Öcalan’a suikastini deşifre eden Çevik Bir mi?
Hatta Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, özel olarak kurduğumuz birlikteki elemanları eğitim zamanları geldiği gerekçesiyle geri çekti.
İddia MİT eski Kontr-terör
Daire Başkanı Mehmet Eymür'e ait. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'e
verdiği ifade de bu iddiasını dile getirdi. Eymür'e göre, 1996-1997
yıllarında Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen başarısız
suikast girişimini, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir deşifre
etti.
HABER YOLUYLA
MESAJ
Suikast hazırlıkları sırasında basında yer alan “MİT bir ton bombayı ne yapacak”, “Özel bir ekibin Suriye’ye gönderileceği” haberlerini örnek gösteren Eymür, dışarı sızan bu bilgilerden Çevik Bir’i sorumlu tutuyor.
Genelkurmay İstihbarat
Başkanı’nın Şam’daki askerî ataşeyle bu konuda yaptığı telefon
görüşmesi de MİT kayıtlarında yer alıyor. Eymür,
suikast için Genelkurmay ve Emniyet’ten gelen personelle kurulan
özel birliğin ise “eğitim zamanları geldiği” gerekçesiyle, Çevik
Bir tarafından geri çekildiğini söylüyor.
ÖCALAN'A KİM HABER
VERDİ?
Aslında bu konu yıllardır bir
şekilde gündemde ve tartışılıyor. Öcalan’ın, kendisine
yönelik gerçekleştirilecek suikastı önceden haber aldığı
biliniyor. Ancak bu bilgiyi kendisine
ulaştıran kaynak belirsiz. Prof. Yalçın Küçük’ün bu konuda adı
geçiyor; fakat Küçük’ün rolü “aracı” olmakla sınırlı.
EYMÜR İFADESİNDE NELER
DEMİŞTİ?
Eymür’ün sözkonusu ifadeleri bence gerçeğe daha yakın
duruyor. Mehmet Eymür’ün, 17 Haziran 2008’de Savcı
Zekeriya Öz’e verdiği ifadeyi yeniden hatırlamakta yarar
var:
“1994 yılında aldığım teklif üzerine Milli İstihbarat Teşkilatı’na döndüm. O tarihte Başbakan Tansu Çiller, MİT Müsteşarı da Sönmez Köksal’dı. Başında bulunduğum Özel İstihbarat Dairesi’nin ana hedeflerinden birisi de PKK’nın başı Abdullah Öcalan’dı. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra Öcalan’ın Şam’da ikamet ettiği, kullandığı ve hemen hemen her gün gittiği Şam Havaalanı yakınındaki Mahsum Korkmaz-2 kampı gibi yerleri tesbit ettik. Abdullah Öcalan’ı etkisiz hale getirmek için yapılan birkaç teşebbüs bölücü başının zırhlı araçla gezmesi hareketsiz olması ve bölgenin güvenlik özellikleri nedeniyle etkisiz kılma çalışmaları gerçekleşmedi.
Üst makamların olurları ile
daha büyük bir operasyona başladık, bu dönemde MİT’in
kontrolündeki bölgede asker ve polisin de katılımıyla bu operasyon
için müşterek faaliyet grubu diye bir grup kurduk. Daha
sonra Suriye’ye özel bir ekibin gönderildiğine dair basında
haberler çıkınca polis aramızdan çekildi. Neticede bir
minibüse yerleştirilmiş bir ton kadar C4 patlayıcıyla bir eylem
planlandı. İllegal bir şekilde sınırdan geçirerek bu aracı
Suriye’ye soktuk. Araç planlandığı şekilde kampın önüne
bırakılmadığı için eylem tam olarak hedefine ulaşmadı.
ÇEVİK PAŞA ÖZEL BİRLİĞİ GERİ
ÇEKTİ
Bütün bu süreç içerisinde hem
kendi teşkilatım içerisindeki bazı kişilerin hem de teşkilat
dışındaki bazı kurumlarda çalışan görevlilerin Öcalan’a yönelik bu
faaliyeti sabote etmek için bazı engellemelerde bulunduklarına
şahit oldum. Hatta Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik
Bir, özel olarak kurduğumuz birlikteki elemanları eğitim zamanları
geldiği gerekçesiyle geri çekti. Bu engellemelerin
dış istihbarat servislerinin etkisinde olan bazı görevlilerce
yapıldığı kanaatini taşımaktayım.
PATLAYICILAR MEDYAYI
SIZDI
Burada örnek vermek gerekirse Genelkurmay Başkanlığı kanalıyla Gölcük’ten aldığımız patlayıcı malzeme bir veya birkaç gün sonra Cumhuriyet gazetesinde ‘MİT bir ton patlayıcıyı ne yapacak, neden verildi’ şeklinde haber konusu oldu. Burada amacın bir yerlere mesaj vermek olduğu çok açıktır.
Biz PKK’yı bitirmeye yönelik bu çalışmayı yaparken takibimizde olan yurtdışı telefonuna şöyle bir görüşme düştü. İnternet sitemde de yazmış olduğum ve burada da anlatmak istediğim dönemin (1996-97) Genelkurmay İstihbarat Başkanı ve Şam’daki askerî ataşe arasındaki görüşme raporu önümüze geldi; burada Genelkurmay İstihbarat Başkanı Suriye’ye ekipler yollandığını, Apo’yu ipe bağlayıp sürükleye sürükleye getirecekleri konuşulmuş, konuşmaları dinleyenlerin bunu bir mesaj verir gibi askerî ataşenin söylediğini okuduk. O zamanki müsteşarımız Sönmez Köksal bu konuşmayı hayretle karşılayarak bildiğim kadarıyla Genelkurmay Başkanı’na bildirdi.”
Çevik Bir’in İmralı ilgisi
Çevik Bir’in, PKK lideri
Öcalan’ı Türkiye’ye getirilmesinden sonra İmralı Adası’nda ziyaret
etmesi de dikkat çekici bir gelişmeydi. 29.07.1999
tarihli Milliyet gazetesinde Birinci Ordu
Komutanı Orgeneral Çevik Bir’in, 15. Kolordu Komutanı Hurşit Tolon
ile birlikte İmralı Adası’nı ziyaret ettiği haberi geçiyor. Çevik
Bir, bu ziyaretin amacını gazetecilere “Sorumluluk sahasında olan
İmralı’da devam eden çalışmaları yerinde görmek amacıyla
gerçekleştirdik” diyerek açıklıyor. Ziyaret tarihi Öcalan’ın idam
cezası almasından tam bir ay sonrası. Ancak bu Çevik Bir’in ilk
ziyareti değildi; İmralı’nın güvenliğinden sorumlu bir askerin
aylar önce bana anlattığı ve not defterime kaydettiğim bilgiye göre
Çevik Bir, Öcalan’ın ifadesinin alındığı sırada da İmralı’yı
ziyaret etmişti. Öcalan’ın ifadeleri, bu ziyaret sırasında son
şeklini aldı...