O film 11 Eylül efekti yaratmak için tasarlandı!
Habertürk'te konuşan Nihal Bengisu Karaca sosyal medyadaki nefret söylemini eleştirdi, müslümanları ayağa kaldıran film için iddialı bir yorum yaptı...
GAZETECİLER.COM
BDP'nin Muş milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu Sidar Sakık'ın intihar ederek hayatını kaybetmesinin ardından sosyal medyada başgösteren nefret söylemi Habertürk ekranında masaya yatırıldı.
Ece Üner'in modere ettiği Akşam Raporu'na konuk olan Nihal Bengisu Karaca, Sakık'ın ölümüyle patlama yapan nefret söylemini yerden yere vurdu. Karaca, Libya'daki ABD Büyükelçisinin linç edilmesiyla tırmanan olaylar ve müslümanları tepkisini çeken film için de iddialı bir yorum yaptı. Filmi bir 11 Eylül efekti yaratmak amacıyla tasarlandığını iddia eden Nihal Bengisu "müslümanları bu durumlarda koruyacak bir statü yok" dedi.
SOSYAL MEDYADA İLETİŞİM AMAÇLI DEĞİL AŞŞAĞILAMA AMAÇLI DİYALOGLAR VAR
"Sosyal medyada pek çok konuda duyguların kontrol edilemediği anlar çok sık yaşanıyor. Basit konularda bile hemen ayrışmaya ve muhatabını bir iki cümle ile küçük düşürme amaçlı diyaloglar, monologlar geçiyor. İletişim kurmak üzerine değil muhattabına giydirmek üzerinden bir ilişki var. Bakın şimdi sizin de çocupunuz öldü, diğer annelerin acısını bakalım hissedecek misiniz gibi bir düşünce insanın aklına gelebilir. Ama bunu o kadar çirkin ve kötü bir şekilde ifade ediyorlar ki saldırı halinde dile getiriyorlar... Sırrı Sakık da maalesef bunu yaşadık."
NEFRET SUÇUNA KARŞI YASAL GÜVENCE YOK, MEYDAN BOŞ!
"Nefret suçu konusunda Türkiye'deki litaretür ve yasal güvence çok zayıf. Bir çok insan bir anda nefret suçunun muhattabı olabiliyor. Başörtülü kadınlar bu söylemin nesnesi halindeydi. Özellikle kamuoyu önündeki insanlar buna çok rahat bir şekilde uğruyor. Her yazımızın altına önce başındaki çuvalı çıkar şeklinde yorumlar geliyor. Bir yaptırımın olmamasından da kaynaklanıyor bu. Meydanı boş bulmak gibi bir tabir vardır. "
MÜSLÜMANLARIN TEPKİSİNİ ÇEKEN FİLM BİR 11 EYLÜL EFEKTİ YARATMAK İÇİN TASARLANDI
"Libya'daki ABD elçisine yönelen suikast çok ilkel bir kan davası gibi şeklinde cereyan etti hadise. Dolaylı bir bağdır neticede... Filmi çeken yapımcıyı yönetmeni kınayabilirsiniz. Ama filmin çekildiği ülkenin elçisini kınamanın da ötesine geçip öldürmek çok ciddi ve kötü birşeydi. Fakat öngörülemez birşey değildi. Bir 11 Eylül efekti yaratmak için tasarlanmış bir projenin ürünü gibi görülüyor bu film. İsrail ile ilgili bir tarihi sorgularsanız anti semitik olmakla suçlanırsınız. Yahudiliğin ritüelleriyle ilgili en küçük bir istihza çok büyük hakaret kabül edilir ve yine anti semitik olmakla suçlanırsınız. Ama Hz. İsa'ya Hz. Muhammed'e, dinlere, inanca hakaret edildiğinde tepki gösteren müslümanları koruyacak hiç bir statü yok. Başbakan'ın ısrarlı sorularımızdan sonra yaptığı açıklama bizi mutlu etti. Bu konu inşallah Başbakan'ın söylediği gibi BM'ye götürülür..."
BDP'nin Muş milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu Sidar Sakık'ın intihar ederek hayatını kaybetmesinin ardından sosyal medyada başgösteren nefret söylemi Habertürk ekranında masaya yatırıldı.
Ece Üner'in modere ettiği Akşam Raporu'na konuk olan Nihal Bengisu Karaca, Sakık'ın ölümüyle patlama yapan nefret söylemini yerden yere vurdu. Karaca, Libya'daki ABD Büyükelçisinin linç edilmesiyla tırmanan olaylar ve müslümanları tepkisini çeken film için de iddialı bir yorum yaptı. Filmi bir 11 Eylül efekti yaratmak amacıyla tasarlandığını iddia eden Nihal Bengisu "müslümanları bu durumlarda koruyacak bir statü yok" dedi.
SOSYAL MEDYADA İLETİŞİM AMAÇLI DEĞİL AŞŞAĞILAMA AMAÇLI DİYALOGLAR VAR
"Sosyal medyada pek çok konuda duyguların kontrol edilemediği anlar çok sık yaşanıyor. Basit konularda bile hemen ayrışmaya ve muhatabını bir iki cümle ile küçük düşürme amaçlı diyaloglar, monologlar geçiyor. İletişim kurmak üzerine değil muhattabına giydirmek üzerinden bir ilişki var. Bakın şimdi sizin de çocupunuz öldü, diğer annelerin acısını bakalım hissedecek misiniz gibi bir düşünce insanın aklına gelebilir. Ama bunu o kadar çirkin ve kötü bir şekilde ifade ediyorlar ki saldırı halinde dile getiriyorlar... Sırrı Sakık da maalesef bunu yaşadık."
NEFRET SUÇUNA KARŞI YASAL GÜVENCE YOK, MEYDAN BOŞ!
"Nefret suçu konusunda Türkiye'deki litaretür ve yasal güvence çok zayıf. Bir çok insan bir anda nefret suçunun muhattabı olabiliyor. Başörtülü kadınlar bu söylemin nesnesi halindeydi. Özellikle kamuoyu önündeki insanlar buna çok rahat bir şekilde uğruyor. Her yazımızın altına önce başındaki çuvalı çıkar şeklinde yorumlar geliyor. Bir yaptırımın olmamasından da kaynaklanıyor bu. Meydanı boş bulmak gibi bir tabir vardır. "
MÜSLÜMANLARIN TEPKİSİNİ ÇEKEN FİLM BİR 11 EYLÜL EFEKTİ YARATMAK İÇİN TASARLANDI
"Libya'daki ABD elçisine yönelen suikast çok ilkel bir kan davası gibi şeklinde cereyan etti hadise. Dolaylı bir bağdır neticede... Filmi çeken yapımcıyı yönetmeni kınayabilirsiniz. Ama filmin çekildiği ülkenin elçisini kınamanın da ötesine geçip öldürmek çok ciddi ve kötü birşeydi. Fakat öngörülemez birşey değildi. Bir 11 Eylül efekti yaratmak için tasarlanmış bir projenin ürünü gibi görülüyor bu film. İsrail ile ilgili bir tarihi sorgularsanız anti semitik olmakla suçlanırsınız. Yahudiliğin ritüelleriyle ilgili en küçük bir istihza çok büyük hakaret kabül edilir ve yine anti semitik olmakla suçlanırsınız. Ama Hz. İsa'ya Hz. Muhammed'e, dinlere, inanca hakaret edildiğinde tepki gösteren müslümanları koruyacak hiç bir statü yok. Başbakan'ın ısrarlı sorularımızdan sonra yaptığı açıklama bizi mutlu etti. Bu konu inşallah Başbakan'ın söylediği gibi BM'ye götürülür..."