O belgeleri gazeteciler mi çaldı?
Hıncal Uluç AB'nin basın özgürlüğü ile ilgili raporunu değerlendirdiği yazıda çok çarpıcı bir iddiayı dile getirdi...
"Avrupa Birliği, Türkiye'yi "Basın özgürlüğü" nde,
sınıfta bırakmış.. Türkiye hakkında hazırlanan rapor ağır
eleştirilerle dolu.." diyen Hıncal Uluç, köşesinde
"Nasıl olmasın ki?" diye sordu ve ilginç bir
iddiayı dile getirdi:
O BELGELERİ GAZETECİLER ÇALDI
MI?
"Şu anda 4 bin 91 gazeteci mahkemede.. Bu davaların 500'den
fazlası, Ergenekon hakkında haber yapan gazeteciler hakkında.. Bu
gazeteciler kendilerine sızdırılan belgeleri açıkladılar. Bir
gazetecinin, hem de adliyenin gizli arşivlerine girip dosyalardan
belge çalması mümkün mü?. Herkes biliyor ki, o belgeler o
gazetecilerin eline verildi.
Yani.. Bir savcının bir gazeteciye sızdırdığı ve "Al haber yap"
dediği belge, haber olduğu için bir başka savcı dava açıyor..
Yargıyı etkilemek iddiasıyla.."
GAZETECİ HER SANSÜR İLE BAŞEDER
OTOSANSÜR HARİÇ...
"İsterse Abdülhamit gibi bir Kızıl Hakan'ın olsun, gazeteci
sansürün her türlüsü ile savaşır. Bu işe sansürle savaşarak
başladığımda 17 yaşındaydım. Menderes'in gazetecileri, yargısız
infazsız içeri atan, gazeteyle beraber matbaayı da kapatan
yasalarına, sabahın köründe başlayıp gece yarılarına kadar birbiri
ardına yağdırdığı yayın yasaklarına rağmen, haberlerimizi ve
düşüncelerimizi iletmenin bir yolunu buluyorduk.
Devlet sansürünün işlediği tarih boyu görülmedi. Hiçbir araç olmasa
fısıltı gazetesi var. O daha tehlikeli.. Bire bin katar..
Ama oto sansürün çözümü yok. İnsanın kendi kendine koyduğu sansür,
asıl korkunç olandır. Benim yazdığım, AB'nin altını çizdiği sansür
bu.. Ve Türkiye tam da bunun göbeğinde.. Özellikle genç gazeteciler
müthiş baskı altında..
Hıncal Uluç'un yazısının tamamını okuyabilirsiniz.