Nurlar içinde yat benim canım kardeşim...
Henüz 55 yaşındaydı… Hayatı boyunca çileyi de çekti… Zirveye de çıktı… Alkışı da duydu… İhaneti de gördü…
“Tayfun Talipoğlu’nu kaybettik, başımız sağ
olsun…”
Henüz 55 yaşındaydı…
Hayatı boyunca çileyi de çekti…
Zirveye de çıktı…
Alkışı da duydu…
İhaneti de gördü…
*
Ve ey güzel insanlar!..
Bir gün…
Hepimiz için söylenecek bu cümle…
“Falancayı kaybettik, başımız sağ
olsun…”
*
Ah be arkadaş aahhh ahhh ahhhh!..
Değer mi bu düşmanlıklara?..
Değer mi bu kavgalara?..
Hatta…
Değer mi bu kırgınlıklara?..
*
Ailesinin, sevenlerinin ve medya dünyasının başı sağ
olsun…
Nurlar içinde yat benim canım
kardeşim…
FUKARA BEDİH BİLİR DE GAZETECİ BİLMEZ Mİ?..
On fukaranın önüne bir ekmek
koy…
“Bununla idare edin ve eşit
paylaşın” de…
Ellerine sarılır…
Senin için “hayır dua” ederler…
Ama…
*
İki gazeteciye:
“Alın bu dünyayı paylaşın”
de…
İkisi de…
Dünyanın tamamını ister…
*
“Aranızda halledin” dersen eğer…
Biri…
Diğerinin gözlerini oyar…
*
Kazancı Bedih bir şiirinde:
Cihana sığamayan Büyük İskender’in bir küçücük mezara sığdığını…
O mezarın da bugün bir viraneliğe dönüştüğünü anlatır…
*
Fukara Bedih bunun böyle olduğunu bilir
de…
Gazeteci bilmez mi?..
*
Demek ki bilmiyor…
YA NERESİNİ SIKACAĞDI?..
AP azınlık hükümetinin başbakanı
Süleyman Demirel 12 Eylül 1980
darbesiyle düşürüldü…
Bir süre eşiyle birlikte TSK kamplarında “misafir”(!) edildi…
*
Ve…
Demokrasiye kısmen de olsa dönülen ilk yıllarda bir resepsiyona
gitti…
Orada, darbeci cumhurbaşkanı Kenan Evren ile karşılaştı…
Evren elini uzattı…
Demirel uzatılan eli geri çevirmedi…
*
Resepsiyon çıkışı genç bir muhabir Demirel’e sordu:
“Efendim Sayın Evren’in elini sıktınız
mı?..”
Demirel sevimli bir gülücük kondurdu dudaklarına…
O güzelim Isparta şivesiyle karşı bir soru yöneltti genç
muhabire:
“Ya neresini
sıkacağdım?...”
*
Aziz Yıldırım, Beşiktaş
ve Trabzonspor Kulüplerinin başkanlarının
ellerini sıkmayı kabul
etmedi…
Demek ki…
Kafaya koymuş…
Başka yerlerini sıkacak…
NE ÂLEM İNSANLARSINIZ
YAHU…
Ey futbol medyası!..
“Aykut Kocaman Fenerbahçe’de”
haberi çok mu satıyor ne?..
*
Yahu…
Siz her gün “Aykut Kocaman Fenerbahçe’de”
haberi
yapıyorsunuz…
Torku Konyaspor yöneticileri de her gün, haberinizi
yalanlıyor…
*
Haber yalanlandıktan birkaç saat sonra…
Yine bir haber yapıyorsunuz…
Bu defa…
Aykut Kocaman’ın yanına bir de Emre Belözoğlu’nu monte ediyorsunuz…
*
Ne âlem insanlarsınız yahu…
“Benim oğlum bina okur, döner döner yine
okur” misali…
ÜMİTSİZLİĞİN VERDİĞİ
CESARET…
Ümitsizliğe düşünce insan…
Çabuk öfkelenir…
Cesaret yürür bedenine…
Ağzına geleni söyler…
*
Çünkü…
Ümitsizlikten üreyen cesaret…
Akıldan almaz gücünü…
Ve…
Ezik yapar kişiyi…
*
Çevresine ve kendisine kazandıranlar:
Cesaretini umutlarından ve aklından alanlardır…
*
Cesaretini ümitsizlik ve öfkesinden alanlar ise…
Hem kendileri kaybeder…
Hem çevrelerine
kaybettirir…
HAYRET Bİ ŞEY
YAA!..
Politikacılar propaganda yaparken birbirlerini
“yalan” söylemekle suçluyor…
Taraflardan biri bile haklı olsa…
Bu demektir ki:
Taraflardan ikisi de “yalancı”…
*
Yahu…
Bütün dünya biliyor ve kabul ediyor ki:
Propaganda siyasetin yalanla yapıldığı
süreçtir...
EN SADIK MÜMİNLERİNDEN
BİRİYİM…
“Dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa,
yarın kaybeder”.
*
Tabii ki ben demiyorum…
Ama…
Winston Churchill’in bu sözünün en sadık müminlerinden
biriyim…