Ölmeden haber olmak istiyorum dedi ve istinad duvarına isyan etti!

Sabah yazarı Yüksel Aytuğ, her gün kullandığı yol üzerindeki istinad duvarlarından birinin çökmesi üzerine isyanını yazısında dile getirdi.

Her gün izlediğimiz haberlerde yer alan ölümler Yüksel Aytuğ'un da dikkatini çekmiş olacak ki bu sefer kendisi üzerinden yetkilileri uyardı. Aytuğ, her gün kullandığı yol üzerindeki istinad duvarlarından şikâyetçi oldu ve "Ölmeden önce haber olmak istiyorum" dedi.

İşte o ifadeler:

Bu seferki, eski kocası tarafından ölümle tehdit edilen bir kadının değil, bizzat benim çığlığım... Geçen hafta haber bültenlerinde mutlaka izlemişsinizdir. Sarıyer'de bir istinat duvarı çöktü. Çekici sürücüsü, üzerine yığılmak üzere olan toprağı son anda fark edip frene bastı ve canını kurtardı. O Çırçırdere Caddesi, benim hemen her gün kullandığım yol. O akşam da felaketten iki saat farkla kurtuldum. İki saat...

Hayat ile ölüm arasındaki 'kıl payına' bakar mısınız? Aslında o yoldan her geçişimde eşime söyleyip duruyordum, "Burada ciddi tehlike var. Bu duvarlar bu yükü taşımaz. İnşallah piyango (!) bize vurmaz" diye. Olayı haberlerde izlediğimizde dehşetle birbirimizin yüzüne bakmamız da bu yüzdendi. Şu anda Sarıyer Tüneli'nden çıkıp Maden Mahallesi üzerinden Zekeriyaköy, Uskumruköy ve Demirciköy istikametine gidip gelenlerin en fazla kullandığı yol Çırçırdere Caddesi.

Ayrıca bölgedeki üç okulun öğrencileri de bu yolu kullanıyor. Güzergahtaki istinat duvarlarının son derece güçsüz olduğu, tehlikenin tepemizde beklediği çıplak gözle bile görülüyor. Uçurum kenarındaki bazı bölümlerde ise ciddi çökmeler var. Buradan hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni, hem de Sarıyer Belediyesi'ni uyarıyorum. Kendileri incelemeye üşenirlerse beni arasınlar. Onlara yol üzerinde insan hayatını tehdit eden en az dört tehlikeli nokta gösterebilirim. Durum acil. İstanbul'un göbeğinde heyelan altında kalmak, pisi pisine ölüp "Ben demiştim" demeye bile fırsat bulamadan gömülmek istemiyorum.

NOT: Geçen hafta sevgili Hıncal Uluç ağabeyim, ziyaret için gittiği Zekeriyaköy'de, Kilyos Yolu'nun nasıl rezil halde olduğunu şahane bir izlenim yazısıyla anlatmıştı. Bu da Varan-2 olsun!