Okur Temsilcisi'nden Hürriyet'e 'Paradise Paper' tepkisi
Faruk Bildirici, Paradise Papers’ta Binali Yıldırım'ın oğullarının yer almasını gecikmeli olarak haber yapmasını eleştirdi.
Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, gazetesini dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının, off-shore hizmet sağlayıcıları Appleby ve Asiaciti ile, gizlilik politikası uygulayan 19 farklı yargı alanındaki hesaplarını ifşa eden Paradise Papers’ta Binali Yıldırım'ın oğullarının yer almasını gecikmeli olarak haber yapmasını eleştirdi.
Bildirici, okurun "Haberi önemsiz mi buluyorsunuz,
yoksa haberdar olmamızı mı istemiyorsunuz?” eleştirisini
haklı bularak "Şimdi sadece siyaset değil, iş ve spor
dünyasından da isimlerle ilgili iddialar çıkarsa onlar için de aynı
yol izlenebilir. Bütün iddialar, ilgililerin görüşü alınarak
yayınlanabilir, yayınlanmalı" dedi.
Faruk Bildirici'nin "Önemini azaltmazdı" başlığıyla
yayımlanan yazısı şöyle:
Hürriyet’in, “Demir İpek Yolu açılıyor” ve “Tarihi an”
başlıklarıyla duyurduğu Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının
açılışı, gerçekten önemli bir gelişmeyi duyuruyordu.
Fakat her iki haberde de yer alan “Londra’dan kalkan tren
Pekin’e kadar gidebilecek” ifadesine gazeteci ve okurumuz Vecdi
Seviğ’den itiraz geldi: “Trenle Londra–Pekin arasında kesintisiz
hat varsa, niçin Ankara banliyö treni çalışmıyor, niçin İstanbul’a
giden trenler Pendik istasyonundan daha batıya gidemiyor, niçin
Kapıkule’den gelen tren Halkalı’dan öteye geçemiyor,
anlayamadım.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da törende, “Londra’dan Çin’e
(Pekin) kesintisiz demiryolu bağlantısı kurulduğunu ilan ediyoruz”
dedi. Erdoğan’ın bu sözleri gazetelerde yer aldı. Ama Hürriyet ve
hemen hiçbir gazetede Seviğ’in dikkat çektiği gibi Ankara’da
banliyö hatlarının çalışmadığı, trenin Pendik’ten Halkalı’ya
geçemediği, çalışmaların sürdüğü bilgisi yoktu.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 2
Kasım’da İstanbul’daki Ulaşım Kongresi’nde açıklama yaptı da
çalışmaların hangi noktada olduğunu öyle anlayabildik. Arslan,
İstanbul ve Ankara’daki banliyö tren hatlarını 2018 sonuna kalmadan
bitirmeyi hedeflediklerini, bu süre içerisinde de Halkalı’dan
Gebze’ye kadar hatların birbiriyle entegre edileceğini ve
Marmaray’a uluslararası taşımalar için üçüncü bir hat yapılacağını
anlattı.
Demek ki, henüz Londra-Pekin arasında kesintisiz demiryolu
hattı kurulabilmiş değil. Kesintisiz hat, bir yıl içinde
tamamlanacak. İnanın, bu bilgi de o haberlerde bir-iki cümle ile
yer alsa Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının önemi azalmazdı.
Sadece eksik bilgi verilmesi ve okurun kafasının karışması
engellenmiş olurdu. Gazetelerde aynı şekilde yayımlanan bu haber,
söylenenleri aynen aktarmakla yetinmemek gerektiğinin somut bir
örneği...
Yeni bir parti
YENİ bir siyasi parti kurulursa gazetecilere düşen görev
nedir? Meral Akşenerliderliğinde İYİ Parti’nin kurulması, bu soruyu
gazeteciliğin gündemine taşıdı.
Yeni bir siyasi parti kurulduğunda hele de belirli bir
sosyal/siyasi tabanı varsa, anketlerde hatırı sayılır oranda oy
alacağı tahminleri ortaya atılıyorsa ortada haber değeri taşıyan
gelişmeler var demektir.
Medya kuruluşları ve gazeteciler bu oluşumu görmezden
gelemez. Seçmenlerin bu siyasi parti hakkında karar alma sürecine
yardımcı olmak gerekir. Bu da “Partinin adını beğendim ya da
beğenmedim” ve parti yöneticilerine akıl vermekle, aleyhte ya da
lehte kampanya açmakla olmaz. Nesnel bilgiler vermek, analizler
yayınlamak, yöneticilerini tanıtan söyleşiler yapmak
gerekir.
Bu çerçevede İYİ Parti’nin kuruluşundan bu yana Hürriyet’in
yaptığı yayınları izliyorum. Olumlu ya da olumsuz yargı içermeyen,
nesnel ve bilgilendirici yayınlar yapıldığına tanık
oluyorum.
İpek Özbey’in Akşener ile yaptığı ve Hürriyet’te 4 Kasım’da
yayımlanan söyleşi de değerli bir gazetecilik çalışmasıydı.
İçişleri Bakanlığı dönemindeki faili meçhul cinayetlerden 15
Temmuz’da nerede olduğuna ve hatta kaset iddialarına kadar akla
gelebilecek hemen her soru sorulmuş, yanıtı alınmıştı.
Cennet belgeleri
ULUSLARARASI Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun ortaya
çıkardığı ve “Cennet Belgeleri (Paradise Papers)” adı verilen
belgeler geçen hafta sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yankı
uyandırdı.
Hürriyet, ilk gün bu haberi internette “Siyasetçi ve
zenginlerin off-shore yatırımları cennet belgeleri adıyla
yayımlandı” başlığıyla kullandı. Haberde İngiltere Kraliçesi 2.
Elizabeth’in adı öne çıkarılmıştı. Ertesi gün basılı Hürriyet’te bu
haber kullanılmayınca okurlardan eleştiriler geldi. Bir okur da
“Haberi önemsiz mi buluyorsunuz, yoksa haberdar olmamızı mı
istemiyorsunuz?” diyordu.
Okur haklıydı, bu belgeler önemliydi. Hürriyet, Başbakan
Binali Yıldırım’ın, oğullarının da adının geçmesi nedeniyle
açıklama yapıp, “denizcilik şirketi olan oğullarının başka
ülkelerde off-shore şirketi olmasının doğal olduğunu”savunmasının
ardından girdi konuya. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu
konudaki eleştirileri ve siyasetçilerin konuşmaları, HDP ve CHP’nin
araştırma önergeleri de Hürriyet’te yer aldı.
Yazı İşleri, “Sızdırma belgeler söz konusu olduğundan karşı
tarafın da görüşünün alınmasını beklediği için” ertesi gün verdi
haberi. Böylece bir gün gecikmeli de olsa okurun bilgi alma hakkına
saygı gösterilmiş, hem de iddialar ve karşı görüş birlikte
yayımlanmış oldu.
Şimdi sadece siyaset değil, iş ve spor dünyasından da
isimlerle ilgili iddialar çıkarsa onlar için de aynı yol
izlenebilir. Bütün iddialar, ilgililerin görüşü alınarak
yayınlanabilir, yayınlanmalı.
Okurdan kısa kısa
SALİM Taşçı/Kemal Parla: Dünya sayfasında “Kraliyet divanı”
yerine “Kaliyet divanı” yazılmış. Spor sayfasında da Alanyaspor,
Mersin ekibi yapılmış. Bildiğiniz gibi Alanyaspor, Antalya
takımıdır. (6 Kasım)
Elvan Gökşahin: Yaşar
Yakış röportajında tarih yanlışı var. 1440’da Hıristiyanlıkta
reform yapan Martin Luther’ dir, Martin Luther King değil. (8
Kasım)
(NOT: Bu yazım hatası, erken saatlerde fark edilip internette
düzeltilmişti.)
Haydar Kaş: Başbakan
Binali Yıldırım’ın ABD gezisiyle ilgili haberin birinci
sayfasındaki spotunda “Washington” yerine “Wahington” yazılmış. (11
Kasım)
Kerem Tümer: “Kocaman’ın yerine...
Yılmaz Vural bombası!” Yapmayın kardeşim. İnternette başlıkla
alakasız haber yapıyorsunuz. (6 Kasım)
Mustafa
Kıransoy: Özelleştirmeye karşı
mücadele eden madencilerin haberini Uzun Mehmet’in kömürü bulduğu
günün yıldönümünde yapmanız güzel olmuş. Ancak küçük bir hata var.
Madencilikle alakalı ilk düzenlemeyi yapan Dilaver Paşa’dan adını
alan Dilaver, köy değil bir mahalledir. (8 Kasım)
Orkun Koparan: İnternette
İzmir haberinin görselinde alta konan kırmızı şerit denizde kan
olduğu izlenimi uyandırıyor. Haberde ise bu yok. Yakışıyor mu?
Neredeyse her habere flaş, şok eklemeye de meraklısınız. (4
Kasım)
Bülent Perut: İkinci
sayfadaki şarkıcı Deniz Seki’nin erkek kardeşi Serkan Seki’nin
evlendiği haberinde gelinin cismi vardı ama ismi yoktu. (6
Kasım)
Not: Ertesi gün Kelebek’te
gelinin adının Mehtap Etyemez olduğu yazıldı.
Nermin Erol: Deniz
Türkali’yi resim altında “Vedat Türkali’nin kızı, Zeynep
Casalini’nin annesi, Atıf Yılmaz’ın eşi ve memleketin önde gelen
sanatçılarından biri” diye tanıtmışsınız. Kadınları birinin kızı,
eşi, annesi olarak tanımlanmak kadınları sosyal kimliklerle
sınırlayan anlayışın yansımasıdır. Türkali öncelikle kendi
kimliğiyle tanıtılmalıydı.(6 Kasım)
Yahya Öztürk: Geçen haftaki yazınızda
“Köşesinde yayınladı” yazmışsınız ama “yayımladı” olması gerekirdi.
(6 Kasım)
Yüksel Çetiner: “Çinli kamyona Türk
motoru” haberinde “... Model kamyonlar törenle üretime başladı”
yazıyor. Bu kamyonlar neyin üretimine başlamışlar? Bu gariplik ,
“başlamak” fiilinin edilgen şekli “başlanıldı” yerine, etken
biçiminin kullanılmasından kaynaklanıyor.(6 Kasım)
Zafer Kanık: İnternette “Datça Neron’u”
başlıklı haber yapmışsınız. Datça Neron’u deyince kaç kişi bunu
anlayabilir sizce? Ciddi bir konu için ne kadar ciddiyetsiz bir
başlıktır bu böyle.(3 Kasım)
Osman Aydoğan: 10 Kasım’da
Ödüllü çengel bulmacanın anahtar kelimesini Atatürk olarak
belirlediğiniz için teşekkür ederim.