Okul açmak islamın şartı mıdır?
Nihal Bengisu Karaca'nın içi Zaman'dan yana rahat. Nasıl olsa polemiğe girmezler diyor ve başlıyor yazmaya... Zaman yazarına bu soruyu yöneltiyor;
(...)
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Hüseyin Gülerce, Star
gazetesinden Fadime Özkan'a Gülen hareketi ile ilgili bir beyanat
vermiş. Oldukça tatmin edici bir beyanat. Gülerce, AB-D'de ikamet
eden Gülen Hoca'nın nasıl yaşadığı, ne zaman döneceği, Ergenekon
davası, Türkiye'deki demokratikleşme zemini ve Gülen'in bu zemine
kattığı artılar, Gülen'in eğitim hayatına ve Türkçe'yi bir dünya
dili yapma çabasına ilişkin hasbi çabaları konusunda bir hayli
bilgi veriyor. Gülen'e duyduğu sevgiyi gayetsamimi ifadelerle
anlattığı bölüm, özellikle çarpıcı.
Gülen'i yakından tanımayanlara vesempati duymayanlara, "Ne
buluyorlar bu adamda hiç anlamıyorum" diyenlere,
"Hayatta her şeyi anlamak zorunda değilsiniz" gibi
bir cevap oluyor o sevgi. Aynı zamanda bir tabuyu yıkıyor. Gülen'i
sevmenin neredeyse suç olduğu, Gülen'e sempati beslemenin ayıplanır
bir şeyhalinegeldiği bir ülkede, çok az kimse sevgisini bu kadar
samimi ve bu kadar gerçekçi bir tonlama ile aktarmayı
başarabilmiştir.
Sistem içi bültenden değil, geniş bir kitlenin okuduğu Star
gazetesinden bahsediyoruz çünkü. "Herkes görecek, hiiii" endişesi
taşımadan, eteğinde taş saklamadan konuştuğu için takdir
ediyoruz. Ama bu takdirin bir sınırı var. O sınır,
başörtülü kadınların "kendilerini aldatılmış hissettiği" yerde
başlıyor. Bu satırları okuduğunda, okursa tabii, hiç
alınmasın, bilsin ki, bu kendimi tutmuş halimdir. Kendimi "aman
ters bir cevap alırım" endişesiyle de tutuyor değilim. Zira bilirim
ki Zaman gazetesi geleneğinde lâf dalaşına girme, polemiğe heves
etme türü şeyler hoş karşılanmaz. Edeptendir. Bir kadınla polemiğe
girmek ise hiç ama hiç hoş karşılanmaz! Hem edeptendir, hem
kibirden...
(...) Gülerce, FadimeÖzkan'ın F. Gülen'in 28
şubat döneminde başörtüsüyle ilgili yaptığı "füruattır" açıklaması
üzerine sorduğu soruya şöyle bir cevap veriyor:
"Füruat demek, öncelikli değil demektir. İslamın şartı 5,
imanın şartı 6. Burada başörtüsü var mı, yok... Sayın Gülen, bu
minval üzere konuşunca toplumdaki tansiyon düşüverdi. Hiç
unutmuyorum, Nazlı Ilıcak, gazetesinde 'Sayın Gülen'i tanımıyorum,
bu sözü ilk defa duydum ve ilk defa kendimi İslam dairesinde
hissettim' diye yazdı"...
Şimdi ben günlerdir, birdin, hem de halis bir dindar tarafından,
nasıl bu kadar "indirgenebilir" hale getirilir, ve Gülen'in 28
Şubat döneminde belki birtakım toplumsal endişelerle yaptığı bir
açıklama, nasıl bu kadar hoptirilaylaylom bir tefsire maruz kalır,
onu düşünüyorum ve anlamakta zorlanıyorum. Sormazlar mı,
"Sayın Gülerce, 'emri bil ma'ruf nehyi anil münker' yahut
'dini tebliğ' iyiliği yayma, kötülükten caydırma da İslam'ın 5
şartı arasında değil, ama Kur'anda çok anlam yüklenilen bir
meseledir, nasıl yani?" diye.
Sormazlar mı, "Allah'a şirk koşmak, yani dünyevi mevzuları,
dünyevi arzu ve tamah nesnelerini, dünyevi otoriteleri Allah'ın
ilahlığı ile yarışacak denli önemli saymak imanı yer bitirir, ama
elimize tutuşturulan bu 'imanın 6 şartı'adlı reçetede'şir-k'ten
bahsedilmez bile" diye. Sayın Gülerce'ye sormazlar mı,
"Dünyanın dört bir yanında okul açmak da İslam'ın, ya da
imanın şartlarından biri değil, o zaman niye yapıyoruz ki
bunları?" diye.