Öcalan'ın çözüm yolunda güvencesi ne?
A Haber'de Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtlayan Tarhan Erdem, İmralı süreci ve Kürt sorununda barışçıl çözüm arayışlarını yorumladı...
GAZETECİLER.COM
Radikal yazarı ve araştıramcı Tarhan Erdem; A Haber'de yayınlanan “Canan Barlas ile Gündem” programında Tuba Kalçık'ın “İmralı Süreci” ile ilgili sorularını yanıtladı. Kürt meselesinin çözümü bakımından Türkiye’nin yeni bir noktada olduğunu dile getiren Erdem; sürecin bu defa doğru bir yerden başladığını ve muhatabın doğru seçildiğini söyledi. Tarhan Erdem; Öcalan’ın çözüm için silahsız bir ortama gitme hedefinin çok önemli olduğunu vurgularken, sürecin yarım kalması halinde Öcalan’ın ciddi olarak zarar göreceğini de ifade etti.
“KÜRT SORUNU İÇİN DOĞRU MUHATTAP BULUNDU"
Türkiye Kürt meselesinin çözümü bakımından yeni bir noktada. Her hükümet evvelden beri bunu çözmek istemektedir. Bir akım teşebbüslerde de bulunmuştur. Bundan önce Oslo Süreci diye adlandırılan bir çözüm usulü, yöntemi üzerinde çalıştı hükümet. Niçin bozulduğunu ben anlamış değilim. Hükümetin önemli bir teşhis hatası, tanı hatası var. Diyor ki; biz terörü durduracağız. Kürt meselesi oysaki terör ile ilgisi olmayan bir meseledir. Terör onun bir sonucudur. Diyelim ki, bir gün herhangi bir sebeple bir hafta, on gün, üç ay silahlar sussa, Kürt meselesi bitmiş olmaz. Eğer yapılması gerekenler yapılmazsa yine başlar ve daha kötü başlar. Onun için bu defa doğru bir yerden başladı. Bir; muhatabı doğru seçildi, Öcalan olarak. İki; konuştukları belli bir noktaya gelince açıklanmış oldu şu veya bu şekilde.
“ÖCALAN’IN ÇÖZÜM İÇİN SİLAHSIZ BİR ORTAMA GİTME HEDEFİ ÇOK ÖNEMLİ”
Şu ana kadar, hükümet ve diğer siyasi unsurlar bazı konuşmalarını dikkatsiz de yapmış olsalar doğru bazı şeyler söylendi. Bu doğru şeylerden bir tanesi Öcalan’ın Ahmet Türk’e söylediği, onun da bize kamuoyuna aktardığı cümledir. Kürt meselesini çözümü silahların susacağı silahsız bir ortama gitme hedefi. Bu çok önemli bir hedef. İkincisi; bu sürecin bence çok önemli olan tarafı Öcalan’ın ve hükümetin veya iktidar partisinin bugünkü Türk siyasetini yöneten insanların Öcalan’ın yaptığı anlaşmaya güveniyor olması çok önemli Öcalan’ın da karşısında konuştuğu insana güveniyor olması daha önemli.
"ÖCALAN'IN TOPU SİLAHI YOK, SÜREÇ YARIM KALIRSA İTİBAR KAYBEDER"
Öcalan’ın güvenmesi şu bakımda önemli; Öcalan’ın topu silahı yok, eğer bu mesele yarım kalırsa Öcalan bundan ciddi manada zarar görür itibarı kaybolur. Öcalan ben şunlar yapılacak onları kabul ettim demedi. “Kürt meselesinin çözümü için silahsız bir ortama kavuşmaktır hedef” dedi. Yani ben anlaştım dedi. Kandil de, Avrupa da, BDP de bunun peşinden gitti. Bu fevkalade önemli bir kazanılmış değerdir.
“YERİNDEN YÖNETİMLERLE MERKEZİN VESAYET HAKKI KALDIRILMALI”
Hangi adımların atılacağını bulmak için Kürt meselesinin ne olduğunu anlamak lazım. Kürt meselesi beraber yaşamayı kabul ettiğimiz, onların da bizimle beraber yaşamayı kabul ettiği çok önemli sayıda insanın eşit haklara kavuşmasıdır. Eşit hak demek, bir; kendi kimliği ile yaşama hakkıdır. İkinci mesele ise yönetime katılma meselesi. Her alanda, her noktada, her seviyede yönetime katılma hakkı. İkinci mesele budur. Bunun da birinci adımı, barajı indireceğiz. İkinci adımı ise Anayasanın 127. Maddesindeki yerinden yönetimlerin üzerinde genel yönetimin merkezi idarenin vesayet hakkı meselesini kaldıracağız. O kalkacak. Yerel yönetimleri de adam haline getireceğiz
Radikal yazarı ve araştıramcı Tarhan Erdem; A Haber'de yayınlanan “Canan Barlas ile Gündem” programında Tuba Kalçık'ın “İmralı Süreci” ile ilgili sorularını yanıtladı. Kürt meselesinin çözümü bakımından Türkiye’nin yeni bir noktada olduğunu dile getiren Erdem; sürecin bu defa doğru bir yerden başladığını ve muhatabın doğru seçildiğini söyledi. Tarhan Erdem; Öcalan’ın çözüm için silahsız bir ortama gitme hedefinin çok önemli olduğunu vurgularken, sürecin yarım kalması halinde Öcalan’ın ciddi olarak zarar göreceğini de ifade etti.
“KÜRT SORUNU İÇİN DOĞRU MUHATTAP BULUNDU"
Türkiye Kürt meselesinin çözümü bakımından yeni bir noktada. Her hükümet evvelden beri bunu çözmek istemektedir. Bir akım teşebbüslerde de bulunmuştur. Bundan önce Oslo Süreci diye adlandırılan bir çözüm usulü, yöntemi üzerinde çalıştı hükümet. Niçin bozulduğunu ben anlamış değilim. Hükümetin önemli bir teşhis hatası, tanı hatası var. Diyor ki; biz terörü durduracağız. Kürt meselesi oysaki terör ile ilgisi olmayan bir meseledir. Terör onun bir sonucudur. Diyelim ki, bir gün herhangi bir sebeple bir hafta, on gün, üç ay silahlar sussa, Kürt meselesi bitmiş olmaz. Eğer yapılması gerekenler yapılmazsa yine başlar ve daha kötü başlar. Onun için bu defa doğru bir yerden başladı. Bir; muhatabı doğru seçildi, Öcalan olarak. İki; konuştukları belli bir noktaya gelince açıklanmış oldu şu veya bu şekilde.
“ÖCALAN’IN ÇÖZÜM İÇİN SİLAHSIZ BİR ORTAMA GİTME HEDEFİ ÇOK ÖNEMLİ”
Şu ana kadar, hükümet ve diğer siyasi unsurlar bazı konuşmalarını dikkatsiz de yapmış olsalar doğru bazı şeyler söylendi. Bu doğru şeylerden bir tanesi Öcalan’ın Ahmet Türk’e söylediği, onun da bize kamuoyuna aktardığı cümledir. Kürt meselesini çözümü silahların susacağı silahsız bir ortama gitme hedefi. Bu çok önemli bir hedef. İkincisi; bu sürecin bence çok önemli olan tarafı Öcalan’ın ve hükümetin veya iktidar partisinin bugünkü Türk siyasetini yöneten insanların Öcalan’ın yaptığı anlaşmaya güveniyor olması çok önemli Öcalan’ın da karşısında konuştuğu insana güveniyor olması daha önemli.
"ÖCALAN'IN TOPU SİLAHI YOK, SÜREÇ YARIM KALIRSA İTİBAR KAYBEDER"
Öcalan’ın güvenmesi şu bakımda önemli; Öcalan’ın topu silahı yok, eğer bu mesele yarım kalırsa Öcalan bundan ciddi manada zarar görür itibarı kaybolur. Öcalan ben şunlar yapılacak onları kabul ettim demedi. “Kürt meselesinin çözümü için silahsız bir ortama kavuşmaktır hedef” dedi. Yani ben anlaştım dedi. Kandil de, Avrupa da, BDP de bunun peşinden gitti. Bu fevkalade önemli bir kazanılmış değerdir.
“YERİNDEN YÖNETİMLERLE MERKEZİN VESAYET HAKKI KALDIRILMALI”
Hangi adımların atılacağını bulmak için Kürt meselesinin ne olduğunu anlamak lazım. Kürt meselesi beraber yaşamayı kabul ettiğimiz, onların da bizimle beraber yaşamayı kabul ettiği çok önemli sayıda insanın eşit haklara kavuşmasıdır. Eşit hak demek, bir; kendi kimliği ile yaşama hakkıdır. İkinci mesele ise yönetime katılma meselesi. Her alanda, her noktada, her seviyede yönetime katılma hakkı. İkinci mesele budur. Bunun da birinci adımı, barajı indireceğiz. İkinci adımı ise Anayasanın 127. Maddesindeki yerinden yönetimlerin üzerinde genel yönetimin merkezi idarenin vesayet hakkı meselesini kaldıracağız. O kalkacak. Yerel yönetimleri de adam haline getireceğiz