Öcalan’ın heykelini nereye dikeceğiz?

Zaman yazarı 12 Eylül öncesinde saflarında yer aldığı ülkücü camiadan isimler ile yaptığı "mavra"yı köşesine taşıdı: “Öcalan’ın heykelini nereye dikeceğiz?”

GAZETECİLER.COM - Siyasetbilimci ve Zaman Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, Akşam'dan Şenay Yıldız'a bundan 3 yıl önce, 2009'un Ekim'inde verdiği röportajda "Osmanlı olsa Öcalan'ı paşa yapar, maaşa bağlardı" demişti.

O günlerde çokça tartışılan bu çıkış, gündemde oldukça yer tutmuştu. Türköne şöyle diyordu:

DEVLET İSYANI BASTIRIR ELEBAŞINI AFFEDER

"Türkiye bu açılım ile kendisin perişan eden sorunu çözecekse, Abdullah Öcalan'ın gözlem altında tutulması, zorunlu ikamet gibi yöntemler düşünülebilir. Bu, bir isyan bastırma yöntemi eğer devlet açısından bakarsak. Devlet isyan bastırıyor. Bunun için devlet isyanın elebaşılarını affeder. Osmanlı çok isyan bastırmış bir devlettir. İsyanı bastırırken isyanı başlatanı affeder, çok uzak bir vilayete atar, sonra da maaş bağlar ona. Bir de ayrıca paşa rütbesi verir. Bunlara da 'başıbozuk paşası' derler. Osmanlı'da 3 tür paşa vardır: Askeriye paşası, mülkiye paşası, başıbozuk paşası. Yani Apo'ya paşa rütbesi verilebilir Osmanlı mantığıyla yaklaşırsanız.
"

ÖCALAN'IN HEYKELİNİ NEREYE DİKECEĞİZ?

Türköne bugün de ilginç bir yazı kaleme aldı ve yine çok tartışılacak bir açıklamaya yer verdi köşesinde. Bir yandan MHP lideri Bahçeli'nin "12 kötü adam" sözlerine gönderme yapan Türköne, diğer yandan da 12 Eylül öncesinde saflarında yer aldığı ülkücü camiadan isimler ile yaptığı "mavra"yı köşesine taşıdı: “Öcalan’ın heykelini nereye dikeceğiz?”

İŞTE TÜRKÖNE'NİN O SATIRLARI

Bahçeli “kötü adam” rolüne, Yeşilçam filmlerinin bile kaldıramayacağı derinlikte bir entrika ekliyor ve belden aşağı vuruyor. “Siz İmralı ile görüşürseniz, ben de Başbuğ ile görüşürüm”  sözü iki farklı açıdan netameli. Birincisi, Kürt sorununun çözümüne askerî vesayet tehdidi ile engel olmak. İkincisi ise Türkiye’de genelkurmay başkanlığı yapmış bir orgenerali, Öcalan ile eşit düzeye yerleştirmek. Başbuğ’u mu yerin dibine batırıyor, Öcalan’ı mı yüceltiyor? Sizce hangisi?

Önceki gün Elazığ’da eski dostlarla beraberdim. Gençlik yıllarımızda şiirlerini ezberlediğimiz, 70’li yılların şiddet kokan cangılına direnecek gücü mısralarından aldığımız Ahmet Tevfik Ozan; ömrü mücadele ve çile içinde geçmiş Raif Çiçek ve bu mübarek şehrin derin aklını bilge kişiliğinde toplayan İrfan Sönmez. Bu üç büyük isim Türkiye’nin milliyetçi irfanını ve reflekslerini en pürüzsüz şekilde temsil ederler. 40 yıla varan dostluğun sıcaklığında, Türkiye’nin içinden geçtiği kritik sürecin muhabbetini yaptık. Gençliğimizde bu tür muhabbetlere “mavra” derdik. Bugünün mavra konusu, “Öcalan’ın heykelini nereye dikeceğiz?” sorusu. Bir de küçük bir ayrıntı var: Heykel tunçtan mı yoksa mermerden mi olsun?

Kısaca Türkiye çözüme hazır. Rüzgârlar çözümden yana esiyor. Kötü adamlara karşı ihtiyatlı olmak doğru; ama korkmak için bir sebep yok. Sadece onları ve akıllarından geçenleri yakından tanıyalım, bilelim. Bizim devlet-i âliyyemiz saf akıl ve öngörü idi. Eskiler buna “hikmet-i hükümet” derdi. Artık bu akıl devrede ve Türkiye, bu aklın arkasında sıkı bir şekilde duruyor.

Kötü adamları durdurmanın yolu, onları hep nazarda tutmaktır. Bingöl’deki, Reşadiye’deki ve son olarak Silvan’daki gibi süreci baltalamaya yönelik bir provokasyonu veya sabotajı engellemenin en etkili yolu: Bu tür eylemlerin süreci etkilemeyeceğini bir ortak payda olarak kabul etmek. Kabul ederseniz caydırırsınız. Evet, kötü adamlara rağmen ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz. Bu iyimserliği artırmak adına -paşalık rütbesi tartışması geride kaldığına göre- şimdi Öcalan’ın heykelini nereye dikeceğimizi tartışmaya başlayabiliriz.

 

Türköne'nin yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Abdulkadir Selvi: İmamoğlu’nun diploması iptal edilir mi Hadi Özışk canlı yayında bombayı patlattı: İmamoğlu dosyası raftan hiç inmedi Ahmet Hakan: Erdoğan’ın hak ettiği bir övgü Ali Karahasanoğlu: Hastayım hakim bey, duruşmayı erteleyin CHP'de Özgür Özel'den üçlü görüşme çıkışı! Hadi Özışık'tan dikkat çeken açıklamalar Salih Tuna: Bu silaha yenildin mi kazanamazsın