Öldürülen gazeteci Nuh Köklü hangi gazetede çalışıyordu?

Cinayet ilişkin haberlere üzerindeki grev önlüğü ile gördüğümüz meslektaşımız Nuh Köklü nerede, hangi gazete ya da televizyonda çalışıyordu?

Salı gecesi ve sonrasında yaşananlar medyamızın hali pür meali gibi aslında.

Gece yarısı internet sitelerinde yer alan bir haber Kadıköy'de bir esnafın tartıştığı bir kişiyi bıçaklayıp yaraladığı şeklindeydi. Sonrasında olayın tanığı olan bir kaç gazetecinin, sosyal medya hesaplarından yaptıkları duyurular ile gerçekler netleşti.

Bıçaklanarak öldürülen kişi gazeteci Nuh Köklü'ydü. Kadıköy'de arkadaşlarıyla kartopu oynarken camına kartopu geldiğini ileri süren bir dükkân sahibi tarafından önce küfür ve tehdit edilmiş, ardından da bıçaklanarak öldürülmüştü.

Tanıyanlar, bilenler hatta olayı görenler haberin temel unsurlarını sosyal medyadan paylaşınca 5N1K'nın çatısı kuruldu, internet siteleri doğru bilgiyi girmeye başladı.

Peki ama bunların hepsinin öteisnde, bir meslektaşımızın öldürülmesi ile ilgili haber yeteri kadar iyi işlenmiş miydi?

Örneğin cinayet ilişkin haberlere üzerindeki grev önlüğü ile gördüğümüz meslektaşımız Nuh Köklü nerede, hangi gazete ya da televizyonda çalışıyordu?

Cinayet'in üzerinden 2 günden fazla zaman geçti, Köklü'nün cenazesi önce Kadıköy'de düzenlenen bir törenle Ankara'ya uğurlandı, ardından orada ailesi yakınları, meslektaşları, sevenleri ve bir grup siyasetçinin katılımı ile toprağa verildi.

TGC, ÇGD, Basın Konseyi hatta üyesi olduğu ve bir dönem ATV - Sabah grubunda  çalışırken İşyeri Temsilcisi olarak görev yaptığı TGS birer açıklama ile olayı kınadılar, Nuh Köklü'nün unutulmayacağını söylediler, hükümeti eleştirdiler, ancak gazeteci meslektaşımızın hangi gazetede, televizyonda çalıştığını onlar da söyleyemedi.



Bugün Ruşen Çakır, Habertürk'teki köşesinde "meslektaşım, arkadaşım, kardeşim" dediği Köklü'nün ardından yazdığı yazısında NTV'de beraber çalıştıkları günleri ve sonrasını şöyle anlattı:

"Kendisiyle en son o dükkâna 10-15 metre mesafede, yolda karşılaşmıştık. İkimiz de Kadıköylüyüz. NTV'den önce ben, ardından o ayrıldıktan sonra genellikle Kadıköy sokaklarında ya da vapurlarda karşılaşır olmuştuk. İşsizdi, iş arıyor ama bulamıyordu. Buna rağmen hep neşeli, gamsız, heyecanlı ve konuşkandı.

Temiz kalpli, iyi bir insandı Nuh. Türkiye gibi acımasız bir ülkede bu özellikler insana hep ayak bağı olur. Hele medya gibi, her geçen gün daha tiksindirici bir hal alan bir sektörde çalışıyorsanız.

Üstelik Nuh solcuydu. 1990'lı yıllarda medyaya girmiş her genç solcu gibi, sisteme eklemlenmeden ekmeğini kazanmak, bu arada Türkiye'nin daha özgür, eşit ve demokratik bir ülke olması için mücadele etmeyi sürdürmek gibi çetin bir işe soyunmuştu. Bu yüzden hep engellerle karşılaştı, önü tıkandı, her seferinde kendisini yeniden kanıtlaması istendi, boyun eğmediği için de sık sık işsiz kaldı."

Nuh Köklü, kendisinin akıl hastası olduğunu, hastaneden aldığı raporla birkaç gün sonra dışarı çıkacağını söyleyen bir "esnaf" tarafından öldürüldü. Gazeteciydi. İşsizdi.

Türkiye'nin bir gerçeği olarak sadece hükümete değil, toplumsal yapıya karşı muhalif bir kimliği olduğu için işsiz kalan, ötelenen, mesleğinden uzaklaştırılan bir gazeteciydi Nuh Köklü...

Bunu söylemek meslek örgütlerindekiler için zor olabilir, hatta meslek örgütlerinin tepesindeki isimler bu durumu bilmiyor dahi olabilirler. Ancak meslektaşları, beraber çalıştığı arkadaşları, birlikte haber yaptıkları muhabirler, onun işsiz olduğunu bilmiyorsa, haberini yaparken yazamıyorsa, o zaman mesleğimizin tutunacağı dalların sayısı da çok azalmış demek değil midir?

İsşiz ve muhalif gazeteci Nuh Köklü, çok sevdiği ülkesinin bağrındaki mezarında nur içinde yatsın.