Öğren de gel be Usta!..

Önüne konulan haberde (bilhassa) polise çakılacak bir malzeme varsa hemen işe koyuluyor ve başlıyor polisi aşağılamaya...

ADNAN BERK OKAN - HABER ANALİZ

Bazı fanatikleri küfürlerini sürdürseler de Hıncal Uluç'u eleştirmeye devam edeceğim...
Neden mi?..
Asla araştırma yapmıyor, işkembe-i kübradan atıyor da ondan...
Önüne konulan haberde (bilhassa) polise çakılacak bir malzeme varsa hemen işe koyuluyor ve başlıyor polisi aşağılamaya...
Bugünkü yazılarından birinde de bunu yapıyor...
Bakın nasıl anlatıyor Hıncal Uluç...

Mezuniyet gecesinde kızı dansa davet edip ret yanıtı alınca efkârlanmış delikanlı.. Kafayı çekmeye başlamış.. Bir arkadaşı hava alsın diye dışarı çıkarmış onu. Kız arkadaşını da yanına almış.. Marmara Ereğli'sinde Âşıklar Tepesi diye bilinen manzaraya gitmişler.
Bizim efkârlı arabadan çıkmış yürüyor. Kız ile oğlan da arabada..
Bir polis arabası gelmiş gece yarısı Aşıklar Tepesi'ne.. Arabada oturan kızla oğlanın hüviyet tespiti, falan filan derken, dışarda yürüyen alkollü delikanlı dengesini kaybetmiş. Denize bakan falezden aşağı uçmuş ve ölmüş..
Milliyet'te okuduğum haberin dikkatlerden kaçan bir yanı var..
Âşıklar Tepesi'ni röntgenleyen polis..
Yahu sana ne?.. Yahu polisin işi gücü yok mu?. Adı üstünde Âşıklar Tepesi'nde birbirine sarılmış gençler mi, bu ülke polisinin derdi, sorunu..

İşte bu tür önyargısı için burada birkaç kez "Sus be Usta sus, sus, sus!" diye başlık attım...
Yine aynı şeyler geçiyor içimden çünkü...
Marmara Ereğlisi "Aşıklar Tepesi" denilen yer bir saniye bile gözetimden düşürülmemesi gereken bir mevki...
Hele bizim gibi teröre neredeyse her gün 10 şehit verilen bir ülkede...
Çünkü...
"Aşıklar Tepesi"nin bir yanında devasa doğalgaz depoları vardır, diğer yanında generallerin de tatil yaptıkları Askeri kamp...
Yani...
Bir terör gurubu o tepeyi ele geçirdiği an ve eğer kontrol dışında da kalmışsa, hem doğalgaz depolarını havaya uçurabilir hem de askeri kampı...

Ve...
Haberi okudunuz?..
Tepeden düşerek hayatını kaybeden öğrenciyle polis arasında tek kelimelik tartışma bile yok...
Polisin otomobilde oturan gençleri taciz ettiğine dair bir ima bile yapamamış çünkü yapsa "İftira" suçu işlemiş olacak...
Belli ki polis sadece "kimlik" kontrolü yapmış...
İyi ki yapmış...
Yapmalı da...
O tepede kimlik kontrolü yapmayan polis görevini ihmal etmiş sayılır...

Ama...
Hıncal Hoca'nın umurunda mı?..
O bulmuş ya (kendince) polise çakacak bir malzeme...
Durur mu?..
Vur ha vur?..
"Allah da sana vursun" diyeceğim ama beddua huyum olmadığı için diyemiyorum...

Not: Hıncal Uluç bir başka yazısında Türkeş döneminin MHP'sini övüyor, Bahçeli'yi ise partiyi barajın altına düşürmekle suçluyor...
Daha da öte...
MHP'nin, Türkeş'ten sonra iktidar yüzü göremediğini bile yazıyor yüzü kızarmadan...
"Yuh!" yani...
Oysa Türkeş döneminin MHP'sinin en yüksek oyu % 3'ü geçememişken Bahçeli'nin MHP'si bir seçimde % 18 (iktidarın ikinci büyük partisi), diğerinde ise % 14.5 oy aldı...
Bir yazar, hele yaşı 70'i aşmış, olgunluk dönemini yaşaması gereken bir yazar böylesine kasıtlı "yalan" yazıyorsa varın gerisini siz hesaplayın...

adnanberkokan@gmail.com
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları