O fotoğraf değişti! Anladın mı Ragıp Zarakolu?
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un hakkında suç duyurusunda bulunduğu Ragıp Zarakolu'na tepki gösterdi.
Zagıp Zarakolu, "Makus Kaderden Kaçış Yok" başlığıyla kaleme aldığı yazıda merhum Başbakan Adnan Menderes üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de Zarakol’u insan hakları savunucusu, yayıncı ve aydın olarak bildiğini ve bu yazı sonrası büyük hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Selvi "Artık seçilmiş başbakanların, cumhurbaşkanlarının karşısında idam sehpasındaki Menderes’in fotoğrafı durmuyor. Darbecilerin cezaevlerindeki hücrelerinde karşılarında Erdoğan’ın fotoğrafı ye alıyor. Anladın mı Ragıp Zarakolu?" diye yazdı.
MENDERES’İ KURTARAMADIK ERDOĞAN’I YEDİRMEYİZ
“BAŞBAKAN olduğumda karşımda Menderes’in idam sehpasındaki fotoğrafı duruyordu” demişti Demirel. Zaten Menderes’in darağacındaki fotoğrafı kendisinden sonra gelecek başbakanlara gözdağı olsun diye çekilmişti.
“Bir kere başbakanları asarsanız, gelecek başbakanların hepsi çalıştığı odada darağacını görür. 1966’daki kısmı senato seçiminde, vatandaş bir kâğıt gönderdi. Giresun’da büyük bir çınar ağacı vardır, onun altında. Diyor ki ‘Menderes’i astık, seni de asarız’.”
Demirel, bunu kendisini ziyaret eden Nimet Baş başkanlığındaki Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na anlatmıştı.
Artı Gerçek isimli haber sitesinde Ragıp Zarakol’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Sonun Menderes gibi olacak” diye tehdit ettiği yazısını okuyunca bir an tarih canlandı gözlerimin önünde. Zarakol’u insan hakları savunucusu, yayıncı ve aydın olarak bilirdim. O nedenle yazdıklarına inanamadım. Yazının tarihini ve internet sitesini kontrol ettim. Meğer doğruymuş. Büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Eğer bu ülkenin önde gelen bir insan hakları savunucusu seçilmiş bir cumhurbaşkanını darbeyle ve darağacıyla tehdit ediyorsa, vay halimize. Bu ülkenin darbesever aydın sorunu oldu. 12 Mart’tan önce Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal gibi aydınlarımız devrimci askerlerle cunta kurup birlikte darbe yapacaklardı. Ne oldu? Darbeciler geldi, önce aydınları ezdi. Sonra Denizleri sehpaya çekti. Üç fidanımız yetmedi mi? Daha ne darbesi? Darbelere çok ağır bedeller ödemiş bir ülkeyiz. Kenan Evren mahkemede, “Bir sağdan, bir soldan astık” derken kendimi boğulacak gibi hissetmiştim. Sanki tavuk kesiyor. Sağdan soldan hiç fark etmez. 12 Eylül’de 50 gencimiz darağacına çekildi. Hepsi bu vatanın evlatlarıydı. Arkalarında gül kokulu sevgililer bıraktılar. Ragıp Zarakolu hâlâ idam, hâlâ idam. Hâlâ darağacı, hâlâ darağacı, hâlâ Menderes’in sonu... Menderes’in idamı yetmedi mi? Bunca kana, darağacına doymadın mı? Ödenen onca bedelden sonra artık darbelerin sonuna geldik diye düşünüyordum. Yanılmışım. Eğer seçilmiş cumhurbaşkanını darbeyle, darağacıyla, idamla tehdit edenler aydınsa ben karanlığım.
27 Mayıs’ta Menderes’i asanlar, ailesinden celladın parasını, kefen parasını, idam ipinin parasını bir de yediği yemeğin parasını istemişlerdi. Tam tamına 150 lira. Bir tek sehpanın parası istenmedi. Onu da cömertlik edip hesaptan düştüler.
15 Temmuz gecesi CNN Türk’te Hande Fırat’la Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yayına almıştık. Yıldırım gibi mesajlar yağıyordu. Millet, “Menderes’i kurtaramadık ama Erdoğan’ı yedirmeyeceğiz” diyordu. Yedirmedi de.
Demirel’in sözünü ettiği o fotoğraf değişti. Artık seçilmiş başbakanların, cumhurbaşkanlarının karşısında idam sehpasındaki Menderes’in fotoğrafı durmuyor. Darbecilerin cezaevlerindeki hücrelerinde karşılarında Erdoğan’ın fotoğrafı ye alıyor. Anladın mı Ragıp Zarakolu?