonsuz görünecektir" diyerek birçok kişiye ilham kaynağı olan; kimilerine göre "Deli Sanatçı" kimileri için ise "Sanatçı bir Deli" olan William Blake'i tanıyorsunuz...

Dünyanın gelmiş geçmiş en tanınan, bilinen roman kahramanlarından biri olan Dr. Frankenstein'in yaratıcısı Mary Shelley'in en bilinmedik ama en hayran olunası kişilik özellikleri konusunda bilgi sahibi oluyorsunuz...

Belki de gençliğinizde adını duyduğunuz ama pek de farkına varamadığınız Somerset Maugham'ı (eğer tek bir eserini bile okumadıysanız) tanımakta geç kaldığınız için kendinize kızıyor; kitapevinize koşup hemen en azından bir eserini (Şehvet Düşkünü" meselâ) satın almak için can atıyorsunuz...

Eserlerini Fransızca yazan İngiliz Pauline Marie Tran'la tanışıyor; kendi gölgenizin de tıpkı onun gölgesi gibi sizi sitem edercesine takip ettiğinin farkına varıyorsunuz...

Ve rüzgârın size de getirdiği sözlerin gürültüsünü hissediyorsunuz yine Tran gibi...

Meselâ...

İlk özel kostümlü çizgi roman kahramanı olan Fantom'un (Kızıl Maske) ve Sihirbaz Mandreke'nin yazar/çizeri Lee Falk'ın asıl adının Leon Harrison Gross olduğunu öğrenip, keyifleniyorsunuz bu çok önemsiz gibi görünen ama çok önemli yeni bilgiyle...

19. yüzyılın ilk yarısında tanınmaya başlayan Boston'un ünlü "Aşkıncılar Okulu" ve okulun dünyadaki ilk "sivil itaatsizlik" önderleriyle tanışıyor, hayran oluyorsunuz...

Ve, ve, ve…

Bütün zamanların en iyi filmlerinden biri olan Yurttaş Kane’in yaratıcısı, yönetmeni, oyuncusu George Orson Welles’i anlatan o muhteşem makale…

“Vaaaauuuvvvv” yani…

Hele bir “Kayıp oğlanlar kayıp kızlar” bölümü var ki; Peter Pan’ı anlatan…

Ve yine hele bir de son günlerde Robin Williams’ı izlediyseniz Steven Spielberg’in yönetiminde ve “Peter Pan” rolünde…

Algılarınız daha güçleniyor, filmi bir kez daha ve Ömer Altan’ın algılarıyla izlemek için can atıyorsunuz…

Derken “İşaret Fişeği”nin 87. sayfasına, “Gittiğimde iz bırakmam” başlığı altındaki bölüme geldiğinizi fark etmiyorsunuz bile…

“Sonmuş” diyorsunuz kendi kendinize; “ne çabuk bitti yaaa…”

Evet, aynen öyle…

“Ne çabuk bitti yaaa…”

Su gibi…

“Gittiğimde iz bırakmam”  dizesinin sahibi Everett Ruess hakkında da blgi sahibi olduktan sonra arkanıza yaslanıp; “okuduğum en güzel tahlil kitabı” diyor ve “Hemen Kitap” tarafından yayımlanan İşaret Fişeği isimli kitabın yazarı Ömer Altan’ı ayağa kalkıp alkışlıyorsunuz…

Nereden mi biliyoruz…

Çünkü biz öyle yaptık…

Not 1.): Kitapçınızdan bu genç adamın kitabını mutlaka isteyin ve okuyun; bize teşekkür edeceksiniz…

 Not 2.): Ömer Altan'ın fotoğrafını bulamadığımız için kitabın kapağını yayımladık.