Okan Bayülgen 'dozunda gay' bir erkek

Paris'in belediye başkanıyla Urfa'dan gelen fotoğrafçının 'gay'liğini aynı kefeye koymuyor. Ne de olsa gay var, gay var...

GAZETECİLER.COM - Gözümüz aydın. Artık eşcinsellerimiz de “bölünme” modasına uyacaklar bundan sonra.
Bunu biz söylemiyoruz.
Bir gün bütün erkekler eşcinsel olacak” diyen Oray Eğin Söylüyor.
Ve eşcinselleri ikiye ayırıyor:
1.) Kırolar (Urfalıları örnek veriyor)
2.) Metroseksüeller
Bakın nasıl.

'İstanbul'a gay belediye başkanı istiyorum'

Bütün gusto sahibi, estetik bilinci gelişmiş, belli bir kültürel seviyenin üzerindeki heteroseksüel erkekler gibi Okan Bayülgen'de de eşcinsellik ve eşcinseller konusunda özel bir hassasiyet, hayranlık vardır. Kendisi eşcinsel değildir, hiç de olmayacaktır ama eşcinsellere özgü ait olduğu iddia edilen pek çok özelliğe de sahiptir. 2000 yılında Talk dergisi 'hayatta gay, yatakta hetero' tarif ettiği bu erkek tipine 'dozunda gay' demişti. New York Times, daha sonra bu kavramı geliştirerek 'metroseksüel' deyimini icat etti...

Okay Bayülgen de işte 'dozunda gay' bir erkek; maskülen kültürü tamamen dışlıyor. Tabii 'gay lobisi'nin desteğinin de öneminin farkında. Ama bütünde kaba heteroseksüel bir kültürün parçası olacağına daha incelmiş, zarif bir hayatı tercih eder. Evi, bürosu, programının dekoru, kıyafetleri hep bu 'gay dokunuşu'nun izini taşır; şıktır, özenle üzerinde çalışılmıştır...
O yüzden geçen gün televizyon açık kaldığında kulak kabarttığım 'Muhabbet Kralı' programında açılan sohbete de şaşırmadım.
Programın konusu şehircilik ve trafikti.
Bayülgen Paris'le Londra'da başarıyla uygulanan kent merkezine giren araçlardan vergi alınmasından bahsetti. Bu projeyi uygulayan iki belediye başkanının deklare eşcinsel olduğundan, seçimi gizlemeden kazandıklarını da ekledi.
Asıl vurgusu ise bu radikal kararı alabilmeleriyle gay olmaları arasındaki ilişkiydi.
Hemen ardından da bence basının gözünden kaçan şu cümleyi birkaç kere vurguladı: 'İstanbul'a gay başkan istiyorum.'
Ancak radikal bir hayat tarzını seçen ve bu hayatı yaşamayı başarmış birinin İstanbul'da böyle radikal kararlar alabileceğini savundu.
Doğrusu ilginç ve tartışılması gereken bir iddia.
İşin ilginç yanı Okan Bayülgen'in 'gay mimar' ve 'gay fotoğrafçı' diye bazı isimleri küçümsediği de biliniyor.
Ancak sanırım Paris'in belediye başkanıyla Urfa'dan gelen fotoğrafçının 'gay'liğini aynı kefeye koymuyor. Ne de olsa gay var, gay var...
Okan Bayülgen'in kastettiği mesleki başarılarındansa gayliğini ön plana çıkaran, yetersizliklerini gayliğin verdiği bir arsızlıkla, mesnetsiz bir özgüvenle örtmeye çalışanlar...

Paris ya da Londra belediye başkanlarında ise kasettiği daha Batılı anlamda kabul gören bir gaylik tanımı olmalı: Tasarıma, mimariye, estetiğe, detaya, planmacılığa, modaya düşkünlük...

Oray Eğin’in yazısının tamamını